Güzel şair Cemal Süreya’nın bir sözü var:
“Her ölüm erken ölümdür…”
Şair Arif Damar ustamız da Süreya’nınkini tamamlayan şu yollu başka bir sözü aklımızdan çıkmaz:
“Bunca yıl yaşadım, hâlâ yaşıyorum. Yaşlanmamdan utanıyorum. Yaşadıkça sanki genç şairlerin ömründen çalıyormuşum gibi geliyor bana.”
Her iki sözü de aldım; başımın üstüne koydum; altına imzamı attım.
***
Dün aldığım en kötü haberden gazeteci dostumuz Aykut Tuzcu’yu, bir kalp krizi sonucu yitirmemizdi.
Gerçekten erken gitti o güzel gazeteci.
İyi bir yazardı.
Sonsuz saygılı biri kişiliği vardı.
Tatlı dilli, güler yüzlüydü.
Binbir yokluğa, olanaksızlığa karşı gazetesini uzun yıllar boyunca ayakta tutmayı başarmıştı.
Kendimizin ilk demokrat gazetesidir Gaziantep Sabah. Sonuncusu olmayı da sürdürüyor. Neyse ki bu güzel armağanı, Ayfer Tuzcu Ünsal ve Nurgün Balcıoğlu gibi güvenilir ellere bırakıp gitti.
***
İlk yazım gazetenin adı Gaziyurt iken bu güncelde çıkmıştı. 13 yaşındaydım. Ne çok sevinmiştim.
Gaziyurt adını ben hep Sabah’tan üstün tutmuşumdur. Neden o güzel isim orijinali İstanbul’da yayınlanan Sabah’ın Gaziantep versiyonuna dönüştürüldü, anlayabilmiş değilim.
Tuzcu ailesiyle akrabalılarımız da oldu. Birbirimize darıldıklarımız da… Ama Aykut olsun, Ayfer olsun o eski yaraları tazelemenin gereksizliğine inanmış kişilerdik. Dostluğumuzu hiçbir neden yaralayamadı.
***
Bugünkü Gaziantep Sabah’ın mimarı Aykut Tuzcu yok artık.
Onun o güzel gülen yüzünü göremeyeceğiz bir daha.
Başyazılarını okuyamayacağız.
Bu genç adamı yitirdiğimizi öğrenince, kardeşimi yitirmiş gibi etkilendim. Kalan sevenlerin başısağolsun.
Onu çok arayacağız. Çok çoook… Işıklar içinde uyusun.
“Her ölüm erken ölümdür…”
Şair Arif Damar ustamız da Süreya’nınkini tamamlayan şu yollu başka bir sözü aklımızdan çıkmaz:
“Bunca yıl yaşadım, hâlâ yaşıyorum. Yaşlanmamdan utanıyorum. Yaşadıkça sanki genç şairlerin ömründen çalıyormuşum gibi geliyor bana.”
Her iki sözü de aldım; başımın üstüne koydum; altına imzamı attım.
***
Dün aldığım en kötü haberden gazeteci dostumuz Aykut Tuzcu’yu, bir kalp krizi sonucu yitirmemizdi.
Gerçekten erken gitti o güzel gazeteci.
İyi bir yazardı.
Sonsuz saygılı biri kişiliği vardı.
Tatlı dilli, güler yüzlüydü.
Binbir yokluğa, olanaksızlığa karşı gazetesini uzun yıllar boyunca ayakta tutmayı başarmıştı.
Kendimizin ilk demokrat gazetesidir Gaziantep Sabah. Sonuncusu olmayı da sürdürüyor. Neyse ki bu güzel armağanı, Ayfer Tuzcu Ünsal ve Nurgün Balcıoğlu gibi güvenilir ellere bırakıp gitti.
***
İlk yazım gazetenin adı Gaziyurt iken bu güncelde çıkmıştı. 13 yaşındaydım. Ne çok sevinmiştim.
Gaziyurt adını ben hep Sabah’tan üstün tutmuşumdur. Neden o güzel isim orijinali İstanbul’da yayınlanan Sabah’ın Gaziantep versiyonuna dönüştürüldü, anlayabilmiş değilim.
Tuzcu ailesiyle akrabalılarımız da oldu. Birbirimize darıldıklarımız da… Ama Aykut olsun, Ayfer olsun o eski yaraları tazelemenin gereksizliğine inanmış kişilerdik. Dostluğumuzu hiçbir neden yaralayamadı.
***
Bugünkü Gaziantep Sabah’ın mimarı Aykut Tuzcu yok artık.
Onun o güzel gülen yüzünü göremeyeceğiz bir daha.
Başyazılarını okuyamayacağız.
Bu genç adamı yitirdiğimizi öğrenince, kardeşimi yitirmiş gibi etkilendim. Kalan sevenlerin başısağolsun.
Onu çok arayacağız. Çok çoook… Işıklar içinde uyusun.