Özellikle Konuşmadaki Hatalar: okunuşta, bilgi ve görüşte
Türkçe'nin en kısa olarak şöyle tanımı şöyle verilebilir: Türklerin konuştuğu Fin, Macar, Fransız, Rus, Alman ve birçok dil bilimcinin araştırmaları Türk dilinin Ural-Altay dil öbeğinden sonraları izle Altay dilleri olarak belirlenmesi gerektiğini düşünmüşlerdir. Türkçe alanında makaleler, kitaplar yazılmıştır ve sürmektedir. Derinliğine gitmek gibi bir amacım ve zamanım yok. Günlük konuşma dilimizde tahsili, terbiyesi olan kişilerin sıklıkla yaptıkları hata; yanlışlar üzerinde durmak lazım. Bir de bazen kelimenin harfleri tam olsa da inceltme, uzatma, vurgulama gibi inceliklere dikkat edilmezse, yanlış anlaşılmaya göze batmaya da neden oluyor. Örnekler: Azami tilciliğinde ilk a yı vurgulamak şarttır.
İmha yerine bir Mv. hiç bir dilde olmayan "İmha" demiştir. Sık rastlanan bir hata da dahi (o da, keza) kelimesini daahi gibi okuyan kişinin Türkçesi zayıftır. Bunları okutan öğretmen de bilmiyormuş. Dahi kelimesi deha sahibi anlamı taşır. Arapça'yı bildiğini belli etmek için mesele kelimesini 'mes'ele' olarak telaffuz etmek dinleyene acaba (?) dedirtir. Tuhfe-i Vehbi'de (Vehbi'nin hediyesi: Farsça'yı Türkçe'ye öğretme amaçlı nazım kitap) şu güzel ifade çok şeyi açıklar: "şulle lapa, tefşire'dir baklava; deme kalbura kallabur, lugat-ı fasihten yeğdir galat-ı meşhur". Mesele zor, sorun, problem gibi anlamlar taşır. Yani mes'ele diye okunması olmaz! Dinleyeni rahatsız eder. Yakın zamana kadar kimileri yabancı dil bilgisi pek olmasa da, 'Osmanlıca bilmezseniz, felsefe yapamazsanız, diyerek ahkam kesmişti. Eski (yüz yıla kadar eski dilimizi bilenler bilir ki dilimize geçmiş pek çok Farsça ve Arapça kelime dolayısıyla zaten geniş olan Türk Dili TDK'nun 'Türkçe Sözlük. 2005' adlı lugatında istatiksel hesapladığım kelime sayısı 55 000'den daha fazladır.
Oysa, Bir yayınevi'nin Osmanlıca Türkçe sözlük (18.10cm) 6. basım, içerisinde 35 bin kelime olduğu iddia edilse de, aynı şekilde hesapladığım sözcük sayısı 15 bin civarıdır. Türk Dili ile her tür felsefe yapılır; her tür bilimsel, akademik çalışma yapılır, yazılır, çalışılır. 80'li yıllarda bir Fransız dilci; Türk dilinin matematik düşünceye en uygun dil olduğunu vurgulamıştı. Ayrıca bu zat, kendi açıklamasına göre mevcut 25 kadar Türk diyalektini, lehçelerini etüd ederek öğrenip konuştuğunu da belirtmiş. Bu dili hor gören ahmaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili olan Türkiye Türkçe'si XX. yy'ın ilk yıllarında değin Arapça ve Farsça'dan çok sayıda sözcük içeren, fakat yabancı dillerden ve pek çok kelimeyi almış modern bir dildir. Bu dil Azerice ve Türkmence ile birlikte XI. yy'dan beri bilinen Oğuz lehçeleri alt öbeğini oluşturur. Bilim teknoloji, tıp ve diğer alanlarda Dünya'daki gelişme ve ilerlemeler Türkçe'ye Batı dillerinden geçen-yerleşen, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tıp vd. dallardan kelime sayıları da binlercedir. Örneğin strateji sözcüğü yanlış okunursa konuşmacının ünvanı çok ('yüksek') olsa da bana ne konuştuğunun dikkatli dinleyici için bir önemi kalmaz! Güzel dilimizde bulunan atasözleri ile deyimler konusu pekçok güllerden daha geniştir ve zenginlik arzeder. Türkiye dilinde bir deşive ve deyim farklılıkları da oldukça geniş ve ilginçtir. Örneğin helk ağzında 'dud'a tut dener, tut sözünü ise dut (şunu) denebilir. Bazı takılarda onunla denileceği yerde onuynan da denebiliyor (şive özelliği). Bir başka ayrıntı ise güzel olan bir şeyi çirkince, veya zekası beklenenden düşük olduğu düşünülen kişi için 'normalce' denmiştir. Bir de işe espri katarak, ya da nazar değmesin düşüncesiyle ile sevilen bir kız çocuğuna çirkin (çirkin şey) kız denilir Anadolu'muzda...
İlter Serim
Türkçe'nin en kısa olarak şöyle tanımı şöyle verilebilir: Türklerin konuştuğu Fin, Macar, Fransız, Rus, Alman ve birçok dil bilimcinin araştırmaları Türk dilinin Ural-Altay dil öbeğinden sonraları izle Altay dilleri olarak belirlenmesi gerektiğini düşünmüşlerdir. Türkçe alanında makaleler, kitaplar yazılmıştır ve sürmektedir. Derinliğine gitmek gibi bir amacım ve zamanım yok. Günlük konuşma dilimizde tahsili, terbiyesi olan kişilerin sıklıkla yaptıkları hata; yanlışlar üzerinde durmak lazım. Bir de bazen kelimenin harfleri tam olsa da inceltme, uzatma, vurgulama gibi inceliklere dikkat edilmezse, yanlış anlaşılmaya göze batmaya da neden oluyor. Örnekler: Azami tilciliğinde ilk a yı vurgulamak şarttır.
İmha yerine bir Mv. hiç bir dilde olmayan "İmha" demiştir. Sık rastlanan bir hata da dahi (o da, keza) kelimesini daahi gibi okuyan kişinin Türkçesi zayıftır. Bunları okutan öğretmen de bilmiyormuş. Dahi kelimesi deha sahibi anlamı taşır. Arapça'yı bildiğini belli etmek için mesele kelimesini 'mes'ele' olarak telaffuz etmek dinleyene acaba (?) dedirtir. Tuhfe-i Vehbi'de (Vehbi'nin hediyesi: Farsça'yı Türkçe'ye öğretme amaçlı nazım kitap) şu güzel ifade çok şeyi açıklar: "şulle lapa, tefşire'dir baklava; deme kalbura kallabur, lugat-ı fasihten yeğdir galat-ı meşhur". Mesele zor, sorun, problem gibi anlamlar taşır. Yani mes'ele diye okunması olmaz! Dinleyeni rahatsız eder. Yakın zamana kadar kimileri yabancı dil bilgisi pek olmasa da, 'Osmanlıca bilmezseniz, felsefe yapamazsanız, diyerek ahkam kesmişti. Eski (yüz yıla kadar eski dilimizi bilenler bilir ki dilimize geçmiş pek çok Farsça ve Arapça kelime dolayısıyla zaten geniş olan Türk Dili TDK'nun 'Türkçe Sözlük. 2005' adlı lugatında istatiksel hesapladığım kelime sayısı 55 000'den daha fazladır.
Oysa, Bir yayınevi'nin Osmanlıca Türkçe sözlük (18.10cm) 6. basım, içerisinde 35 bin kelime olduğu iddia edilse de, aynı şekilde hesapladığım sözcük sayısı 15 bin civarıdır. Türk Dili ile her tür felsefe yapılır; her tür bilimsel, akademik çalışma yapılır, yazılır, çalışılır. 80'li yıllarda bir Fransız dilci; Türk dilinin matematik düşünceye en uygun dil olduğunu vurgulamıştı. Ayrıca bu zat, kendi açıklamasına göre mevcut 25 kadar Türk diyalektini, lehçelerini etüd ederek öğrenip konuştuğunu da belirtmiş. Bu dili hor gören ahmaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili olan Türkiye Türkçe'si XX. yy'ın ilk yıllarında değin Arapça ve Farsça'dan çok sayıda sözcük içeren, fakat yabancı dillerden ve pek çok kelimeyi almış modern bir dildir. Bu dil Azerice ve Türkmence ile birlikte XI. yy'dan beri bilinen Oğuz lehçeleri alt öbeğini oluşturur. Bilim teknoloji, tıp ve diğer alanlarda Dünya'daki gelişme ve ilerlemeler Türkçe'ye Batı dillerinden geçen-yerleşen, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tıp vd. dallardan kelime sayıları da binlercedir. Örneğin strateji sözcüğü yanlış okunursa konuşmacının ünvanı çok ('yüksek') olsa da bana ne konuştuğunun dikkatli dinleyici için bir önemi kalmaz! Güzel dilimizde bulunan atasözleri ile deyimler konusu pekçok güllerden daha geniştir ve zenginlik arzeder. Türkiye dilinde bir deşive ve deyim farklılıkları da oldukça geniş ve ilginçtir. Örneğin helk ağzında 'dud'a tut dener, tut sözünü ise dut (şunu) denebilir. Bazı takılarda onunla denileceği yerde onuynan da denebiliyor (şive özelliği). Bir başka ayrıntı ise güzel olan bir şeyi çirkince, veya zekası beklenenden düşük olduğu düşünülen kişi için 'normalce' denmiştir. Bir de işe espri katarak, ya da nazar değmesin düşüncesiyle ile sevilen bir kız çocuğuna çirkin (çirkin şey) kız denilir Anadolu'muzda...
İlter Serim