ANASAYFA arrow right Güncel

"Hayalimdeki ikinci durak doğduğum şehir Gaziantep"

"Hayalimdeki ikinci durak doğduğum şehir Gaziantep"
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.44
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.44
Nil Tuzcu Amerika’nın önde gelen akademik kurumlarından Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology’de e teknoloji odaklı projeler yapan bir tasarımcı ve araştırmacı. Tuzcu ile teknoloji, tasarım ve araştırmayı birleştiren pr
Nil Tuzcu Amerika’nın önde gelen akademik kurumlarından Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology’de e teknoloji odaklı projeler yapan bir tasarımcı ve araştırmacı. Tuzcu ile teknoloji, tasarım ve araştırmayı birleştiren projelerinden bahsettik. 

Merhabalaröncelikle sizi biraz tanımak isteriz, bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, ben Nil Tuzcu. Gaziantep doğumluyum. İstanbul’da ve Amerika’da eğitim gördüm. Son 7 senedir Amerika’da Boston’da yaşıyorum. Teknoloji ve tasarım üzerine çalışıyorum. 

Gaziantep’ten Boston’a uzanan bir hayatınız var. Biraz daha bu yolculuktan bahseder misiniz?

Liseyi Gaziantep’te bitirdikten sonra lisans eğitimimi İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde tamamladım. Daha sonra Amerika’da bulunan ve mimarlık alanının önde gelen üniversitelerinden olan Cornell Üniversitesi’nde mimarlık ve teknoloji üzerine master yaptım. Üç sene boyunca Amerika’da bulunan büyük bir mimarlık şirketinde tasarımcı olarak çalıştıktan sonra tekrar üniversiteye döndüm ve bu sefer dünyanın teknoloji ve bilim merkezi olarak görülen Massachusetts Institute of Technology’de veri görselleştirme ve yaratıcı teknolojiler üzerine eğitim aldım. Son üç senedir Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology’de araştırmacı olarak çalışıyorum ve tasarım ve teknoloji üzerine çeşitli üniversitelerde dersler veriyorum. Hem üniversitelere bağlı hem de bireysel olarak farklı projeler yürütüyorum.

Kariyerinizde dönüm noktası olarak gördüğünüz yerler nelerdir?

Hayatımın en önemli dönüm noktası lisansüstü eğitimim için yaptığım tercih oldu. Önümde Avrupa ve Amerika’dan birçok seçenek vardı. Tercihimi şehir çalışmaları ve medya teknolojilerinin ön plana çıktığı Cornell Üniversitesi’nden yana kullandım. Fırsatlarla dolu bu yeni dönem zorlu bir yol olsa da beni şu anda bulunduğum noktaya getirdi. Hem yeni tanıştığım çevremden hem de içinde bulunduğum üniversitenin olanakların çok faydalandım ve kendime içinde tasarımın ve teknolojinin olduğu bir kariyer yolu çizdim.

İkinci dönüm noktası ise üç sene boyunca profesyonel olarak yaptığım mimarlık iş hayatına veda ederek akademiye dönüp Massachusetts Institute of Technology’de eğitim almam oldu. Yeni ve sürekli değişen dijital dünyayla çalışmak hem çok heyecanlıydı hem de oldukça gayret gerektiren bir süreçti. Tasarım ve araştırma odaklı bir kariyer insanı her an keşfetmeye ve daha iyisini yapmak için kendisiyle rekabete teşvik ediyor. Kimi zaman yorucu da olsa, bu yolculukta kendimi sürekli geliştirdiğimi ve her gün yeni şeyler öğrendiğimi fark ettikten sonra bu kariyer seçiminin benim için en doğrusu olduğuna karar verdim.

 Son dönemlerde yaptığınız projelerden biraz bahseder misiniz?
Son dönemlerde üzerine çalıştığım iki büyük projem var. Birincisi Kasım ayında hayata geçen ve gösterimde olduğu süre içinde ve sonrasında geniş yankı uyandıran, sanal gerçeklik teknolojisinin hayat verdiği 6-7 Eylül 1955 olaylarını anlatan bir belgesel. Bu projeyi MIT’deki çalışma arkadaşlarımla birlikte hayata geçirdik. Bu projede, izleyici sanal gerçeklik gözlükleri takıyor ve 1955 yılına, Beyoğlu’nda bulunan bir fotoğraf stüdyosuna gidiyor. Mekanın içinde gezebiliyor ve o günü bütün gerçekçiliğiyle yaşıyor. Bu proje için İstanbul’da yaşamış olan farklı fotoğraf sanatçılarının arşivlerini kullandık ve kendimize yeni bir stüdyo kurguladık. Mimarisinin ve malzemelerin sıfırdan tasarlandığı ve yaratıldığı mekan izleyiciye foto realistik bir deneyim sağlıyor. Boston’da bulunan MIT Keller Galeri’de geçtiğimiz Kasım ayında sergilenen projenin önümüzdeki aylarda Türkiye’de de bir sergisi olacak.

İkinci proje ise ‘Ben İstanbul’,Salt Araştırma Fonlarından aldığım destekle başladı. Ben, İstanbul web tabanlı interaktif bir platform projesi, 20. yüzyıl boyunca İstanbul'da değişen gündelik hayat akışını çeşitli kimlikler üzerinden anlatıyor. Kurgusal karakterlerin bir gününün harita üzerinden izlenebildiği platform, kullanıcılara geçen yüzyılın önemli sosyal, siyasal, ekonomik ve fiziksel değişimlerine tanıklık etme imkânı sunuyor. www.benistanbulhikayeleri.com’dan süreci izlenebilecek proje şu ana kadar kariyerimde bana en çok heyecan veren projelerden birisi oldu. Geçen haftalarda Salt Galata binasında sunumunu yaptığım proje çok iyi tepkiler aldı. 

‘Ben İstanbul’ nasıl doğdu?

Harvard Üniversitesi’nde bulunan Mellon Şehir araştırmaları merkezinde araştırmacı ve geliştirmeci olarak çalışıyorum. Şehir tarihinin görselleştirilmesi ve haritalandırması üzerine programlar geliştiriyorum. Bu işe başladığımdan beri aklımda hep şu soru vardı: dijital araçlar kullanarak bir kent tarihi nasıl araştırılabilir ve anlatılabilir? Bu aşamada hikayeler anlatma fikri devreye girdi. Hikayeler, akademik yayınların aksine daha kişisel, merak uyandıran ve sınırlandırılmamış anlatım şekilleri. Bu yüzden işe, geçtiğimiz yüzyılın önemli edebiyat eserlerindeki ve filmlerindeki karakterlere bakarak başladım ve bunlardan ilham alarak hikayeler kurgulamaya başladım. 

Bu proje üzerinde çalışırken en çok etkilendiğiniz hikaye hangisi oldu?
Hikayeleri kurgularken ve görselleştirirken bir çok farklı kaynaktan yararlanıyorum. Turist rehberleri, anılar, romanlar ve fotoğraf arşivleri bu kaynaklardan bazıları. En çok etkilendiğim karakter ise Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları kitabından esinlenerek yarattığım Işık Ailesi. Bu karakterin amacı 1940’lı yılların sonundaki Nişantaşı’nın dönüşümünü ve zamanın plaj ve gazino gibi gündelik mekanlarını tanıtmak. 

Hayalinizdeki ‘Ben İstanbul’ nerede?

Ben, İstanbul projesinin bir kısmı tamamlandı ve tanıtım web sayfası açıldı. Diğer kısmının üzerinde ise hala çalışmaktayım ve Mayıs ayında projeyi tamamlamayı hedefliyorum. Daha önce bahsettiğim gibi, proje izleyiciye online ve interaktif bir şekilde İstanbul tarihinden hikayeler anlatıyor. İzleyicinin platformla etkileşime geçebileceği çeşitli tasarımlar üzerine çalışıyorum. Mesela, izleyici farklı tarihlere ait olan İstanbul haritalarını karşılaştırabiliyor veya o döneme ait şehir fotoğraflarına bakabiliyor.

Şu anda üzerine çalıştığım altı adet karakter var. Karakterlerden ilki Lütfi Kırdar, eski İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı. Bu hikaye sizi 1949 yılına götürüyor ve İstanbul’da Kırdar’ın anlatımıyla bir imar turuna çıkartıyor. İzleyici o dönemde yeni yapılmış olan Gezi Parkı, İnönü Stadyumu, Taksim Meydanı ve Atatürk Bulvarı gibi dönemin önemli imar projelerini geziyor. Karakterlerden ikinci ise 1960'lı yıllardaki göç ve gecekondulaşma olgusunu anlatan Gurbet Kuşu. İzleyici bu sefer gecekondulaşmanın tarihi hakkında ilgi ediniyor, İlhan Tekeli’nin plansız kent gelişimini anlattığı Gecekondulu, Dolmuşlu İşportalı Şehir kitabından alıntılar okuyor ve Gurbet Kuşları filminin (Halit Refiğ, 1964) karakterlerinin şehir içindeki hareketlerini o yıla ait harita üzerinden takip ediyor. Başka bir karakterden örnek verecek olursam, izleyici bu sefer ünlü sinema tarihçisi Giovanni Scognamillo’nun kaleminden eski Beyoğlu’nu geziyor ve eski sinemalar hakkında bilgi alıyor. Beyoğlu’nu gezerken Selahattin Giz arşivinden fotoğraflar görüyor ve Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu’dan alıntılar okuyor. Diğer bir karakterler ise: 1928 İstanbul Turist Rehberi’nin görselleştirildiği ve hikayelendirildiği 1928’de İstanbul’u gezmeye gelen bir İngiliz turist. Son iki karaktere gelirsek, Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları kitabından esinlenerek yarattığım Işık Ailesi ve Yusuf Atılgan’ın 1959’da kaleme aldığı Aylak Adam. 

Benzer bir projeyi başka şehirler için de yapmayı planlıyor musunuz?
Ben İstanbul tamamlandıktan sonra bu projenin bir örnek teşkil edeceğine inanıyorum ve aynı platform kullanılarak başka şehirler için de yapılabileceğini düşünüyorum. Hayalimdeki ikinci durak doğduğum şehir, Gaziantep.

Gelecekle ilgili planlarınız neler?

Kısa vadede Ben İstanbul projesini tamamlamak ve daha geniş kitlerle tanıştırmak istiyorum. Bu projenin ikinci aşaması için gönlümden geçen diğer şehirlerin de hikayelerini ortaya çıkarmak, bir Türkiye mozaiği oluşturmak. Her zaman en büyük motivasyonlarımdan birisi, bu yolculuğumdaki kazanımlarımı aktarmak, paylaşarak çoğaltmak, bunun için de önümüzdeki dönemlerde daha fazla ders vermeyi planlıyorum. Amerika’da üniversitelerde verdiğim dönemlik derslerin dışında Türkiye’de de yapabileceğim teknoloji ve araştırma odaklı kısa dönemli atölye çalışmaları düzenlemek istiyorum. 

Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *