“İş yaşamında toplumsal cinsiyet ayrımcılığı” konulu bir panel düzenlendi
Gaziantep Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler ve TMMOB Gaziantep Şubesi işbirliği ile bu sene 2. Mühendislik Günleri düzenlendi. Atölyeler, kısa film gösterimleri, paneller, ve teknik gezilerin yapıldığı 2. Mühendislik günlerinde öğrenciler mesleklerini daha iyi tanımaları açısından önemli fırsat olarak değerlendiriliyor.
Her gün değişik konular belirlenip farklı konuşmacılar eşliğinde öğrencilerin bilgilendirildiği 2. Mühendislik Günlerinde “İş yaşamında toplumsal cinsiyet ayrımcılığı” konulu bir panel düzenlendi. Makine Mühendislik Bölümü Konferans salonunda düzenlenen panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Canan Dülger, Makine Mühendisi Serap Özpolat Çete ve Makine Mühendisi Süheyla Büyükçorapçı katıldı.
Mühendislik ve doktorluk, yani
zor meslekleri tercih etmede
kadınlar da biraz çekingenlik var
Söze ilk başlayan Prof. Dr. Canan Dülger, eskiye göre kadınların mühendislik mesleği tercihlerindeki oranın artmış olduğunu söylerken, “Her ne kadar istenilen düzeyde olmasa da özelikle Akademik düzeyde artık kadınların görünürlüğü belirginleşiyor. Biz öğrenci iken tüm sınıfın içinde 2-3 kız vardık ya da yoktuk. Şuan sınıflardaki kız oranı artmış durumda. Eskiden sadece atölyelerde ve saha da çalışama bilme olanağı olduğu için kadınlar biraz uzak durdu bu mesleğe. Mühendislik ve doktorluk, yani zor meslekleri tercih etmede kadınlar da biraz çekingenlik var. Daha sakin mesleklere yönelim oluyor. Bu dünyada da böyle. Yurtdışında eğitim yaparken hocalarımızla sahalara gittiğimizde insanlar bizi mühendis olarak değil, sekreter olarak biliyorlardı. Tercih ettiğiniz mesleğinizi sevin. Bir etiket için bölüm ya da üniversite tercihinde bulunmayın. Bir avantaj olarak görünen etiketler sahaya çıktığınızda dezavantaja dönebiliyor” şeklinde konuştu.
Kadın ve erkek aynı okulda eğitim görüyor
Dülger’den sonra konuşan Serap Özpolat Çete, öncelikle panele katılan erkeklere teşekkür ederken, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cumhuriyetten beri biz kadınların kazanımları var. Bizler kazanımları daha ileri götürmek için elimizden geleni yapmalıyız. Kadınlar olarak Osmanlı döneminde olan 50 grevden 9’unu kadınlar yapmıştır. Yine o dönemlerden başlayan ve bugüne kadar gelen bir kadının kendini var etme mücadelesi var. Kız çocuklarının okula gönderilmediği bir coğrafyada kalkıp mühendis olmak elbette zor olacaktı. Toplumun kadına biçtiği bir misyon var. Sen bu misyonun dışına çıkıyorsun. Toplumsal bir algı oluşmuş. Kadın mühendis erkek mühendise göre daha az çalışacak gibi. Ya da daha az verimli olacak gibi bir algı. Halbuki kadın ve erkek aynı okulda eğitim görüyor. “
Eşit işe eşit ücret kuralına uymayan çok iş yeri var
“Eğitimde bir fark yokken üretimde neden bir fark olsun ki” diye sorun Çete, “Üstelik kadınların erkeklere göre daha iyi çalıştığı gerçeği ortada dururken. Ücretler konusu her zaman kadının önüne çıkan temel sorun. Erkek mühendis ile aynı işi yapmasına rağmen ondan daha düşük ücret ile kadın mühendis çalıştırıyorlar. Eşit işe eşit ücret kuralına uymayan çok iş yeri var. Sahalarda çalıştırılan kadın mühendislerin de kendi başlarına kendi istedikleri gibi üretim yapmalarından ziyade, sürekli üst yöneticiler tarafından bir yönetme ve yönlendirme durumu var. Akademik çevre ye baktığımızda da yine kadının var olmadığını gözlemleyebiliyoruz. Bugün üniversitemizde kaç kadın akademisyen var? Üst kademelerde kaç kadın arkadaşımız var? Mimar ve Mühendisler Odasındaki kadın oranı yüzde 8’lerde. Türkiye genelinde sadece Diyarbakır ve İzmir’de kadın şube başkanları var. TMMOB kadının daha aktif olması için atölyeler ve çeşitli çalıştaylar düzenledi” dedi.
Toplantıda, Süheyla Büyükçorapçı da bir konuşma yaptı. Özel sektörde çalışmanın zorluğu ve nasıl bir emek sarf ettiğine değinen Büyükçorapçı, “bir iş başvurusunda kadın değil erkek tercih ediliyor. Saha da çalışan işçiler ya da makinelerin büyüklüğü, iş yoğunluğu gibi bahanelerle kadın mühendis tercihi yapmıyorlar. Ama biliyoruz ki aynı koşullar erkek mühendis için de geçerli. Asıl sorun erkeklerin bir kadının onlara görev vermesini istememesidir. Kadın mühendis saha da erkek çalışanlara sorumluluklarını ve görevlerini bildirdiğinde onların erkten gelen yani güçleri kayboluyor ve artık hükmedemiyorlar. Erkek mühendise o kadar alışmışlar ki bizlere bile erkek mühendis gibi davranıyorlar” dedi. Panel öğrencilerin sorduğu sorulara verilen cevaplardan sonra sona erdi. Cihan Ölmez
Gaziantep Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler ve TMMOB Gaziantep Şubesi işbirliği ile bu sene 2. Mühendislik Günleri düzenlendi. Atölyeler, kısa film gösterimleri, paneller, ve teknik gezilerin yapıldığı 2. Mühendislik günlerinde öğrenciler mesleklerini daha iyi tanımaları açısından önemli fırsat olarak değerlendiriliyor.
Her gün değişik konular belirlenip farklı konuşmacılar eşliğinde öğrencilerin bilgilendirildiği 2. Mühendislik Günlerinde “İş yaşamında toplumsal cinsiyet ayrımcılığı” konulu bir panel düzenlendi. Makine Mühendislik Bölümü Konferans salonunda düzenlenen panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Canan Dülger, Makine Mühendisi Serap Özpolat Çete ve Makine Mühendisi Süheyla Büyükçorapçı katıldı.
Mühendislik ve doktorluk, yani
zor meslekleri tercih etmede
kadınlar da biraz çekingenlik var
Söze ilk başlayan Prof. Dr. Canan Dülger, eskiye göre kadınların mühendislik mesleği tercihlerindeki oranın artmış olduğunu söylerken, “Her ne kadar istenilen düzeyde olmasa da özelikle Akademik düzeyde artık kadınların görünürlüğü belirginleşiyor. Biz öğrenci iken tüm sınıfın içinde 2-3 kız vardık ya da yoktuk. Şuan sınıflardaki kız oranı artmış durumda. Eskiden sadece atölyelerde ve saha da çalışama bilme olanağı olduğu için kadınlar biraz uzak durdu bu mesleğe. Mühendislik ve doktorluk, yani zor meslekleri tercih etmede kadınlar da biraz çekingenlik var. Daha sakin mesleklere yönelim oluyor. Bu dünyada da böyle. Yurtdışında eğitim yaparken hocalarımızla sahalara gittiğimizde insanlar bizi mühendis olarak değil, sekreter olarak biliyorlardı. Tercih ettiğiniz mesleğinizi sevin. Bir etiket için bölüm ya da üniversite tercihinde bulunmayın. Bir avantaj olarak görünen etiketler sahaya çıktığınızda dezavantaja dönebiliyor” şeklinde konuştu.
Kadın ve erkek aynı okulda eğitim görüyor
Dülger’den sonra konuşan Serap Özpolat Çete, öncelikle panele katılan erkeklere teşekkür ederken, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cumhuriyetten beri biz kadınların kazanımları var. Bizler kazanımları daha ileri götürmek için elimizden geleni yapmalıyız. Kadınlar olarak Osmanlı döneminde olan 50 grevden 9’unu kadınlar yapmıştır. Yine o dönemlerden başlayan ve bugüne kadar gelen bir kadının kendini var etme mücadelesi var. Kız çocuklarının okula gönderilmediği bir coğrafyada kalkıp mühendis olmak elbette zor olacaktı. Toplumun kadına biçtiği bir misyon var. Sen bu misyonun dışına çıkıyorsun. Toplumsal bir algı oluşmuş. Kadın mühendis erkek mühendise göre daha az çalışacak gibi. Ya da daha az verimli olacak gibi bir algı. Halbuki kadın ve erkek aynı okulda eğitim görüyor. “
Eşit işe eşit ücret kuralına uymayan çok iş yeri var
“Eğitimde bir fark yokken üretimde neden bir fark olsun ki” diye sorun Çete, “Üstelik kadınların erkeklere göre daha iyi çalıştığı gerçeği ortada dururken. Ücretler konusu her zaman kadının önüne çıkan temel sorun. Erkek mühendis ile aynı işi yapmasına rağmen ondan daha düşük ücret ile kadın mühendis çalıştırıyorlar. Eşit işe eşit ücret kuralına uymayan çok iş yeri var. Sahalarda çalıştırılan kadın mühendislerin de kendi başlarına kendi istedikleri gibi üretim yapmalarından ziyade, sürekli üst yöneticiler tarafından bir yönetme ve yönlendirme durumu var. Akademik çevre ye baktığımızda da yine kadının var olmadığını gözlemleyebiliyoruz. Bugün üniversitemizde kaç kadın akademisyen var? Üst kademelerde kaç kadın arkadaşımız var? Mimar ve Mühendisler Odasındaki kadın oranı yüzde 8’lerde. Türkiye genelinde sadece Diyarbakır ve İzmir’de kadın şube başkanları var. TMMOB kadının daha aktif olması için atölyeler ve çeşitli çalıştaylar düzenledi” dedi.
Toplantıda, Süheyla Büyükçorapçı da bir konuşma yaptı. Özel sektörde çalışmanın zorluğu ve nasıl bir emek sarf ettiğine değinen Büyükçorapçı, “bir iş başvurusunda kadın değil erkek tercih ediliyor. Saha da çalışan işçiler ya da makinelerin büyüklüğü, iş yoğunluğu gibi bahanelerle kadın mühendis tercihi yapmıyorlar. Ama biliyoruz ki aynı koşullar erkek mühendis için de geçerli. Asıl sorun erkeklerin bir kadının onlara görev vermesini istememesidir. Kadın mühendis saha da erkek çalışanlara sorumluluklarını ve görevlerini bildirdiğinde onların erkten gelen yani güçleri kayboluyor ve artık hükmedemiyorlar. Erkek mühendise o kadar alışmışlar ki bizlere bile erkek mühendis gibi davranıyorlar” dedi. Panel öğrencilerin sorduğu sorulara verilen cevaplardan sonra sona erdi. Cihan Ölmez