Kâmil Ocak Stadyumu’nun yıkımı sonrasında yapımına başlanan Millet Bahçesi 57 bin 485 metrekarelik alana sahip. Bu alanın 31 bin 506 metrekaresinin yeşil olması planlanırken, 26 bin metrekarelik alanın beton olacağı tahmin ediliyor. Millet bahçesi içerisinde bin 300 metrekarelik alana kütüphane ve millet kıraathanesinin yanı sıra 25 ila 90 metrekare arasında çeşitli büyüklüklerde toplamda 29 tane dükkan yapılacak.
Beton yoğunluğunun yüksek olduğu alanlar
Millet Bahçesi’nin 2018 seçiminden önce ortaya çıktığını ifade eden Girişken, “Pek çok kentte yapılan uygulamalar gösterdi ki kent merkezlerinde bulunan stadyum, hastane ve diğer kamu yapılarının yıkılmasıyla elde edilen yerlerde rant ve konut projeleri yapılırken, bazen de yeşil alan olacak savunmasıyla millet bahçesi yapıldı. Dolayısıyla millet bahçesi, içerisinde ticari yapıların bulunduğu, park diyemeyeceğimiz beton yoğunluğun yüksek olduğu alanlar haline geldi” ifadelerini kullandı.
Millet Bahçesi’nin yüzde 25’inin betondan oluştuğuna ve kayda değer oranda bir rant yaratılacağını söyleyen Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Eski Başkanı H. Özgür Girişken, “Millet bahçesinin yaşayan bir kent meydanı yapmak ya da sosyal hayatı desteklemek değil, belli bir rant elde etmek amacının güdüldüğünü anlayabiliyoruz” tespitini yaptı.
İşin temelinde rant varken, kentin faydasına bir şey çıkmasını beklemek hayal olur
Girişken, “Dükkanların satılık olup olmadığını bilemiyoruz. Bu dükkanlar satılacak mı yoksa belediye bünyesinde mi kalacak? Bunların hepsi önemli sorular ve sorulması gereken çok soru var. İşin temelinde rant varken, kentin faydasına bir şey çıkmasını beklemek hayal olurdu” dedi.
Toplumda yeşil alan ve parkları canlı tutmak için dükkân ve ticari alan dışında akıllara hiçbir şey gelmediğini vurgulayan Girişken, “Millet bahçesi kavramının parktan farkının tartışılması gerekiyor. Merkezi canlı tutmak için çeşitli fonksiyonlar getirilmesi gerekliydi, ama yapı yoğunluğu böyle mi olmalıydı, ticari alanlar ve dükkanlardan başka bir şey olamaz mıydı? Bunların tartışılması gerekiyordu. Sonuç olarak millet bahçesi kavramı ayağı yere basmayan bir kavram” değerlendirmesinde bulundu.
Millet bahçesinin yaşayan bir kent olacağını düşünmüyoruz
Girişken, ülkemizde bir meydan geleneği olmadığını sözlerine ekledi. “Meydan biz de bir boşluk olarak düşünülüyor. Aslında meydan; insanların buluştuğu, zaman geçirdiği, çevresinde sosyal hayatı destekleyen fonksiyonların bulunduğu alanlar. Demokrasi Meydanı’nın çevresinde bu tür alanlar yok. Dolayısıyla hiç kimse Demokrasi Meydanı’nda zaman geçirmiyor, sadece bir buluşma, miting alanı olabiliyor. Yaşayan kent meydanı olabilmesi için zaman geçiren fonksiyonların olması lazım. Ama biz sadece dükkân ve ticari alan yapıyoruz. Millet bahçesinin yaşayan bir kent olacağını düşünmüyoruz. Bazı kararlar yeterince tartışılmadan alınıyor, bu kentte bulunan insanlar sosyal anlamda zaman geçirebilecekleri etkinliklere ihtiyaç duyuyorlar. Fakat yerel yönetim ve idarecilerimiz daha fazla ticari alan, daha fazla alışveriş merkezleri, daha fazla tüketim mekanları yapıyorlar” şeklinde konuştu.
Millet bahçesinin yüzde 20-25’i betondan oluşuyor
Girişken, “Kâmil Ocak Stadyumu’nun yerine TOKİ tarafından önerilen ilk proje bir faciaydı. Çok yüksek yoğunluklu, yüksek katlı bir proje önerisi gelmişti. Kentten yükselen tepkiler üzerine yıllar süren çalışmalar sonucunda proje bu hale geldi. Şu anda millet bahçesinin yüzde 20-25’i betondan oluşuyor. İçerisinde ticari alanlar, çok katlı otopark, cami, sosyal tesis olacak. Eğer halk tepki göstermeseydi, bundan daha kötü bir yapı ile karşı karşıya kalacaktık” açıklamasını yaptı. Hüseyin Karataş
