ANASAYFA arrow right Güncel

Milyonlar derin bir yoksullaşma ve güvencesizleşmeye itildi

YAYINLAMA: 28 Kasım 2022 / 21.21
GÜNCELLEME: 28 Kasım 2022 / 21.21
Yaklaşık bir ay süren 2023 yılı bütçe maratonu sona erdi. 2023 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi komisyonda kabul edildi. 5 Aralık Pazartesi gününden itibaren TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanacak

KESK Gaziantep Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, “Emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlar derin bir yoksullaşma ve güvencesizleşmeye itildi. Hayat pahalılığı ve işsizlik kronik bir hale geldi. Türkiye asgari ücretliler ülkesine dönüştürülmüş, emeğin milli gelirden aldığı pay gittikçe düşürüldü” tespitini yaptı.

Ülkedeki işsizler ordusu büyüdü kronik hale geldi

‘Kamu hizmetleri alanı piyasalaştırma, özelleştirme, yatırımların kısılması yolu ile alabildiğine daraltıldı’ diyen Parlakçı, “Ekonomiden, iç ve dış politikaya, istihdamdan güvenliğe, eğitim ve sağlıktan barınma hakkına kadar akla gelebilecek her alanda adeta çıkmaz bir sokağa sürüklenmiş bulunuyoruz. Ülkedeki işsizler ordusu büyümüş, kronik hale gelen işsizlik çalışanların ücretlerini, çalışma koşullarını, sendikal haklarını baskılamanın aracına dönüştürüldü” dedi.

Artan yoksulluk ve ağırlaşan yaşam koşullarında TBMM’de 2023 bütçesinin görüşüldüğünü hatırlatan Parlakçı, “Her şeyin saraydan belirlendiği, bütçe hakkımızın elimizden alındığı, parlamentonun dahi göstermelik hale getirildiği bir süreçteyiz. Maaşlarımızdan ödeyeceğimiz vergilere, yararlanacağımız kamu hizmetinden, faturalarımıza kadar hayatımızın her alanı bütçe ile belirleniyor. Bütçeler bir ülkede kaynakların, gelirlerin kimlerden toplandığını ve söz konusu gelir ve kaynakların kimler için kullanılacağını gösteren belgeler. Buradan hareketle bir ülkedeki mevcut sistemin kimden veya kimlerden yana olduğunu anlamanın en kolay yolu bütçesine bakmak” ifadelerini kullandı.

Sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu hizmetleri piyasalaştırılıyor

Parlakçı, “Çünkü bütçelerin temel kaynağını oluşturan vergilerin tüm yükü başta biz emekçiler olmak üzere halka yıkılırken; vergi istisnası, muafiyeti, affı, indirimi, teşvik, hazine garantisi gibi yollarla patronlar kollanıyor. ‘Vergi harcaması’ adı altında her yıl on milyarlarca vergi gelirinden vazgeçiliyor. Örneğin, 2021 yılında toplanması hedeflenen her 100 TL’lik verginin 25 TL’sinden sermeye lehine vazgeçildi. Toplanan vergiler artık bize yol, su, elektrik olarak dönmemekte, aksine yol, su, köprü, tünel için ayrıca yüklü miktarda para alınıyor. Vergilerimiz, hizmet alsak da almasak da kamu özel iş birliği projeleri denilen şehir hastanesi, yol, köprü, tünel yapan şirketlere, Kur Korumalı Mevduat sistemine Hazine garantisi olarak aktarılıyor. Kamu hizmetlerine ayrılan kaynaklar-yatırımlar gittikçe azaltılmakta, sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu hizmetleri piyasalaştırılıyor” açıklamasını yaptı.

Herkes için halktan, emekten yana bir bütçe istemeye devam edeceğiz

TÜİK rakamları doğru ise 2023 yılı yeniden değerlendirme oranının neden yüzde 122,9 olarak belirlendiği sorusunu her vatandaşın sorması gerektiğini sözlerine ekleyen Parlakçı, “Memurun, işçinin, emeklinin, asgari ücretlinin maaşını hesaplarken TÜİK enflasyon oranını esas alan iktidar kendi alacağına sıra gelince her nedense TÜİK rakamlarını esas almıyor. KESK olarak yıllardır iktidarda kimin, kimlerin olduğuna aldırmaksızın bu tablonun değişmesi için fiili ve meşru bir mücadele yürütüyoruz. Bu uğurda ihraçlar da dahil olmak üzere birçok bedel ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Ancak bedeli ne olursa olsun iktidarların kapı kulu olmayı reddetmeye, iktidarların memuru değil, halkın kamu emekçisi ve mücadele örgütü olarak sadece kendimiz için değil, herkes için halktan, emekten yana bir bütçe istemeye devam edeceğiz” Fatma Karabacak

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *