1960 yılında Talas Amerikan Ortaokulu’na gittiğimde Aykut, Talas’taki üçüncü yılına başlıyordu. Yani bizim abimizdi. Çünkü Talas ve Tarsus’ta herkes birbirine ‘abi’ diye hitap ederdi.
Aykut öyle candan bir abiydi ki onun herkese yaklaşımı daha bir sevgi dolu olurdu. Bizden iki sınıf bir üsttü, ama herkese sınıf arkadaşıymış gibi davranırdı. Ayrıca bir sene kaybı sonrası aramızda bir sınıf kalmıştı.
Talas’ta ticari zekâsını kullanarak kazı kazan çekilişleri yapmaya ve bundan faydalanmaya başlamıştı. Üzeri delikli karton levhanın altında bir jelatin kağıdı olurdu. Bu deliklerden birinin altındaki kağıdı kazıdın mı altından çıkan yazıya göre ya bir ikramiye kazanır ya da çekilişi kaybederdin. Bir seferinde sırasını açmışlar ve ikramiye olarak dağıtacağı gofretleri yemişlerdi. Bu olaya çok kızmış, ama en güzel gülüşü ile gülüp geçmişti.
Tarsus Amerikan Koleji’ne bizden bir sene önce gitti. Bizim gittiğimiz dönemde ise bir sene daha kaybeden Aykut ile aynı sınıfta okumaya başladık. Şen şakrak esprili olduğu kadar çok da ciddi bir arkadaş gelmişti sınıfa. Gayet efendi bir yapıya sahipti ve kolay kolay kızmazdı. Ders haricinde en büyük merakı spordu ve basketbol meraklısıydı. Boyuna rağmen de çok iyi sıçrardı. Bu meziyeti onu okuldaki basketbol takımına taşımış ve basketbol şampiyonluğunda forma giymesini sağlamıştı. Okul maçlarının sayı kralı idi.
Her gün okuldan çıkar ve mutlaka ‘Akşam’ ve ‘Cumhuriyet’ gazetelerini alır, çok sevdiği köşe yazılarını mutlaka okurdu. Muhalif bir yazar olacağı o günlerden belli idi. Liseyi bitirirken kendi istikbalini çizmiş tek arkadaş Aykut idi. Biz üniversite imtihanlarına girerken o ideali doğrultusunda İngiltere’yi tercih etmişti. Nitekim bu tercihi sonrası hayatını memleketi Gaziantep’te babasının matbaasında devam ettirdi.
Talas ve Tarsus camiasının Antep’teki tek kalesiydi. Her arkadaşının ziyaretine memnun olur, onları ağırlar, şehri büyük bir zevkle gezdirirdi. Antep içinde büyük bir kazanç olan Aykut, mütevazı gazetesini çıkartmayı yıllarca sürdürdü. Sivri kaleminden çok çekse de bildiği yolda yürümekten asla pes etmedi. Aykut Tuzcu, renkli bir kişilikti.
Birçok dernek faaliyetlerinde öncü rol alırken kimseye yanlış yapmamaya özen gösterirdi. Antep’in Talas-Tarsuslusu artık yok. Seyahatte olduğum için cenazesine katılamadım. Çok çok üzgünüm. Nurlar içinde yat sevgili kardeşim. Seni özleyeceğiz.
Aykut öyle candan bir abiydi ki onun herkese yaklaşımı daha bir sevgi dolu olurdu. Bizden iki sınıf bir üsttü, ama herkese sınıf arkadaşıymış gibi davranırdı. Ayrıca bir sene kaybı sonrası aramızda bir sınıf kalmıştı.
Talas’ta ticari zekâsını kullanarak kazı kazan çekilişleri yapmaya ve bundan faydalanmaya başlamıştı. Üzeri delikli karton levhanın altında bir jelatin kağıdı olurdu. Bu deliklerden birinin altındaki kağıdı kazıdın mı altından çıkan yazıya göre ya bir ikramiye kazanır ya da çekilişi kaybederdin. Bir seferinde sırasını açmışlar ve ikramiye olarak dağıtacağı gofretleri yemişlerdi. Bu olaya çok kızmış, ama en güzel gülüşü ile gülüp geçmişti.
Tarsus Amerikan Koleji’ne bizden bir sene önce gitti. Bizim gittiğimiz dönemde ise bir sene daha kaybeden Aykut ile aynı sınıfta okumaya başladık. Şen şakrak esprili olduğu kadar çok da ciddi bir arkadaş gelmişti sınıfa. Gayet efendi bir yapıya sahipti ve kolay kolay kızmazdı. Ders haricinde en büyük merakı spordu ve basketbol meraklısıydı. Boyuna rağmen de çok iyi sıçrardı. Bu meziyeti onu okuldaki basketbol takımına taşımış ve basketbol şampiyonluğunda forma giymesini sağlamıştı. Okul maçlarının sayı kralı idi.
Her gün okuldan çıkar ve mutlaka ‘Akşam’ ve ‘Cumhuriyet’ gazetelerini alır, çok sevdiği köşe yazılarını mutlaka okurdu. Muhalif bir yazar olacağı o günlerden belli idi. Liseyi bitirirken kendi istikbalini çizmiş tek arkadaş Aykut idi. Biz üniversite imtihanlarına girerken o ideali doğrultusunda İngiltere’yi tercih etmişti. Nitekim bu tercihi sonrası hayatını memleketi Gaziantep’te babasının matbaasında devam ettirdi.
Talas ve Tarsus camiasının Antep’teki tek kalesiydi. Her arkadaşının ziyaretine memnun olur, onları ağırlar, şehri büyük bir zevkle gezdirirdi. Antep içinde büyük bir kazanç olan Aykut, mütevazı gazetesini çıkartmayı yıllarca sürdürdü. Sivri kaleminden çok çekse de bildiği yolda yürümekten asla pes etmedi. Aykut Tuzcu, renkli bir kişilikti.
Birçok dernek faaliyetlerinde öncü rol alırken kimseye yanlış yapmamaya özen gösterirdi. Antep’in Talas-Tarsuslusu artık yok. Seyahatte olduğum için cenazesine katılamadım. Çok çok üzgünüm. Nurlar içinde yat sevgili kardeşim. Seni özleyeceğiz.