ANASAYFA arrow right Güncel

Önlem alınmazsa ileride büyük sorunlarla karşı karşıya kalırız

Önlem alınmazsa ileride büyük sorunlarla karşı karşıya kalırız
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.50
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.50

Sabah, olarak Gaziantep’te bulunan eğitimcilerin ve sağlıkçıların son zamanlarda artan madde kullanımı ile ilgili görüşlerini almaya, gençlerimizi bu illetten nasıl koruruz yönünde haberler yapmaya devam ediyoruz. 


Sabah, olarak Gaziantep’te bulunan eğitimcilerin ve sağlıkçıların son zamanlarda artan madde kullanımı ile ilgili görüşlerini almaya, gençlerimizi bu illetten nasıl koruruz yönünde haberler yapmaya devam ediyoruz. 
Ülkemizin bonzai kullanımında ilk sırada yer aldığını söyleyen Akademik Eğitimciler Derneği Başkanı Abdurrahman Örnek, yetkileri uyararak önlem alınmadığı takdirde ülke olarak ileride büyün sorunlarla karşı karşıya kalabileceğimizi belirtti. 

Gerekli eğitim ve rehabilite ortamlarının 
oluşturulması için çalışmalar yapıyoruz
Dernek olarak sosyal ve insani sorumluluk çerçevesinde, madde bağımlısı çocuklarla ilgili gerekli eğitim ve rehabilite ortamlarının oluşturulması için çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Örnek, “Madde bağımlısı çocukları 18 yaşını doldurmamış, genelde sokak ortamında yaşayan, amaçsız dolaşan, kendi arkadaş grupları arasında ve sokakta ilişkilerini sürdüren, ebeveyn , öğretmen, sosyal hizmet uzmanı gibi kendilerinden sorumlu yetişkinlerle ya çok az ilişkisi olan veya hiç ilişkisi olmayan çocuklar olarak tanımlanıyor” dedi. 
Ülkemiz bonzai kullanımın 
da ilk sıralarda
“Cumhurbaşkanımızın bu günlerde ısrarla üzerinde durduğu, hatta uyuşturucu belasının bir terör örgütü kadar tehlikeli olduğunu dile getirmesi, durumun vahametini ortaya koyuyor” diyen Örnek, “Şimdilik ülkemizde Avrupa ülkelerine göre uyuşturucu kullanım oranı düşük gibi görünse de, önlem alınmazsa ileride ülke olarak ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz. Yapılan araştırmalarda ülkemizin bonzai kullanımın da ilk sıralarda olduğu dile getiriliyor. Madde bağımlılığın oluşmasındaki en önemli sebeplerin başında şiddet, uyumsuzluk, aile parçalanması ve özenti geliyor. Bunun yanında kendini ispatlama ve ekonomik yetersizlikler de bağımlılığın diğer önemli nedenleri arasında. Bu tür durumlar çocukları ister istemez sokağa ardından da madde kullanma batağına itiyor. Uyuşturucu tacirleri genelde ekonomik, eğitim seviyesi düşük mahalle ve yerlerde kendilerine alan bulurlar” ifadesini kullandı. 
Batağa düşen her çocuk, ülkemiz 
ve geleceğimiz için bir kayıp
Toplumun ve bireyin olarak bana dokunmayan yılan bin yaşasın yada benim çocuğuma bir şey olmaz demesi insanı sorumluluktan ve vicdani muhasebeden kurtarmayacağının altını çizen Örnek, bu illete düşen çocuklar kendi çocuklarımızmış gibi mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. “Bu batağa düşen her çocuk, ülkemiz ve geleceğimiz için bir kayıp. Gencecik yaştaki çocuklarımızı, uyuşturucu terörünün elinden top yekûn bir seferberlik başlatarak kurtarabiliriz. Uyuşturucu belası, Sayın Cumhurbaşkanımızın da birinci gündem maddeleri arasında yer aldığına göre, biz yüreğimizi taşın altına koyuyoruz, sizde elinizi taşın altına koyar mısınız? Gaziantep riskli şehirler kategorisinde bulunuyor. Bu duruma yol açan etkenlerin en önemlisi yine eğitimsizlik. Yapılan araştırmalara baktığımızda madde bağımlıları arasında ilkokulu terk eden veya ilkokul mezunu çocukları görüyoruz. Okul seviyesi arttıkça kullanma oranı azalıyor. Bunun yanında göç, kardeş sayısı, ekonomik sıkıntılar ve her zamanki gibi şiddet, çocukları sokağa iten en büyük etkenlerden” ifadelerine yer verdi. 
İşi sadece Yeşilay Derneğine
bırakmak biraz acımasızlık olur
Çocukları madde bağımlılığından korumak için öneriler sunan Akademik Eğitimciler Derneği Başkanı Abdurrahman Örnek, “Bu çocukların ailelerinde okuma yazma oranı çok düşük. Bu ailelerle ilgili yeniden bir okuma yazma ve eğitilme seferberliğinin başlatılması gerek. Yeşilay Derneği ülke genelinde madde bağımlılığı ile mücadelede bir çalışma seferberliği yapıyor. Bu işi sadece Yeşilay Derneğine bırakmak biraz acımasızlık olur diye düşünüyoruz. Yeşilay Derneğinin yanında, yine en büyük sorumluluk biz eğitimcilere, İl Milli Eğitim Müdürlüklerine, ASP müdürlüklerine, Diyanet İşleri Başkanlığına, İl Müftülüklerin tabiî ki en önemli ayak STK’lara düşüyor. Bu saydığımız yapılardan ortak komisyonlar kurarak, riskli bölgelerde tespitler yaparak seminer ve sunumlarla sürekli eğitim vermek ve süreci takip etmek. Üniversitelerde bağımlılıkla mücadele terapisti yetiştiren bölüm olmalı. Bu konu, psikoloji ya da psikiyatride çok kısa geçiyor. Türkiye'de terapi de çok yaygın değil. Tıp Fakülteleri’nde bu alanla ilgili bölüm açılabilir” şeklinde konuştu. 
Çocuklara ailenin ve toplumun bir
parçası olduklarını hissettirmek gerekiyor
Örnek, konuşmasına şöyle devam etti: “Madde bağımlısı çocukların aile ortamlarının sosyal hizmet uzmanlarınca, psikolog-psikiyatrist desteği vererek düzenlenmesi, ailelerin bilinçlendirilmesi ve rol model olmaları sağlanmalıdır. Bu çocukların rehabilitelerinin dönütünü hızlandırmak için etkinlik yapacakları alanların oluşturulmasına yönelik çalışmaların yapılması gerek. Belediyelerin rehabilite kısmında başat ve koordinatörlük görevini yürütmesi, Milli Eğitim Müdürlükleri ile işbirliği yaparak, çocukların bütün bir gününü etkinliklerle doldurmaları gerek. Aksi takdirde doğa boşluk kabul etmediğinden, uyuşturucu ve sokak hayatı ile doldurulmaktadır. Bu çocuklarla duygusal bir bağ oluşturmak, onları dışlanmışlık psikolojisinden çıkararak onlara ailenin ve toplumun bir parçası olduklarını hissettirmek gerekiyor. Bu çocuklarla karşılaşıldığında onları potansiyel suçlu olarak görmemeli, yanlarına giderek yüreklerine dokunulmalı. Dışarıda ki hayatlarında sevilmeyen ve kabul edilmeyen çocuklara kötü olmadıklarını, sadece bağımlılık nedeniyle hasta oldukları anlatılmalı. Belediyeler riskli bölgelerde Gençlik Merkezlerini yaygınlaştırmalı. Gençlik Merkezleri’nde bu alanda eğitim almış profesyonel kişilerle çalışmalar yapmalı. Yeni caydırıcı, yaptırımcı ve tedavi edici yasal mevzuat düzenlemesinin yapılmalı, sivil mahalle ve sokak denetimcilerinin oluşturulması gerekiyor. Mahalle muhtarlarının bu konuda eğitilmeli ve çıkmaz sokak ve çarpık kentleşme sonucu oluşmuş yerleşim yerlerinin, bir an önce kentsel dönüşüme tabi tutulmalı.” Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *