LYS sonuçlarının açıklanmasından sonra öğrencileri tercih heyecanı sardı. Dün itibariyle başlayan üniversite tercihleri süresi 26 Temmuz’a kadar sürecek
Telafisi olmayan tek şeyin yaşamın kendisi olduğunun altını çizen Eğitim-İş Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, üniversite tercihi yapacak olan öğrencileri doğru tercih yapmaları konusunda uyardı.
Öğrenciler tercih yapamayınca
büyük bir kararsızlığa düşmekte
Zorlu bir hazırlık ve sınav sürecinin ardından öğrencilerin aldıkları puan ve sıralamaya göre üniversite tercihi yapacaklarını ifade eden Ay, “Uzun yıllardır, mesleki yönlendirme konuşulsa da mesleki yönlendirmelerle ilgili çalışmalar yapılsa da gerek üniversite kapısındaki yığılmalar gerekse üniversite mezunu işsizler ordusu yönlendirmenin yeterince yapılamadığını ortaya koyuyor. LYS’de tercih yapmaya hak kazanan adaylardan büyük çoğunluğu ne istediğini ya bilmemekte ya da istediği bölüme puanı tutmadığı için tercih yapamayınca büyük bir kararsızlığa düşmekte” dedi.
Sadece 50 bin öğrenci
istediği bölüme giriyor
Her yıl 1 milyonun üzerindeki adaydan sadece 50 bininin kendi istedikleri bölümlere yerleşme şansını yakaladığını vurgulayan Ay, “Adayların büyük çoğunluğu almış olduğu puana denk gelen bölümleri tercih etmek zorunda kalıyor. Tercih esnasında adaylar ve veliler genellikle yapmak istedikleri meslekten daha öncelikli olarak iş garantisi ve kazanacağı parayı hesaplayarak tercih yapıyorlar. Bu durumu fırsat bilen Vakıf üniversiteleri ve özel üniversiteler fırsatı değerlendirerek hızla çoğalmakta kontenjan artırmaktadırlar. Kontenjan fazlalığı nedeniyle birçok meslek gurubunda üniversite mezunu işsiz sayısı hızla artmakta. Örnek verilecek olursa TÜİK verilerine göre yaklaşık 60 bin civarında eğitim fakültesi mezunu iş beklerken, diğer verilere göre 350 binin üzerinde öğretmen adayı atama bekliyor. Yeni gelen mezunlarla bu sayı çığ gibi artıyor” şeklinde açıklama yaptı.
Öğretmenlik mesleğini seçecek
gençlerin kafasında ciddi sorulara neden var
Ay, “Özellikle başta öğretmenlik olmak üzere üniversite sonrası KPSS ve mülakatla sözleşmeli öğretmen alımı, atama bekleyenlerin umutlarını tamamen tüketirken, öğretmenlik mesleğini seçecek gençlerin kafasında ciddi sorulara neden oluyor. Mutsuz ve kararsız bir gençlik hedefinin ne olduğunu bilmeden yeni bir maceranın içerisine sürüklenmektedir” ifadesini kullandı.
4+4+4 eğitim sistemi birçok
karmaşayı beraberinde getirdi
TEOG’da yapılacak olan tercihlere de değinen Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Öğrencilerimiz, yeteneklerini ve almış oldukları puanları göz önünde bulundurarak kendine uygun lise türünden tercihte bulunmalı.14 Temmuz, 24 Temmuz arasında mutlaka tercihlerini tamamlamalı. Tercih sonrasında ek kontenjan ve nakil sürecini çok iyi takip etmeleri gerekiyor. 4+4+4 eğitim sistemi ile eğitimin yapısında köklü değişiklik yapılmış, yapılan bu değişiklik bir çok karmaşayı da beraberinde getirdi. İlköğretimin birinci kademesi Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulları olarak ikiye bölünmüş. Ortaöğretim ise Temel Lise, Çok Programlı Liseler, Anadolu İmam hatip Liseleri, Anadolu Meslek Liseleri, Anadolu Liseleri, Fen Liseleri vb. bölümlere ayrılmıştır. Tıpkı üniversitelerde olduğu gibi bu okulları seçen öğrencilerin büyük bir kısmı da istidat ve kabiliyetlerine göre değil, almış olduğu TEOG sonucuna göre okullara yerleşecekler.”
Meslek liselerine
gereken önem verilmeli
Ortaöğretim kurumları ihtiyaçlara göre kontenjan açması gerekirken devlet okullarının yanında para kazanmayı hedefleyen birçok kişi ve kurumun devlet teşvikini alarak özel okullar açtığını kaydeden Ay, “Öğrenciler ülkenin ihtiyaçları ve kişinin yetenekleri göz önünde bulundurularak ortaöğretim kurumlarına yönlendirilebilmeli. Ortaöğretimde meslek liselerine gereken önem verilmeli, istihdam ve ihtiyaç doğrultusunda kaliteli ara elaman yetiştirilmeli ve istihdam sağlanmalı. İmam Hatip okulu açma yarışı yerine ülkedeki imam ve din görevlisi ihtiyacı belirlenerek İmam Hatip okulları açılmalı. Güzel Sanatlar Liseleri güzel sanatların her dalında dünyanın diğer ülkeleri ile yarışabilecek sanatçıları yetiştirmeye zemin hazırlayabilmeli” diye açıklamada bulundu.
Eğitim bir ülkenin geleceğidir
Eğitimin bir ülkenin geleceği olduğunu vurgulayan Ay, “Öğretmen Okulları, Köy Enstitüsü Öğretmen Okulu tecrübelerinden faydalanılarak öğrencinin yaşamında rol model olan öğretmeni yetiştiren kurumlara dönüşebilmeli. Anadolu veya Fen Lisesi okuyacak bir öğrenciye üniversitede hangi bölümleri okuyabilecekleri anlatılmalı ve bütün bunların alt yapısı hazırlanmalı. Üniversite kapısına giden bir öğrenci ne okuyacağını bilmeli. Devlet üniversitesi, özel üniversite ayrımı olmamalı eğitimin her kademesi devlet eliyle yürütülmeli. Parası olanın okuması için değil, daha kaliteli eğitim için özel üniversiteler tercih edilmeli. Üniversiteler asıl hedefi olan bilimsel yapıya büründürülmeli. Üniversitelerimiz dünyadaki diğer üniversiteler arasında bilim kuruluşları olarak yerini alabilmeli. Öğrenciler kendini yetiştirmek, geliştirmek ve bilimsel çalışmalara katkı sunabilmek için üniversite okuyacağım diyebilmeli. Devlet eğitimin her kademesine daha fazla ödenek ayırabilmeli” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş
Telafisi olmayan tek şeyin yaşamın kendisi olduğunun altını çizen Eğitim-İş Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, üniversite tercihi yapacak olan öğrencileri doğru tercih yapmaları konusunda uyardı.
Öğrenciler tercih yapamayınca
büyük bir kararsızlığa düşmekte
Zorlu bir hazırlık ve sınav sürecinin ardından öğrencilerin aldıkları puan ve sıralamaya göre üniversite tercihi yapacaklarını ifade eden Ay, “Uzun yıllardır, mesleki yönlendirme konuşulsa da mesleki yönlendirmelerle ilgili çalışmalar yapılsa da gerek üniversite kapısındaki yığılmalar gerekse üniversite mezunu işsizler ordusu yönlendirmenin yeterince yapılamadığını ortaya koyuyor. LYS’de tercih yapmaya hak kazanan adaylardan büyük çoğunluğu ne istediğini ya bilmemekte ya da istediği bölüme puanı tutmadığı için tercih yapamayınca büyük bir kararsızlığa düşmekte” dedi.
Sadece 50 bin öğrenci
istediği bölüme giriyor
Her yıl 1 milyonun üzerindeki adaydan sadece 50 bininin kendi istedikleri bölümlere yerleşme şansını yakaladığını vurgulayan Ay, “Adayların büyük çoğunluğu almış olduğu puana denk gelen bölümleri tercih etmek zorunda kalıyor. Tercih esnasında adaylar ve veliler genellikle yapmak istedikleri meslekten daha öncelikli olarak iş garantisi ve kazanacağı parayı hesaplayarak tercih yapıyorlar. Bu durumu fırsat bilen Vakıf üniversiteleri ve özel üniversiteler fırsatı değerlendirerek hızla çoğalmakta kontenjan artırmaktadırlar. Kontenjan fazlalığı nedeniyle birçok meslek gurubunda üniversite mezunu işsiz sayısı hızla artmakta. Örnek verilecek olursa TÜİK verilerine göre yaklaşık 60 bin civarında eğitim fakültesi mezunu iş beklerken, diğer verilere göre 350 binin üzerinde öğretmen adayı atama bekliyor. Yeni gelen mezunlarla bu sayı çığ gibi artıyor” şeklinde açıklama yaptı.
Öğretmenlik mesleğini seçecek
gençlerin kafasında ciddi sorulara neden var
Ay, “Özellikle başta öğretmenlik olmak üzere üniversite sonrası KPSS ve mülakatla sözleşmeli öğretmen alımı, atama bekleyenlerin umutlarını tamamen tüketirken, öğretmenlik mesleğini seçecek gençlerin kafasında ciddi sorulara neden oluyor. Mutsuz ve kararsız bir gençlik hedefinin ne olduğunu bilmeden yeni bir maceranın içerisine sürüklenmektedir” ifadesini kullandı.
4+4+4 eğitim sistemi birçok
karmaşayı beraberinde getirdi
TEOG’da yapılacak olan tercihlere de değinen Eğitim-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Öğrencilerimiz, yeteneklerini ve almış oldukları puanları göz önünde bulundurarak kendine uygun lise türünden tercihte bulunmalı.14 Temmuz, 24 Temmuz arasında mutlaka tercihlerini tamamlamalı. Tercih sonrasında ek kontenjan ve nakil sürecini çok iyi takip etmeleri gerekiyor. 4+4+4 eğitim sistemi ile eğitimin yapısında köklü değişiklik yapılmış, yapılan bu değişiklik bir çok karmaşayı da beraberinde getirdi. İlköğretimin birinci kademesi Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulları olarak ikiye bölünmüş. Ortaöğretim ise Temel Lise, Çok Programlı Liseler, Anadolu İmam hatip Liseleri, Anadolu Meslek Liseleri, Anadolu Liseleri, Fen Liseleri vb. bölümlere ayrılmıştır. Tıpkı üniversitelerde olduğu gibi bu okulları seçen öğrencilerin büyük bir kısmı da istidat ve kabiliyetlerine göre değil, almış olduğu TEOG sonucuna göre okullara yerleşecekler.”
Meslek liselerine
gereken önem verilmeli
Ortaöğretim kurumları ihtiyaçlara göre kontenjan açması gerekirken devlet okullarının yanında para kazanmayı hedefleyen birçok kişi ve kurumun devlet teşvikini alarak özel okullar açtığını kaydeden Ay, “Öğrenciler ülkenin ihtiyaçları ve kişinin yetenekleri göz önünde bulundurularak ortaöğretim kurumlarına yönlendirilebilmeli. Ortaöğretimde meslek liselerine gereken önem verilmeli, istihdam ve ihtiyaç doğrultusunda kaliteli ara elaman yetiştirilmeli ve istihdam sağlanmalı. İmam Hatip okulu açma yarışı yerine ülkedeki imam ve din görevlisi ihtiyacı belirlenerek İmam Hatip okulları açılmalı. Güzel Sanatlar Liseleri güzel sanatların her dalında dünyanın diğer ülkeleri ile yarışabilecek sanatçıları yetiştirmeye zemin hazırlayabilmeli” diye açıklamada bulundu.
Eğitim bir ülkenin geleceğidir
Eğitimin bir ülkenin geleceği olduğunu vurgulayan Ay, “Öğretmen Okulları, Köy Enstitüsü Öğretmen Okulu tecrübelerinden faydalanılarak öğrencinin yaşamında rol model olan öğretmeni yetiştiren kurumlara dönüşebilmeli. Anadolu veya Fen Lisesi okuyacak bir öğrenciye üniversitede hangi bölümleri okuyabilecekleri anlatılmalı ve bütün bunların alt yapısı hazırlanmalı. Üniversite kapısına giden bir öğrenci ne okuyacağını bilmeli. Devlet üniversitesi, özel üniversite ayrımı olmamalı eğitimin her kademesi devlet eliyle yürütülmeli. Parası olanın okuması için değil, daha kaliteli eğitim için özel üniversiteler tercih edilmeli. Üniversiteler asıl hedefi olan bilimsel yapıya büründürülmeli. Üniversitelerimiz dünyadaki diğer üniversiteler arasında bilim kuruluşları olarak yerini alabilmeli. Öğrenciler kendini yetiştirmek, geliştirmek ve bilimsel çalışmalara katkı sunabilmek için üniversite okuyacağım diyebilmeli. Devlet eğitimin her kademesine daha fazla ödenek ayırabilmeli” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş