Dünyanın tesbih üzerine kurulduğunu söyleyen tesbih ustası Adil Dağ, tesbihin bir zikir aleti olduğunu ve ilk kullananların ise Hindular olduğunu belirtti.
Tesbih bir zevktir ve sonu yoktur
Tesbihçiliğin zor bir zanaat olduğunu ifade eden Dağ, gerçek teshibin eline alındığı zaman mutluluk ve huzur vermesi gerektiğinin altını çizerek, “Her türlü materyalden tesbih yapılır. Fiyatları 10 TL’den başlayıp 15-20 bin TL’ye kadar çıkıyor. Çünkü tesbih bir zevktir ve sonu yoktur” şeklinde konuştu.
Kadının süsü takısı erkek ki tesbihtir Her kesimden insanın tesbih aldığını kaydeden Dag, “Kadının süsü takısı ise erkeğinde süsü tesbihtir. Taşların içinden en kıymetli olanı kehribar ve ağaç gurubundan olan kukadır. Kuka tesbihİ Osmanlı döneminde kullanmış ve eldeki terleme ve koku giderici bir özelliği bulunuyor. Damla kehribar ise cam sakızının milyonlarca yıl toprak altında kalması ve fosilleşmesi sonucu oluşuyor” ifadelerine yer verdi.
Her tesbihin kendine göre özelliği var 300 çeşit tesbihin olduğunu açıklayan Dağ, “Taş tesbih, doğal taş ve akik grubu var. Akik aynı zamanda bereket taşı olarak da bilinir ve birçok tesbihin özellikleri de bulunuyor. Kaplangözü, migren, baş ağrısı ve panik atak için kullanılır, lapladorit taşı dikkat dağınıklığını önlemek için amatis taşı da uykusuzluk problemini önlemeye yarayan bir taş” şeklinde konuştu.
Oltu taşı dünyadan sadece Türkiye’de var Tesbihin hammaddesinin Afganistan, Mısır, İran, ABD, Madagaskar, Avusturalya ve Hindistan gibi ülkelerden geldiğini belirten Dağ, “Türkiye’de ise dünyada ünlü olan Erzurum oltu taşı bulunuyor. Nasıl ki damla kehribarı çam sakızının milyonlarca yıl toprak altında fosilleşmesi sonucu oluşuyorsa oltu taşı da ardıç ağacının yanarak toprak altında kalmış halidir. Şöyle bir yanlışlık da var. Oltu taşı yanmaz diyorlar ama kehribar nasıl yanıyorsa oltu taşı da öyle yanar” şeklinde açıklama yaptı. Tesbihin en güzelini almak gerekir Dağ konuşmasına şöyle devam etti: “Gaziantep’te tesbih zanaatını geliştirmeye yönelik hiçbir çalışma yok. Rahmetli Hasan Arslan Hoca’nın güzel bir sözü var. Güzelin adını güzelle anmak daha güzeldir. Onun için tesbihin en güzelini almak gerekir.” Hüseyin Karataş
Kadının süsü takısı erkek ki tesbihtir Her kesimden insanın tesbih aldığını kaydeden Dag, “Kadının süsü takısı ise erkeğinde süsü tesbihtir. Taşların içinden en kıymetli olanı kehribar ve ağaç gurubundan olan kukadır. Kuka tesbihİ Osmanlı döneminde kullanmış ve eldeki terleme ve koku giderici bir özelliği bulunuyor. Damla kehribar ise cam sakızının milyonlarca yıl toprak altında kalması ve fosilleşmesi sonucu oluşuyor” ifadelerine yer verdi.
Her tesbihin kendine göre özelliği var 300 çeşit tesbihin olduğunu açıklayan Dağ, “Taş tesbih, doğal taş ve akik grubu var. Akik aynı zamanda bereket taşı olarak da bilinir ve birçok tesbihin özellikleri de bulunuyor. Kaplangözü, migren, baş ağrısı ve panik atak için kullanılır, lapladorit taşı dikkat dağınıklığını önlemek için amatis taşı da uykusuzluk problemini önlemeye yarayan bir taş” şeklinde konuştu.
Oltu taşı dünyadan sadece Türkiye’de var Tesbihin hammaddesinin Afganistan, Mısır, İran, ABD, Madagaskar, Avusturalya ve Hindistan gibi ülkelerden geldiğini belirten Dağ, “Türkiye’de ise dünyada ünlü olan Erzurum oltu taşı bulunuyor. Nasıl ki damla kehribarı çam sakızının milyonlarca yıl toprak altında fosilleşmesi sonucu oluşuyorsa oltu taşı da ardıç ağacının yanarak toprak altında kalmış halidir. Şöyle bir yanlışlık da var. Oltu taşı yanmaz diyorlar ama kehribar nasıl yanıyorsa oltu taşı da öyle yanar” şeklinde açıklama yaptı. Tesbihin en güzelini almak gerekir Dağ konuşmasına şöyle devam etti: “Gaziantep’te tesbih zanaatını geliştirmeye yönelik hiçbir çalışma yok. Rahmetli Hasan Arslan Hoca’nın güzel bir sözü var. Güzelin adını güzelle anmak daha güzeldir. Onun için tesbihin en güzelini almak gerekir.” Hüseyin Karataş