Toplumun yüzde 31’i yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında

Dr. Gökçe Kolağası, ‘’Türkiye İstatistik Kurumu 2023 verilerine göre, toplumun yüzde 31’i yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında. Birleşmiş Milletler 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nda ülkemizde beş yaş altı çocukların yüzde 5,5’inde bodurluk olduğu belirtiliyor’’ dedi.

Halkın satın almada yaşadığı zorluklar tahammül edilemez hale geldi
Vergi de adalet eylemlerinin devam ettiğini sözlerine ekleyen Kolağası, ‘’Küresel sermayenin derecelendirme kuruluşları; hükümetin, yüksek faiz ile çalışanların gelirini ve zorunlu temel tüketimini düşüren ekonomi politikalarını överek Türkiye’nin kredi notunu artırmaya devam ediyor. Fakat emeğiyle geçinen halkın giderek düşen geliri ve satın almada yaşadığı zorluklar tahammül edilemez hale geldi’’ şeklinde konuştu.

Enflasyonun şahlanarak yüzde 64’e çıktığını hatırlatmak isteriz

Kolağası, ‘’Hükümetin geçen hafta kamuoyuna açıkladığı üç yıllık Orta Vadeli Program’da (OVP) bir yandan enflasyonun düşürüleceği, öte yandan büyümenin devam ettirileceği çelişkisi dikkat çekici. Enflasyonun bu yıl yüzde 41,5’e, 2025’te yüzde 17,5’e, 2026’da yüzde 9,7’ye düşürüleceğini iddia eden hükümetin, 2021 tarihli OVP’de 2022 yılı için yüzde 9,8’lik bir enflasyon hedefi koyduğunu fakat enflasyonun şahlanarak yüzde 64’e çıktığını hatırlatmak isteriz’’ ifadelerini kullandı.

Beslenme sorunlarının, sağlık çalışanlarının önemli bir gündemi olacağını düşünüyoruz

OVP’de çalışanların gelir kayıplarından ve yüksek vergilerden hiç söz edilmemesinden hükümetin hangi kesimlere arka çıktığının anlaşıldığını kaydeden Kolağası, ‘’Sabredin”, “Az kaldı”, “Her şey düzelecek” söylemleri ile kamuoyunda yaratılmak istenen algı, yaşanan derin yoksulluk ve gerçeklikten uzak enflasyon beklentileri ile halk nazarında etkisini yitirmiş, hükümetin kredi notu sıfırlandı. Yeni eğitim-öğretim yılı derin yoksulluğun yaşandığı ortamda başlarken, okula giden çocukların temel gereksinimi olan yeterli ve dengeli beslenme sorunlarının, sağlık çalışanlarının önemli bir gündemi olacağını düşünüyoruz’’ açıklamasını yaptı.

Dr. Kolağası, ‘’Toplumun sağlıklı yaşama hakkı, temel besinlere ulaşma, yeterli ve dengeli beslenme, sağlıklı barınma, temiz içme ve kullanma suyuna erişme, giyinme, ısınma, yıkanma, temiz bir çevrede yaşama gereksinimleri derin yoksulluk nedeniyle karşılanamıyor. Bunlar olmadan sağlıklı yaşamdan bahsedilemeyeceği açık. Bu nedenle sağlık çalışanlarının bu adaletsiz ve eşitsiz düzene itiraz etmesinin, mesleklerinin bir gereği olduğunu hatırlatmak istiyoruz’’ vurgusu yaptı.