ANASAYFA arrow right Güncel

TÜİK’in enflasyon oranları hayat pahalılığını yansıtmıyor

TÜİK’in enflasyon oranları hayat pahalılığını yansıtmıyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.45
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.45
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, enflasyon rakamlarını değerlendirirken, “TÜİK’in açıkladığı 2016 yılına
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, enflasyon rakamlarını değerlendirirken, “TÜİK’in açıkladığı 2016 yılına ilişkin verilere göre 2016 yılında enflasyon yüzde 8,53 olarak belirlendi. Yani “Bütün mal ve hizmetlerin bedeli, ortalama yüzde 8,53 oranında zamlandı denmektedir” diye konuştu.
Ali Ersönmez, “TÜİK, belirlediği bir çok çeşitli ürünün ortalama fiyat değişimi üzerinden bir enflasyon hesabı yapıyor. Bu ürünlerin ağırlıklı olarak halkın zorunlu olarak kullanmadığı tüketim ürünlerinden oluştuğunu ve güncellenmesi gerektiğini yıllardır belirtiyoruz. Halkın zorunlu ve yoğunlukla kullandığı ürünlere gelen zammın TÜİK rakamlarının çok çok üstünde olduğunu sağır sultan bile bilmektedir” dedi.
TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarının kendilerine göre bir ortalamayı gösterse de gerçek anlamda tüketiciye yansıyan zam ve fiyatlardaki reel artışı yansıtmadığını dile getiren Ersönmez, “Gıdadan elektriğe, sudan eğitime, sağlıktan yakıta kadar zamlar ortada. 2016 yılındaki döviz kurlarında yaşanan artışlar kamu çalışanları ve halkımızın alım gücünün ciddi anlamda düşmesine, maaşların küçülmesine neden oldu. Bu durum gelirimizin azalması ve giderlerimizin artmasına neden oldu. 2015 yılı sonu ile 2016 yılı sonu kıyaslandığında dolar 2,91 TL’den 3,67’ye yükseldi. 3,18 TL olan Euro ise 2016 yılı sonunda 3,94 oldu. 2015-2016 yılları sonu baz alındığında dövizin yükselmesi hayatımıza zam ve hayat pahalılığı olarak direkt yansımaktadır” dedi.
Ersönmez, “Keza akaryakıttaki artışlar göz önündedir. Ulaşımdan taşımaya hayatın her yönüyle zamlanmasının sonucunu akaryakıttaki artışlar tetikliyor. Emekçiler, halkımızın zorunlu tüketim özelliğini taşıyan gıda, giyim, ulaşım, temizlik, haberleşme, eğitim gibi bir çok ürün açıklanan enflasyonun çok çok üzerinde artış göstermiştir. Bütün bu hesaplamalara baktığımızda memur ve emekli maaşları enflasyon ve zamlar karşısında erimiştir. Bu hayat pahalılığı karşısında TÜİK’in reel değerlendirmeye tabi tuttuğu ürün çeşitleri açısından reel bir enflasyon ve hayat pahalılığı sonucuna ulaşılmasının mümkün olmadığını yıllarca belirttik” diye konuştu.
“Ülkemiz gerçeklerini ortaya koymak için harcamalarda ortaya çıkan gerçek artışları karşılamayan ve maaşların reel olarak artmasını sağlamayan zamlarla kamu görevlilerimiz her geçen yıl biraz daha fakirleşmekte, alım gücümüz biraz daha düşmektedir” diyen Ersönmez, “2016 yılında ve daha önceki dönemlerde yetkili sendika (Memur Sen)’le yapılan toplu sözleşmenin hükümettin talebi doğrultusunda neden enflasyon baz alınarak yapıldığı ortaya çıkmıştır. Yoksulluk ve açlık sınırına göre zam oranları hesaplanmalıdır. Hükümettin çalışanların, emeklilerin ve tüm halkın ekonominin gidişatı karşısında hayat pahalılığını gören yerden, zam oranlarını beklemesi gerekiyor. Onun için gerçekçi kalemleri içinde barındırmayan enflasyon hesaplaması üzerinden memurlara, emeklilere yapacağı zam hesaplamasından vazgeçmelidir. İnsanca yaşanabilecek bir ücret üzerinden emekliler ve çalışanlara yapılacak zam oranı belirlenmelidir” şeklinde açıklamada bulundu. Haber / Adem Kesenek

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *