ANASAYFA arrow right Güncel

Türkiye, daha da belirsiz bir döneme girdi

Türkiye, daha da belirsiz bir döneme girdi
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.02
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.02
seçim sonuçlarının “seçmenler arasındaki derin bölünmelere vurgu yaptığı” yorumlarını da yapıyor.
Türkiye’deki yerel seçimlerin AK Parti'nin zaferiyle sonuçlanması ve seçimle ilgili yoğun tartışmalar, dünya medyasında yankılandı. “Yolsuzluk” iddialarına rağmen iktidar partisinin kendisi için “sınav” olarak görülen bir seçimden zafer ile çıktığına işaret eden dış basın buna karşın seçim sonuçlarının “seçmenler arasındaki derin bölünmelere vurgu yaptığı” yorumlarını da yapıyor.
New York Times gazetesi, Pazar günü Türkiye’de seçmenlerin iktidar partisine ses getiren bir zafer” sağladıklarına dikkat çekerek “Muhtemelen sonuç, Sayın Erdoğan’ı, iktidardaki süresini, ya bu yıl cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylık koyarak da dördüncü defa başbakan olarak yarışarak uzatmayı cesaretlendirecek” diye düşünüyor. Başbakan Erdoğan’ın “agresif” bir seçim kampanyasını yürüttüğünü ve yarışı yolsuzluk iddiaları ve daha genel olarak iktidar süresi için bir referandum olarak gösterdiğini savunan gazete, “Seçim sonucu asla Türkiye’nin son çalkantıya dair son sözü değil, bunun yerine iki önemli seçimle daha karşı karşıya bulunan ülkenin daha da belirsiz bir döneme girdiği gibi görünüyor” savını öne sürüyor.
Türkiye’deki seçimlerin “seçmenler arasındaki derin bölünmelere vurgu yaptığını” düşünen Financial Times ise, son dönemde Türkiye’yi sarsan yolsuzluk iddialarının AK Parti seçmenleri arasında kaos yaratmaya yönelik olduğuna inanıldığını anlatıyor. Habere göre, üst düzey bir uluslararası diplomat ise, iktidar partisi, yüzde 45 dolayında oy almış olsa da bu denli kutuplaşmış bir toplum varken buna açık bir zafer denilemeyeceğini savundu.
Başbakan Erdoğan’ın “kişisel bir zafer” ilan ettiğini savunan İngiliz yayın kuruluşu BBC ise, Erdoğan hükümetinin “otoriterlik ve yolsuzluklar suçlandığını” anımsatıyor ve 30 Mart seçimlerinin geçen yıldaki protestolardan bu yana ilk seçim olduğu için Erdoğan’ın “popülaritesinin bir barometresi” gibi değerlendirildiğine dikkat çekiyor. Erdoğan’ın işçi sınıfı ve dindarlar arasında sağlam bir tabanını koruyarak altı seçimi ardarda kazandığına işaret eden BBC, “Yıllar önce Sayın Erdoğan, basit ve kaçınılmaz bir gerçeği gördü, yani o iki grubun sayısının Türkiye’nin liberal ve laik eliti aştığıdır, o geniş tabana tutunan, iktidara tutunur” diyor.
Türkiye’deki seçimleri yakından izleyip iktidarın zaferini yansıtan Alman medya kuruluşu Deutsche Welle ise, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim sonuçlarının netleşmesinin ardından yaptığı konuşmada, Gülen Cemaati'ne sert mesajlar verdi” dedi. Erdoğan’ın devlet içinde devlet olmayacağını ve bunu ayıklama zamanı geldiğini belirttiğine işaret eden DW, “Erdoğan, Suriye ile ilgili internete sızan Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmeye işaretle, bu konuşmaları sızdırmanın vatan hainliği olduğunu ve ulusal güvenliği tehdit ettiğini belirtti ve ‘Suriye şu an bizimle savaş halinde’ ifadesini kullandı” diyor.
Fransız gazetesi Le Figaro ise, “Yoğun otoriterliğe kayma eleştirileri ve ciddi yolsuzluk suçlamalarına rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin öne geçtiğine” dikkat çektiği haberinde “Erdoğan, Pazar günü Türkiye’de yapılan seçimlerde tam zafer ilan etti ve hemen tüm düşmanlarına ‘bedeli ödetme’ sözünü verdi” diye yazıyor.
İspanya’nın en büyük gazetesi El Pais, Türkiye’deki seçim sonuçlarını, “Erdoğan, otoriterliğe kaymasını sandıkta meşrulaştırdı” başlıklı haberinde değerlendirirken Başbakan Erdoğan’ın “yolsuzluk suçlamalarından korunmak ve vatandaşların protestolarına sırt çevirmek için kendisini sosyal medyaya erişimi bloke etmeye iten otoriterliğe kaymasını sandıkta meşrulaştırmak istiyor” görüşünü öne sürüyor.


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin olumsuz konjonktüre rağmen güçlü bir büyüme sağladığını bildirdi. Şimşek, “Yerel seçim sonuçlarıyla birlikte siyasi risklerin azalması iç talebi ve 2014 büyüme görünümünü destekleyecektir” dedi. 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek büyüme rakamlarını, yaptığı yazılı açıklama ile değerlendirdi. Şimşek, “Olumsuz konjonktüre rağmen güçlü büyüdük. 2013 yılında yüzde 4,0 ile OVP’de öngördüğümüz yüzde 3,6’lık tahminin de üzerinde büyüdük. Bu performans, geçen yıl Fed’in parasal sıkılaştırma politikasına geçişi ile artan finansal volatiliteye; küresel, bölgesel ve siyasal gerginliklere; en büyük ticari ortağımız olan AB’deki daralmaya ve yüksek seyreden petrol fiyatlarına rağmen elde edilmiştir” dedi. 
Beklentilerin aksine ekonominin son çeyrekte de güçlü seyrini koruduğunu kaydeden Şimşek, “Ekonomimiz önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,4 ile güçlü bir düzeyde büyüdü. Büyümenin en önemli kaynağı iç talep oldu. İç talep 2013 yılının tamamında büyümeye 6,4 puan, yılın son çeyreğinde ise 7,4 puan katkı sağladı. İç talep açısından en önemli katkı özel tüketimden geldi” dedi. 
Bakan Şimşek, 2014 yılında büyüme bir miktar yavaşlasa da görünümün pozitif seyrini koruduğunu kaydetti. Sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi gibi eşanlı göstergelerin 2014 yılının ilk çeyreğinde büyümenin ılımlı düzeylerde seyrettiğine işaret ettiğini kaydeden Şimşek, “2013 yılında büyümeyi destekleyen stokların 2014 yılında da büyümeye pozitif katkı yapması beklenmektedir. Ayrıca kurdaki gelişmeler ile AB’deki toparlanma dış talep kaynaklı büyümeyi destekleyecektir. Yerel seçim sonuçlarıyla birlikte siyasi risklerin azalması iç talebi ve 2014 büyüme görünümünü destekleyecektir” dedi.




Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *