Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin orta gelir tuzağına düşmemesi gerektiğine işaret ederek, "2008'den bu yana 10 bin dolar kişi başına milli gelir seviyesinde duruyoruz. Türkiye, ancak yeni bir reform hamlesiyle yüksek gelir grubu ülkeler arasına girecektir. Bunun için bir yol haritası belirledik ve ilerleme var" dedi.
OECD Raporunun tanıtımının Gaziantep'te yapılmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Şimşek, kentin, Türkiye'nin ihracatı açısından önemine dikkati çekti, Ortadoğu'nun da önemli üretim üslerinden biri olduğunu söyledi. Başarının sadece büyümeyle ilgili olmadığına, iç huzur ve iç barışın da önemli olduğuna işaret eden Şimşek, "Gaziantep, 350 bin Suriyeli misafirimiz, kardeşimiz, Türk, Kürt kardeşlerimiz doğudan batıdan birçok insanın aslında bir arada barış ve huzur içinde yaşadığı, ürettiği, istihdam sağladığı, ticarette sanayide bütün alanlarda hakikaten hızlı ilerlemenin sağlandığı bir ilimiz" diye konuştu.
Hükümetlerin reform gündemi, programı ile OECD'nin gündeme getirdiği hususların, politika önerilerinin büyük oranda örtüştüğünü belirten Şimşek, OECD'nin sadece bir think-thank kuruluşu olmadığını, aslında dünyanın sorunlarına çözüm üretecek somut politika önerileriyle standartlar koyduğunu ifade etti. Dünya genelinde matrah aşındırılması, büyük şirketlerin vergi kaçırması meselesi bulunduğunu anımsatan Şimşek, OECD’nin bu konuda çok başarılı bir projeyi, eylem planını hazırladığını ve bunun uygulamaya konulduğunu kaydetti.
Türkiye'ye yönelik raporun iki ana teması bulunduğunu anlatan Şimşek, bunları imalat sanayinin güçlendirilerek büyümenin yeniden dengelenmesi ile küresel değer zincirine entegrasyonun güçlendirilmesi olarak sıraladı. Dünya ekonomisinin büyümesinin bazı nedenlerle sınırlandığına işaret eden Şimşek, Türkiye'nin ise ciddi sorunların yaşandığı bir coğrafyada iyi performans ortaya koyduğunu söyledi.
Enflasyon yüksek
Şimşek, Türkiye'nin küresel kriz sonrasında 7,1 milyon vatandaşına iş bulduğunu, gelir dağılımının iyileştiğini, birçok bölgesindeki şoklara, iki yıl süren seçim dönemine, Avrupa'da borç ve küresel finans krizi ile Ortadoğu'daki çatışmalara rağmen büyüdüğünü, bütçede dengeyi yakaladığını, borcunun milli gelire oranını yüzde 33'lere kadar düşürdüğünü anlattı.Açıklanan verilere göre, Türkiye'de cari açığın milli gelire oranla yüzde 3,7'ye gerilediğini anımsatan Şimşek, "Enflasyon yüzde 7,6. Nispeten yüksek." dedi.
Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Yapısal reformları başarabiliriz. Nitekim AK Parti hükümetlerinin ilk döneminde büyük dönüşüm, yapısal reformlar uygulandı ve Türkiye çok hızlı büyüdü, başarılı oldu. Şimdi neden reform? Çünkü Türkiye orta gelir tuzağına düşmemeli. 2008'den bu yana 10 bin dolar kişi başına milli gelir seviyesinde duruyoruz. Türkiye, ancak yeni bir reform hamlesiyle yüksek gelir grubu ülkeler arasına girecektir. Bunun için bir yol haritası belirledik ve ilerleme var."
Bilgi ve teknoloji yoğun ürünlerin Türkiye'nin toplam ihracatındaki payının düşük olduğunu belirten Şimşek, özellikle Ar-Ge desteklerinin ticarileşmesini sağlayacak çok önemli bir reform yaptıklarını, bunun ekosisteminin bileşenlerini oluşturduklarını söyledi. Çalışmalar konusunda örneklere değinen Şimşek, öte yandan çok kapsamlı olarak hazırlanan Patent Kanunu'nun TBMM'ye gönderildiğini ve yakında yürürlüğe girmesinin beklendiğini kaydetti.
Kalkınma Bankasını katma değeri yüksek yatırımlara destek olması için yeniden yapılandırdıklarını anlatan Şimşek, girişimciliği destekleyecek, katma değeri yükseltecek bir ekosistem kurduklarını bildirdi. Şimşek, "Hazine olarak kitle fonlaması üzerinde çalışıyoruz. KOBİ'lerin finansmana erişimini sağlayacak tasarıyı bitirdik, taslak halinde Gümrük ve Ticaret Bakanımıza verdik, Başbakanlığa sundu. İlerleme var" dedi.
Türkiye’nin 5.2’lik büyümesi güzel bir tablo
Ekonomide yaşanan olumlu havaların devam etmesi için yapısal reformların gerekliliğine değinen Şimşek, “Sorunların kökünden çözülmesi için adımların atılması lazım” ifadesini kullandı. Terör gibi durumların küresel piyasaların büyümesini engellediğini, küresel krizin sonrasında Türkiye’nin 5.2’lik büyümesinin güzel bir tablo olduğunu belirten Şimşek, “Amaç sürdürülebilirliktir. Türkiye, çok zor dönemleri yaşadı. Çok yüksek yükselmeden sonra yumuşak inişi sürecini iyi sürdürdük. OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduk” diye konuştu.
"Türkiye’nin, küresel kriz sonrası 7 milyon vatandaşına iş bulduğunu dile getiren Şimşek. 2 yıl seçim sürecini yaşadı. Bölgede yaşanan şoklara rağmen Türkiye büyüdü. Büyüme sonucunda istihdam alanları oluşturdu. Cari açık, milli gelire oranla yüzde 3 oranında azaladı. Bütün bunları devam ettirmek için yapısal reformların yapılması gerekiyor. Sorunların kökünden çözülmesi için için adımların atılması lazım."
Türkiye’nin, ancak yeni reform hamlesi ile yüksek gelir sınıfına girebileceğine dikkati çeken Şimşek, “OECD, sadece para basmakla bu düzenin yürümeyeceğini, yapısal reformlarının yapılması gerektiğini söylüyor. Reformlar kolay değil ama imkansız da değil. Bu yönde adımlar atmaya başladık” dedi.
Şimşek, Türkiye'deki işgücü piyasasının OECD ülkeleri arasındaki en katı piyasa olduğunu, Türkiye'de çalışma çağındaki nüfus yüzde 2 civarında artarken, Avrupa'da durduğunu, bu nedenle Türkiye'nin istihdama ihtiyacı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin son 12 ayda 1 milyon 40 bin kişiye iş bulduğunu bildiren Şimşek, "İşsizlik oranı çok fazla da düşmedi. O nedenle reform yapmamız lazım. 2 ay önce özel istihdam bürolarının önünü açtık, part time çalışmayı kolaylaştırdık yani iş gücü piyasasını esnekleştirdik. Daha yapmamız gereken reformlar var ama iş gücü piyasasının esnekliği konusunda da bir miktar adım attık." dedi.
Beşeri sermayenin kalitesinin artırılması ve yargı reformunun önemine işaret eden Şimşek, şunları kaydetti: "Bu ayın 20'sinde istinaf mahkemeleri devreye girecek. Anlaşılması için söylüyorum, bölgesel düzeyde Yargıtay, Danıştay gibi mahkemeler. Davaların yüzde 80'i yerelde tamamlanmış olacak. Hızlanmış olacak çünkü birçok mahkeme kurduk, atamaları yaptık, devreye giriyor. Şu anda Yargıtay'da 1 milyon 250 bin, Danıştay'da belki 250 bin dosya var. 1,5 milyonun üzerinde... Bu dosyalar orada birikmesin, adalet gecikmesin, hızlansın diye bu reformu yaptık, şimdi uygulama başlayacak. Bu yetmez. Bilirkişi, bunun da reformunu Meclis'e gönderdik. Bu da yetmez. Uyuşmazlıkların mahkemeler dışında, aslında aracı, bir tür dışarıda uzlaşma mekanizmasını devreye sokuyoruz. İstanbul Tahkim Merkezi'ni kurduk. Bütün bunlar inanıyorum ki yargıyı hızlandıracak ve adaleti daha iyi bir şekilde sağlayacak."AA-Haber Merkezi
OECD Raporunun tanıtımının Gaziantep'te yapılmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Şimşek, kentin, Türkiye'nin ihracatı açısından önemine dikkati çekti, Ortadoğu'nun da önemli üretim üslerinden biri olduğunu söyledi. Başarının sadece büyümeyle ilgili olmadığına, iç huzur ve iç barışın da önemli olduğuna işaret eden Şimşek, "Gaziantep, 350 bin Suriyeli misafirimiz, kardeşimiz, Türk, Kürt kardeşlerimiz doğudan batıdan birçok insanın aslında bir arada barış ve huzur içinde yaşadığı, ürettiği, istihdam sağladığı, ticarette sanayide bütün alanlarda hakikaten hızlı ilerlemenin sağlandığı bir ilimiz" diye konuştu.
Hükümetlerin reform gündemi, programı ile OECD'nin gündeme getirdiği hususların, politika önerilerinin büyük oranda örtüştüğünü belirten Şimşek, OECD'nin sadece bir think-thank kuruluşu olmadığını, aslında dünyanın sorunlarına çözüm üretecek somut politika önerileriyle standartlar koyduğunu ifade etti. Dünya genelinde matrah aşındırılması, büyük şirketlerin vergi kaçırması meselesi bulunduğunu anımsatan Şimşek, OECD’nin bu konuda çok başarılı bir projeyi, eylem planını hazırladığını ve bunun uygulamaya konulduğunu kaydetti.
Türkiye'ye yönelik raporun iki ana teması bulunduğunu anlatan Şimşek, bunları imalat sanayinin güçlendirilerek büyümenin yeniden dengelenmesi ile küresel değer zincirine entegrasyonun güçlendirilmesi olarak sıraladı. Dünya ekonomisinin büyümesinin bazı nedenlerle sınırlandığına işaret eden Şimşek, Türkiye'nin ise ciddi sorunların yaşandığı bir coğrafyada iyi performans ortaya koyduğunu söyledi.
Enflasyon yüksek
Şimşek, Türkiye'nin küresel kriz sonrasında 7,1 milyon vatandaşına iş bulduğunu, gelir dağılımının iyileştiğini, birçok bölgesindeki şoklara, iki yıl süren seçim dönemine, Avrupa'da borç ve küresel finans krizi ile Ortadoğu'daki çatışmalara rağmen büyüdüğünü, bütçede dengeyi yakaladığını, borcunun milli gelire oranını yüzde 33'lere kadar düşürdüğünü anlattı.Açıklanan verilere göre, Türkiye'de cari açığın milli gelire oranla yüzde 3,7'ye gerilediğini anımsatan Şimşek, "Enflasyon yüzde 7,6. Nispeten yüksek." dedi.
Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Yapısal reformları başarabiliriz. Nitekim AK Parti hükümetlerinin ilk döneminde büyük dönüşüm, yapısal reformlar uygulandı ve Türkiye çok hızlı büyüdü, başarılı oldu. Şimdi neden reform? Çünkü Türkiye orta gelir tuzağına düşmemeli. 2008'den bu yana 10 bin dolar kişi başına milli gelir seviyesinde duruyoruz. Türkiye, ancak yeni bir reform hamlesiyle yüksek gelir grubu ülkeler arasına girecektir. Bunun için bir yol haritası belirledik ve ilerleme var."
Bilgi ve teknoloji yoğun ürünlerin Türkiye'nin toplam ihracatındaki payının düşük olduğunu belirten Şimşek, özellikle Ar-Ge desteklerinin ticarileşmesini sağlayacak çok önemli bir reform yaptıklarını, bunun ekosisteminin bileşenlerini oluşturduklarını söyledi. Çalışmalar konusunda örneklere değinen Şimşek, öte yandan çok kapsamlı olarak hazırlanan Patent Kanunu'nun TBMM'ye gönderildiğini ve yakında yürürlüğe girmesinin beklendiğini kaydetti.
Kalkınma Bankasını katma değeri yüksek yatırımlara destek olması için yeniden yapılandırdıklarını anlatan Şimşek, girişimciliği destekleyecek, katma değeri yükseltecek bir ekosistem kurduklarını bildirdi. Şimşek, "Hazine olarak kitle fonlaması üzerinde çalışıyoruz. KOBİ'lerin finansmana erişimini sağlayacak tasarıyı bitirdik, taslak halinde Gümrük ve Ticaret Bakanımıza verdik, Başbakanlığa sundu. İlerleme var" dedi.
Türkiye’nin 5.2’lik büyümesi güzel bir tablo
Ekonomide yaşanan olumlu havaların devam etmesi için yapısal reformların gerekliliğine değinen Şimşek, “Sorunların kökünden çözülmesi için adımların atılması lazım” ifadesini kullandı. Terör gibi durumların küresel piyasaların büyümesini engellediğini, küresel krizin sonrasında Türkiye’nin 5.2’lik büyümesinin güzel bir tablo olduğunu belirten Şimşek, “Amaç sürdürülebilirliktir. Türkiye, çok zor dönemleri yaşadı. Çok yüksek yükselmeden sonra yumuşak inişi sürecini iyi sürdürdük. OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduk” diye konuştu.
"Türkiye’nin, küresel kriz sonrası 7 milyon vatandaşına iş bulduğunu dile getiren Şimşek. 2 yıl seçim sürecini yaşadı. Bölgede yaşanan şoklara rağmen Türkiye büyüdü. Büyüme sonucunda istihdam alanları oluşturdu. Cari açık, milli gelire oranla yüzde 3 oranında azaladı. Bütün bunları devam ettirmek için yapısal reformların yapılması gerekiyor. Sorunların kökünden çözülmesi için için adımların atılması lazım."
Türkiye’nin, ancak yeni reform hamlesi ile yüksek gelir sınıfına girebileceğine dikkati çeken Şimşek, “OECD, sadece para basmakla bu düzenin yürümeyeceğini, yapısal reformlarının yapılması gerektiğini söylüyor. Reformlar kolay değil ama imkansız da değil. Bu yönde adımlar atmaya başladık” dedi.
Şimşek, Türkiye'deki işgücü piyasasının OECD ülkeleri arasındaki en katı piyasa olduğunu, Türkiye'de çalışma çağındaki nüfus yüzde 2 civarında artarken, Avrupa'da durduğunu, bu nedenle Türkiye'nin istihdama ihtiyacı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin son 12 ayda 1 milyon 40 bin kişiye iş bulduğunu bildiren Şimşek, "İşsizlik oranı çok fazla da düşmedi. O nedenle reform yapmamız lazım. 2 ay önce özel istihdam bürolarının önünü açtık, part time çalışmayı kolaylaştırdık yani iş gücü piyasasını esnekleştirdik. Daha yapmamız gereken reformlar var ama iş gücü piyasasının esnekliği konusunda da bir miktar adım attık." dedi.
Beşeri sermayenin kalitesinin artırılması ve yargı reformunun önemine işaret eden Şimşek, şunları kaydetti: "Bu ayın 20'sinde istinaf mahkemeleri devreye girecek. Anlaşılması için söylüyorum, bölgesel düzeyde Yargıtay, Danıştay gibi mahkemeler. Davaların yüzde 80'i yerelde tamamlanmış olacak. Hızlanmış olacak çünkü birçok mahkeme kurduk, atamaları yaptık, devreye giriyor. Şu anda Yargıtay'da 1 milyon 250 bin, Danıştay'da belki 250 bin dosya var. 1,5 milyonun üzerinde... Bu dosyalar orada birikmesin, adalet gecikmesin, hızlansın diye bu reformu yaptık, şimdi uygulama başlayacak. Bu yetmez. Bilirkişi, bunun da reformunu Meclis'e gönderdik. Bu da yetmez. Uyuşmazlıkların mahkemeler dışında, aslında aracı, bir tür dışarıda uzlaşma mekanizmasını devreye sokuyoruz. İstanbul Tahkim Merkezi'ni kurduk. Bütün bunlar inanıyorum ki yargıyı hızlandıracak ve adaleti daha iyi bir şekilde sağlayacak."AA-Haber Merkezi