ANASAYFA arrow right Güncel

Ülkemizde her 69 çocuktan 1’inin otizmli olduğu düşünülüyor

Ülkemizde her 69 çocuktan 1’inin otizmli olduğu düşünülüyor
YAYINLAMA: 24 Temmuz 2023 / 15.49
GÜNCELLEME: 24 Temmuz 2023 / 15.51
Devletin otizmli çocuklar ve onların eğitimi konusunda henüz ne bir çabası ne de uygulaması söz konusu… Otizmli çocuklar eğitim sistemi içerisine girmesi gerekirken, çoğu aile bu konuda yalnız ve çaresiz…

Son yıllarda artan nüfus artışıyla beraber ülkemizde de her 69 çocuktan 1’inin otizmli olduğunun düşünüldüğünü söyleyen Psikolog Esin Şimşek, “Otizmin, erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 5 kat fazla. Ülkemizde, 0-19 yaş grubu arasında yaklaşık 434 bin10 otizmli çocuk ve gencimizin 30 bin 50’si okullaşabilmiş ve eğitime ulaşabilmişken, ülkemizde yaklaşık 1 milyon 387 bin 580 otizmli birey olduğu ve bu durumdan etkilenen 5 milyon 550 bin 320 aile ferdi bulunduğu tahmin ediliyor” dedi.  
Çocuğun bilişsel aktivitesi geliştirilmeli 
Şimşek, “Gelişimsel farklılık olarak seyreden otizm spektrum bozukluğu tanısı alındığından itibaren ebeveynlerin tedavisinin mümkün olamayacağını algısını yapılandırıp yol alamayacağından düşünmelerinden ziyade gelişimsel bir farklılık gördükleri anda profesyonel yardım almaları, onu bir çocuk psikiyatristine götürmeleri, tanı aldıktan itibaren özel eğitim sürecine dahil ederek davranış ve nörolojik yöntemlere çocuğun bilişsel aktivitesi geliştirilmeli. Eğitim alınması tedavi ve çocuğu topluma kazanımı için ilk önerimiz” açıklamasını yaptı.  
Otizmde 3 ile 5 yaş arasındaki yoğun eğitim çok önemli 
Otizmde 3 ile 5 yaş arasında yoğun eğitimin çok önemli olduğunu kaydeden Şimşek, “Erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte, gelişim sağlanabilmekte, büyük ilerleme kaydedilmekte ve hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmayabiliyor” ifadelerini kullandı.  
Otizmin nedeni henüz bilinmiyor 
Otizmin nedeni halen bilinemediğini kaydeden Şimşek, “Otizm, geniş bir çerçevede ele alındığında genetik, çevresel ve ailesel etkenlerin etkili olduğu düşünülmekte olup henüz net bir nedeni bilinmediğinden tam olarak önlememenin önüne geçilemiyor. Fakat annelerin annenin gebelikte ve öncesinde doğru beslenmesine, bebeğin doğumdan sonra düzenli anne sütüyle beslenmesine ve doğal gıdalara dikkat etmeleri otizminin önüne geçilmesi için çok önemli. Son yıllarda boylamsal çalışmaların gösterdiği verilerde otizmin büyük oranda genetik bir rahatsızlık olmadığını, metabolik bir rahatsızlık olduğunu kaydetmiş. Otizmin annenin gebelik sürecinden önce başladığına dikkat çeken Yönden, otizmin oluşumunda beslenmenin büyük oranda etkili olduğunu öne sürülmüş" açıklamasını yaptı.

Şimşek, “Otizm, günümüz dünyasında çocuklarda hızla yaygınlaşan nörogelişimsel bozukluklardan biri olmasına nazaran, ebeveynleri topluma kazandırılması mümkün olmayacak çocuklar gibi düşünmesinin vermiş olduğu algısında olup erken müdahale yöntemleri ile tedbir amacına yönelmemesi durumu. Otizmin etiyolojik olarak nedeni tam olarak bilinmese de artık bebeklikten itibaren bazı olgularıyla kendini gösteren kişinin yaşam boyu sosyal çevresiyle sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz nörogelişimsel bir bozukluk” ifadelerini kullandı.  
Otizm spektrumda birbirine benzeyen iki çocuk bulmak mümkün değil 
“Otizm spektrumda birbirine benzeyen iki çocuk bulmak mümkün değil” diyen Şimşek, “Her çocukta kendini farklı olarak sergilediği otizm spektrum bozukluğu belirtilerini tek  bir çerçevede ele alırsak bir yaşından itibaren bıbıldamanın olmayışı veya nadir olmayışı ile başlayıp, gülümsendiğinde duygusal bir karşılık vermemesi, seslenildiğinde ismine bakmama, verilen basit komutları alamaması ve üç yaşına gelene denk  sosyal becerilerin çoğunda yoksun olması durumu, tekdüze konuşma veya konuşmanın gecikmesi, ilgi duydukları objelere aşırı bağlanma, çocuklar üzerinde otizm spektrum bozukluğuna yordanıp anlaşabiliyor” şeklinde konuştu.  

Otizm spektrum bozukluğunu genetik, hormonal ve çevresel faktörleri nörobilim bakış açısıyla incelendiğinde birçok konuda çeşitli teorilerin ortaya konulduğunu ifade eden Şimşek, “Son yıllarda dünyada ve ülkemizde nörobilimciler, nörologlar ve nöro psikologlar tarafından üzerinde durulan otizm spektrum bozukluğu olan çocuk bireylerin beyninde farklılaşan şey nedir? Zihinsel ve bedensel açıdan herhangi bir retardasyon göstermeyen otistik çocuk algıladığı durumu neden dışa vuramıyor? Nörogörüntüleme yöntemleri ile anne karnında itibaren otizm anlaşılabilir mi? Beyindeki cinsiyet farklılıkları: otizmi açıklamak için çıkarımlar yapabilmek mümkün mü? Her otistik çocukta beyin yapılandırması aynı mı işler? Gibi birçok bilinmez soruya cevap bulan ve çeşitli yöntemler üzerinde çalışıp cevap arayan geçmişten günümüze dek gelen nörobilim ve otizm karşılıklı bir ilişki içerisinde” dedi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *