HDP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Mahmut Toğrul, yabancıya çalışma olanağı tanıyan kanunu eleştirdi
TBMM’de görüşülen “Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı” üzerine HDP grubu adına verilen önerge hakkında söz alan Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Mahmut Toğrul, “403 sıra sayılı bu kanunla, hizmet sunumunda vatandaşa değil, yabancıya öncelik veriyorsunuz. Bu yasayla, vatandaş için aranan koşulları yabancıdan istemiyorsunuz. Yine bu yasayla, mühendislik, mimarlık, hekimlik ve benzeri hizmetlerde, yabancılarda akademik ve mesleki yeterlilik aramıyorsunuz” dedi..
Toğrul, “Bu yasayla, ülkemizde işsizlik oranının yüksek olduğu üniversite mezunlarını görmek yerine, yabancı şirketlerin ülkeye getireceği mühendis, mimar, şehir plancısı dahi olduğunu bilmediğimiz, kontrol edilmeyen, beyana dayalı mühendis ve mimarların istihdamına olanak veriyorsunuz, vergi ödemelerine gerek olmaksızın, yabancıların uzaktan yani ülkeye gelmeden hizmet sunmasını sağlıyorsunuz. Yabancıların serbest meslek mensubu olarak kendi ad ve namlarına kolayca hizmet sunmalarının önünü açıyorsunuz, kendi vatandaşımız aleyhine haksız rekabet ortamı yaratıyorsunuz” diye konuştu
Yabancılara, nitelikleri bir yana, çalışma ve ikamet izni dahi aranmadığını ve muafiyet tanındığını söyleyen Toğrul, eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Bu yasayla, kamu yararına dernek ve vergi muafiyeti olan vakıflarda, yabancılara, çalışma iznine tabi olmadan çalışma hakkı veriyorsunuz. Yine bu tasarıyla, bu maddeyle, AR-GE ve serbest bölgeler konusunda özel hükümler getiren bir niteliğe sahip bir yasa çıkarıyorsunuz. Üzerine söz aldığım yasa maddesi ise "Gerek görülecek hâllerde ilgili kamu kurumları ve STK'ların görüşleri alınır." diyor. Değerli arkadaşlar, gerek görülecek hâllerden kastınız nedir? Hangi hâllerin açıkça tanımlanması ve hangi durumda alınacağı net olarak belirlenmelidir. Hangi tür ve ölçekte olursa olsun, Bakanlık, ilgili meslek odaları ve STK'ların görüşünü mutlaka almalıdır. Nitelikli iş gücünün değerlendirilmesinde ve seçilmesinde getirilmesi planlanan puanlama kriterlerinin objektif kriterlere uygunluğu garanti altına alınmalıdır. Bu kriterler şeffaf ve katılımcı bir biçimde hazırlanmalıdır. Özellikle, 15 Temmuz darbesi üzerine, ilk kez söz aldığım için darbeyi bu vesileyle lanetlediğimi bir kez daha belirtiyorum. Daha önce bu konularla ilgili yaptığımız uyarıları maalesef göz ardı ettiniz, dikkate almadınız. Şu anda kamuda FETÖ çetesinin temizlenmesi yönünde adım atıyorsunuz ama burada yine uyarılarımızı yapmak durumundayız.
Özellikle yerellerde bu çetelerin temizlenmesi sırasında olay bir cadı avına dönüştürülmekte, özellikle yerel yöneticiler, ilgili mülki idareler bu anlamda kendilerine rakip gördükleri ya da istenmediğini düşündükleri bazı kesimleri de maalesef bu torbanın içine atarak aslında yürütülen çalışmayı sulandırmaktadırlar. Bakın, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde FETÖ'cüleri açığa alırken beraberinde bu ülkede savaş istemeyen ve bunun için imza vermiş olanları da yanına katıyorsunuz, aynı şeyi Tunceli Üniversitesinde yapmaya çalışıyorsunuz. Bu son derece tehlikelidir ve yaptığınız işin de sulandırılmasını getirecek ve yarın gerçekten varmak istediğiniz yere ulaşmaktansa farklı limanlara ulaşacaksınız. Onun için bu işi bir cadı avına dönüştürmemek gerekiyor, doğru araştırmak ve hukuk önünde, hukuka dayalı bir şekilde tespit edilerek bu işi yürütmek durumundasınız. "FETÖ çetesiyle uğraşıyoruz." diyorsunuz, bakıyoruz ki yıllarca FETÖ'yle mücadele etmiş EĞİTİM-SEN yöneticilerini bu torbanın içine atıyorsunuz. Bakıyoruz, yine, KESK yöneticilerini, KESK çalışanlarını bu torbanın içine alıyorsunuz. Bu konuda uyarı görevimizi yerine getiriyoruz. Bu yoldan vazgeçilmezse bu iş sulanır ve gerçekten, dediğim gibi, varmak istediğiniz noktaya da ulaşamazsınız, böylelikle FETÖ çetesini de engelleyemezsiniz.” Özer Karınca
TBMM’de görüşülen “Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı” üzerine HDP grubu adına verilen önerge hakkında söz alan Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Mahmut Toğrul, “403 sıra sayılı bu kanunla, hizmet sunumunda vatandaşa değil, yabancıya öncelik veriyorsunuz. Bu yasayla, vatandaş için aranan koşulları yabancıdan istemiyorsunuz. Yine bu yasayla, mühendislik, mimarlık, hekimlik ve benzeri hizmetlerde, yabancılarda akademik ve mesleki yeterlilik aramıyorsunuz” dedi..
Toğrul, “Bu yasayla, ülkemizde işsizlik oranının yüksek olduğu üniversite mezunlarını görmek yerine, yabancı şirketlerin ülkeye getireceği mühendis, mimar, şehir plancısı dahi olduğunu bilmediğimiz, kontrol edilmeyen, beyana dayalı mühendis ve mimarların istihdamına olanak veriyorsunuz, vergi ödemelerine gerek olmaksızın, yabancıların uzaktan yani ülkeye gelmeden hizmet sunmasını sağlıyorsunuz. Yabancıların serbest meslek mensubu olarak kendi ad ve namlarına kolayca hizmet sunmalarının önünü açıyorsunuz, kendi vatandaşımız aleyhine haksız rekabet ortamı yaratıyorsunuz” diye konuştu
Yabancılara, nitelikleri bir yana, çalışma ve ikamet izni dahi aranmadığını ve muafiyet tanındığını söyleyen Toğrul, eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Bu yasayla, kamu yararına dernek ve vergi muafiyeti olan vakıflarda, yabancılara, çalışma iznine tabi olmadan çalışma hakkı veriyorsunuz. Yine bu tasarıyla, bu maddeyle, AR-GE ve serbest bölgeler konusunda özel hükümler getiren bir niteliğe sahip bir yasa çıkarıyorsunuz. Üzerine söz aldığım yasa maddesi ise "Gerek görülecek hâllerde ilgili kamu kurumları ve STK'ların görüşleri alınır." diyor. Değerli arkadaşlar, gerek görülecek hâllerden kastınız nedir? Hangi hâllerin açıkça tanımlanması ve hangi durumda alınacağı net olarak belirlenmelidir. Hangi tür ve ölçekte olursa olsun, Bakanlık, ilgili meslek odaları ve STK'ların görüşünü mutlaka almalıdır. Nitelikli iş gücünün değerlendirilmesinde ve seçilmesinde getirilmesi planlanan puanlama kriterlerinin objektif kriterlere uygunluğu garanti altına alınmalıdır. Bu kriterler şeffaf ve katılımcı bir biçimde hazırlanmalıdır. Özellikle, 15 Temmuz darbesi üzerine, ilk kez söz aldığım için darbeyi bu vesileyle lanetlediğimi bir kez daha belirtiyorum. Daha önce bu konularla ilgili yaptığımız uyarıları maalesef göz ardı ettiniz, dikkate almadınız. Şu anda kamuda FETÖ çetesinin temizlenmesi yönünde adım atıyorsunuz ama burada yine uyarılarımızı yapmak durumundayız.
Özellikle yerellerde bu çetelerin temizlenmesi sırasında olay bir cadı avına dönüştürülmekte, özellikle yerel yöneticiler, ilgili mülki idareler bu anlamda kendilerine rakip gördükleri ya da istenmediğini düşündükleri bazı kesimleri de maalesef bu torbanın içine atarak aslında yürütülen çalışmayı sulandırmaktadırlar. Bakın, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde FETÖ'cüleri açığa alırken beraberinde bu ülkede savaş istemeyen ve bunun için imza vermiş olanları da yanına katıyorsunuz, aynı şeyi Tunceli Üniversitesinde yapmaya çalışıyorsunuz. Bu son derece tehlikelidir ve yaptığınız işin de sulandırılmasını getirecek ve yarın gerçekten varmak istediğiniz yere ulaşmaktansa farklı limanlara ulaşacaksınız. Onun için bu işi bir cadı avına dönüştürmemek gerekiyor, doğru araştırmak ve hukuk önünde, hukuka dayalı bir şekilde tespit edilerek bu işi yürütmek durumundasınız. "FETÖ çetesiyle uğraşıyoruz." diyorsunuz, bakıyoruz ki yıllarca FETÖ'yle mücadele etmiş EĞİTİM-SEN yöneticilerini bu torbanın içine atıyorsunuz. Bakıyoruz, yine, KESK yöneticilerini, KESK çalışanlarını bu torbanın içine alıyorsunuz. Bu konuda uyarı görevimizi yerine getiriyoruz. Bu yoldan vazgeçilmezse bu iş sulanır ve gerçekten, dediğim gibi, varmak istediğiniz noktaya da ulaşamazsınız, böylelikle FETÖ çetesini de engelleyemezsiniz.” Özer Karınca