ANASAYFA arrow right Güncel

Yargı, güvenilir sonuçlar üretmeli Yolsuzluk algıları sınırlandırılmalı Yardımların şeffaflığı sağlanmalı

Yargı, güvenilir sonuçlar üretmeli Yolsuzluk algıları sınırlandırılmalı Yardımların şeffaflığı sağlanmalı
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.42
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.42
OECD Genel Sekreteri Gurria, Türkiye’nin 'temel yönetişimde' diğer OECD ülkelerinin

 OECD Genel Sekreteri Gurria, Türkiye’nin  'temel yönetişimde' diğer OECD ülkelerinin arkasında ‘geç kalmış’ göründüğünü söyledi ve sıraladı:

 

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria "OECD Türkiye Ekonomik İnceleme Raporu"nun sunumu için Gaziantep'e geldi.
Gurria, "Türkiye 'temel yönetişimde' diğer OECD ülkelerin arkasında geç kalmış görünüyor. Üç alan özellikle göze çarpıyor, yargı sisteminin daha güvenilir sonuçlar ürettiği algısı bulunmalı, yolsuzluk algıları sınırlandırılmalı, devlet yardımlarının şeffaflığı güçlendirilmeli” derken, “Kadın-erkek istihdam oranları arasında uçurum büyük ve azaltılmalı. 'İyi eğitim uygulamaları' henüz yerine getirilmiş değil. Ülkeniz, kişi başına eğitim harcamasında OECD ortalamalarının çok uzağında” vurgusu yaptı.

 

Yine de bir umut ışığı var

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria Türkiye'nin "kriz sonrası ekonomik performans" açısından üst sınıf OECD ülkeleri arasına yaklaştığını bildirirken, ekononin şimdiki durumu ve potansiyeline övgü yanında önemli eleştirileri de birbiri peşi sıra açıkladı. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria Türkiye Ekonomik İnceleme Raporu'nun sunumu dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünyada ülkelerin yavaş büyüme, uluslararası ticaret ve yatırımda zayıf bir iyileşme artan belirsizlik gibi zorluklarla karşı karşıya bulunduklarını bildirdi. Tüm bu konuların Türkiye için de geçerli olduğunu kaydeden Gurria, "Ancak yine de bir umut ışı var" diye konuştu.

 

Küresel ve bölgesel dalgalanmalara karşın dirençli kaldı

Türk iş aleminin direnç ve sıradışı çok yönlülük gösterdiğini, ihracatın daha umut verici piyasalara doğru yeniden yönlendirildiğini, Rusya ile ilişkilerin yeniden başlamasının büyük bir haber ve İran ile iyi sinyaller olduğunu ifade ederken, “ Türkiye'nin canlı iş alemine ve genç, dinamik ve şimdi daha iyi eğitilmiş nüfusunun bu zor küresel zamanların üstesinden gelebileceğine ve yeni fırsatlar ele geçirebileceğine güveniyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye'de GSYH artışı son yıllarda birçok küresel ve bölgesel dalgalanmalara karşın dirençli kaldı, yıllık büyüme son dört yılda ortalama yüzde 4.4 gerçekleşti, krizden önce 2007 yılına kadar olan reel GSYH ile karşılandığında yüzde 33 daha yüksek bir GSYH ile karşılaşıldı. Net 6.4 milyon iş yaratıldı" dedi.

 

Güçlü büyüme, sosyal kapsayıcılığın ilerlemesini sağlar

Angel Gurria, " Güçlü büyümenin sosyal kapsayıcılığın ilerlemesine de yardımcı olduğunu” belirtti ve açıklamasında, “

"İstihdam geçen onyılda, en fazla, en kırılgan işçilerin yararına olmak üzere yükseldi.
Düşük eğitim geçmişi bulunan kadın ve erkek işçilerin istihdamı yükseldi, ancak kadın-erkek istihdam oranları arasında uçurum büyük ve azaltılmalı. Aynı zamanda  mutlak yoksulluk oranı 2006'daki yüzde 13 rakamından, 2014'te yüzde 2'ye düştü. En düşük hanehalkı gelire sahip beşte birin ortalama geliri, 2007-13 arasında reel rakamlarla yüzde 20 arttı. Farklı düzeylerde kesin gelir farklılıkları büyük kalsa da bu, diğer yüksek gelir gruplarıyla bir yakınsamayı getirdi.

Büyüme dinamiklerinin çeşitliliği Türkiye'nin en büyük güçlerinden biri olarak gösterildi. İhracata yönelik üretim, Doğu, Batı ve Güney'de birçok bölgeler, sektörler ve ihracat piyasaları  boyunca genişledi! Türkiye Doğu Asya'dan Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine değin ve ABD'de olmak üzere birçok piyasada ihracat piyasa payı elde etti. Ekonomik aktivitenin çeşitlenmesi bu yıl özellikle turizm olmak üzere spesifik sektörlerde artması olası zorlukların ılımlılaştırılmasına yardımcı olacak" diye önerilerinde bulundu.

 

Büyüme ile tüketim dengeli değil

Türkiye'nin basit bir şekilde yoluna şimdiki şekilde devam edemeyeceğini kaydeden Gurria, "Büyüme, hala hanehalkı tüketimiyle büyük bir boyuta gelen tüketimle dengesiz. Özel tüketim geçen onyılda yıllık yüzde 8-10 arttı, bu çok yüksek bir oran! Ayrıca GSYH'da hanehalkı tüketiminin payı OECD ülkeleri arasında ikinci olmak üzere yüzde 69.
Tüketicilerin kredi kullanımı büyümeyi yavaşlatmış olabilir, ancak dış dengesizliklerin daha da yükselmesini başarılı şekilde engelledi. Yaygın tüketicinin sürüklediği büyüme çerçevesinde dış açık, güçlü şekilde büyüyerek GSYH'nın yüzde 8'ine ulaştı. Dış borç yükseldi ve Türkiye'nin uluslararası varlık pozisyonu, 2015'te Türkiye'nin net yükümlülüklerinin GSYH'nın yüzde 51'ine ulaşmasıyla kötüleşti. AB'de ise bu oran yüzde 32 idi. İleri bakıldığında Türkiye, iç tüketim ve dış tasarruflara ikiz bağımlılığını düşürme ve iç tasarrufları yükseltme gereksinimi içinde.Bunları büyümeyi yavaşlatmadan ve potansiyelinin altında tutmadan yapmak için ihracat artırılmalı.

Büyümenin ihracata ve özel tüketime daha az bağlılığa doğru yeniden dengelenmesi Türkiye'nin önündeki en büyük görev. Yeniden dengelenme Türk ekonomisinin verimliliğinin, dış rekabetçiliğinin ve küresel veri zincirlerine katılıımının artırılmasını gerektiriyor. Bunun için Türkiye'de, şu ana değin tam olarak yararlanılmamış olan büyük bir potansiyel var. Endüstriyel yapıda çok fazla düşük verimlilikli küçük firmalar var, yeterli miktarda yüksek verimlilikteki orta-büyük firmalar bulunmuyor. Ekonomiye yeni teknolojiler ve know-how pompalayan doğrudan yabancı yatırım firmalarırın payı da düşük. En verimli ve umut vadedici firmaların daha hızlı büyümesi gerekiyor. Şu anda iş ortamı halihazırdaki yapının sağlam bir şekilde yerleşmesini sağlayan bir dizi noksanlıklar sergiliyor. İş ortamındaki bu bozulmalar küçük firmalara küçük kalmaları yönünde teşvikte bulunuyor ve kayıtdışılığa teşvik ediyor."

 

Zengin ve fakir bölgeler arasındaki boşluğun kapatılması lazım

Türkiye'de kadın ve erkek istihdam oranları arasındaki farkın hala çok yüksek olduğunu anlatan Gurria, yoksulluk oranının 2016'da yüzde 13'lük bir düşüş gösterdiğini, bunun çok iyi bir oran olduğunu dile getirdi. Gurria, "Zengin ve fakir bölgeler arasındaki boşluğun kapatılması lazım. Bu çerçevede büyüme dinamiklerinin çeşitli olması Türkiye'nin en önemli zenginliklerinden, güçlü noktalarından bir tanesi. Pek çok bölgede ihracata yönelim var. İhracatın artması, yalnızca ülkenin bir bölgesinde yoğunlaşmadı. Türkiye pek çok pazarda ihracat oranını artırabildi. Ekonomik faaliyetlerin artmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte belirli sektörlerde karşılaşabileceğimiz güçlüklerle mücadele mümkün olabilecektir. Bunun içerisinde turizm de var. Milyonlarca kişiden bahsediyoruz. İnsanların dünyanın farklı bölgelerine gidebilmek için İstanbul ve Türkiye'yi bir 'Hub' olarak kullanıyor. Zaten yeni havaalanının çalışmaları da devam ediyor."

 

'İyi eğitim uygulamaları' henüz yerine getirilmiş değil

Türkiye'nin daha sürdürülebilir bir uzun vadeli büyüme yoluna girmesinde yardımcı olabilecek OEDC raporundaki tavsiyeler üzerinde durmak istediğini belirten Angel Gurria şöyle sürdürdü sözlerini "İlk olarak eğitim ve insani sermaye açısından, OECD Türkiye'ye eğitim politikalarının çok geniş bir alanlar setine yayılmasını tavsiye ediyor. 2005'ten bu yana eğitem kamu harcamalarında hızlı bir yükselişe (yaklaşık yüzde 60) ve öğrenci kayıt oranlarında aynı ana rastlayan artışa karşın, kişi başına eğitim harcaması OECD ortalamalarının çok uzağında. Daha fazla özerklik ve okul seviyesinde hesap verilebilirlik gibi 'iyi eğitim uygulamaları' henüz yerine getirilmiş değil.

Türkiye'nin, küçük öğrenciler ve yetişkinlerin beceri ve yeteneklerinde, gerçek sonuçlar üzerine yükselecek politikaları geliştirmek için, OECD'nin PISA ve PIAAC gibi uluslararası değerlendirme araçlarından yararlanmasını öneriyoruz. İkinci olarak Türkiye emek piyasası reformlarından, asgari ücretin daha dengeli bir şekilde kullanılmasından ve iş ruhsatlarının kolaylaştırılmasından önemli yararlar elde edebilir. Türkiye'ye, rekabetçiliği yükseltecek daha geniş bir reform paketinin bir parçası olarak, rekabetçiliğin önündeki engellerin saptanması için OECD Rekabet Değerlendirme Gözden Geçirme sürecini kabul etmesini tavsiye ediyoruz" dedi. ANKA-Haber Merkezi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *