16. Milli Eğitim Şurası, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kapanış konuşmasıyla sona erdi. Demirel, Milli Eğitim Şuralarının, Türk Milli Eğitimi için ilham kaynağı olduğunu, eğitim politikalarını yeniden düzenleme, zamana uyarlama ve çağdaş olarak tutmakta çok yarar sağladığını ifade etti. Şuralara katılan eğitimcilerin de katkıda bulunmakta cömertçe davrandıklarını kaydeden Demirel, dünyanın her ülkesinde eğitimin bugün tartışıldığına işaret etti.
Yeni bir çağa girildiğini belirten Demirel, “Bu çağın insanı nasıl olmalıdır? Nasıl yetiştirilmelidir? Bu çağın toplumu nasıl olmalıdır? Bunu belirleyecek olan eğitimdir. Neyi ekerseniz, onu biçersiniz. Dünyanın gelişmiş, uygar ülkeleri, kendi geleceklerini şekillendirmede, böylesine derin düşünce ve tartışmaların içindedir” diye konuştu.
Yarınları bugünden daha iyi yapma gayretlerinin, dinamik toplumun özelliği olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Demirel, şöyle devam etti: “Toplum, eğer güncel hadiselerin ağırlığı altında ezilmiş, yorgun düşmüş, bıkmış, geleceğine olan ümidini yitirmiş, hatta yarını düşünecek kadar gücü kendisinde bulamaz hale gelmişse, tabii ki de o toplumların gelecek iddiası da olmayacaktır. Daha iyi gelecek, kendiliğinden olmaz. Daha iyi gelecek yaparsanız iyi olur. Gayretler, daha iyi bir Türkiye’yi yapma yolunda istikametindedir. Daha iyi bir Türkiye evvela gönüllerde, zihinlerde yapılacaktır. Daha iyi bir Türkiye’yi, bugünkü Türkiye’nin insanları düşünecek, taşınacak ve ona göre bugünün çocuklarını ve gençlerini o istikametlere sevk edeceklerdir. İşte Türk eğitim sisteminin en önemli işi budur.”
Yeni bir çağa girildiğini belirten Demirel, “Bu çağın insanı nasıl olmalıdır? Nasıl yetiştirilmelidir? Bu çağın toplumu nasıl olmalıdır? Bunu belirleyecek olan eğitimdir. Neyi ekerseniz, onu biçersiniz. Dünyanın gelişmiş, uygar ülkeleri, kendi geleceklerini şekillendirmede, böylesine derin düşünce ve tartışmaların içindedir” diye konuştu.
Yarınları bugünden daha iyi yapma gayretlerinin, dinamik toplumun özelliği olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Demirel, şöyle devam etti: “Toplum, eğer güncel hadiselerin ağırlığı altında ezilmiş, yorgun düşmüş, bıkmış, geleceğine olan ümidini yitirmiş, hatta yarını düşünecek kadar gücü kendisinde bulamaz hale gelmişse, tabii ki de o toplumların gelecek iddiası da olmayacaktır. Daha iyi gelecek, kendiliğinden olmaz. Daha iyi gelecek yaparsanız iyi olur. Gayretler, daha iyi bir Türkiye’yi yapma yolunda istikametindedir. Daha iyi bir Türkiye evvela gönüllerde, zihinlerde yapılacaktır. Daha iyi bir Türkiye’yi, bugünkü Türkiye’nin insanları düşünecek, taşınacak ve ona göre bugünün çocuklarını ve gençlerini o istikametlere sevk edeceklerdir. İşte Türk eğitim sisteminin en önemli işi budur.”
RSS