TBMM Başkanvekili Ali Ilıksoy, cezaevlerinin yıllardan beri uygulanan yanlış politikalar nedeniyle suç yuvaları haline geldiğini söylerken, vatandaşlar da, “Cezaevlerinin kontrol edilemediği doğru ama 3 yıldan beri iktidar ortağısınız. Cezaevlerindeki sorunları çözmek için bugüne kadar ne yaptınız? Cezaevlerini iktidar değil de kim kontrol edecek?” diye soruyor.
Türkiye'nin affa ihtiyacı olduğunu da savunan Ilıksoy, Anayasa’nın hükümetin devlete karşı işlenen suçların affedilmesine engel olduğunu belirtirken, vatandaşın canına, malına ve ırzına kast edenlerin sokağa salıverilmesinde hiçbir sakınca görmüyor.
18 Nisan seçimlerinden sonra ilk kez seçim bölgesi Gaziantep'e gelen TBMM Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Ilıksoy, dün akşam parti il binasında, partililerin sorunlarını dinledi. Yarın Gaziantep'ten ayrılacağını söyleyen Ilıksoy, Sabah’ın cezaevlerindeki isyanlarla ilgili sorularına ilginç yanıtlar verdi.
“Yetki karmaşası var”
Cezaevlerinin bu duruma gelmesini nasıl nedenlerinden birinin yetki karmaşası olduğunu söyleyen Ilıksoy cezaevlerinin iç ve dış güvenliğinde ayrı ayrı birimlerin sorumlusu olması karışıklığa, denetim eksikliğine ve ihmalkârlığa yol açıyor. Dolayısıyla burada ilk bakışta bir denetim yetersizliği olduğu göze çarpıyor. Kamu görevlilerinin bazıları görevlerini yaparken şu veya bu şekilde görevi ihmal ettiği, layıkıyla yapmadığı ortadadır.
İçerideki tutuklu ve hükümlüler ile işbirliği yapan görevliler de var. Aksi halde cezaevlerinin içerisine o silahlar nereden girdi? O silahları oraya paraşütle veya havadan atılmadı? Silahlar şu veya bu şekilde güvenlik kontrolünden geçtikten sonra içeri sokulmuştur dedi.
“Cezaevinde kalaşnikof çıkıyor”
İsyan bastırıldıktan sonra cezaevleri içerisinde kalaşnikof, susturuculu tabanca ile sayısız kesici ve delici aletler, içeride olması gereken çok sayıda cep telefonu bulunabildiğini söyleyen Ilıksoy konuşmasına şöyle devam etti: “Müdahaleye silahla yanıt veriliyorsa, devlet de silah kullanır. Türkiye'de devlet, cezaevlerine hakim olmak zorunda. Cezaevlerinde gerekli aramaları yapmak devletin görevidir. Cezaevlerinin sayımla ilgili bir yönetmeliği vardır. Eğer, mahkûmlar sayım vermiyorlarsa suç işliyorlar demektir. Kimsenin suç işlemesine de devlet izin vermez.
Ulucanlar Cezaevi’nde kaçmak için tünel kazıldığına ilişkin deliller ortaya çıktı. Bu duruma devletin müdahalesi kaçınılmaz. Ama o müdahaleye silahla cevap veriliyorsa, devlet de üzerine düşeni yapacaktır. Silaha karşılık silahla cevap verilecektir. Elbette gönül isterdi ki bu hadiseler olmasın. Fakat Türkiye'de maalesef cezaevlerinin geldiği nokta bu müdahaleyi zorunlu kılmıştır. Müdahale sonunda da 10’un üzerinde tutuklu ve hükümlü hayatını kaybetti”
Umutlar Ecevit'in ABD gezisinde
Türkiye'nin 18 Nisan seçimlerinde istikrarlı bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Ilıksoy, ancak Türkiye'nin en büyük şansızlığı deprem felaketi olduğunu vurguladı. Ilıksoy Başbakan Bülent Ecevit'in ABD ziyareti sırasında temin edeceği kredi ile ekonomideki sıkıntıların atlatılabileceği, bu nedenle Ecevit'in ABD gezisinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Ilıksoy, kamu kurum ve kuruluşlarında MHP ve ANAP’ın yaptığı kadrolaşmadan sorumlu olmadıklarını, vatandaşın bunları ancak o partilere il edebileceklerini ifade ederek, kendilerinin böyle bir gayret içinde olmadıklarını sözlerine ekledi.
Türkiye'nin affa ihtiyacı olduğunu da savunan Ilıksoy, Anayasa’nın hükümetin devlete karşı işlenen suçların affedilmesine engel olduğunu belirtirken, vatandaşın canına, malına ve ırzına kast edenlerin sokağa salıverilmesinde hiçbir sakınca görmüyor.
18 Nisan seçimlerinden sonra ilk kez seçim bölgesi Gaziantep'e gelen TBMM Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Ilıksoy, dün akşam parti il binasında, partililerin sorunlarını dinledi. Yarın Gaziantep'ten ayrılacağını söyleyen Ilıksoy, Sabah’ın cezaevlerindeki isyanlarla ilgili sorularına ilginç yanıtlar verdi.
“Yetki karmaşası var”
Cezaevlerinin bu duruma gelmesini nasıl nedenlerinden birinin yetki karmaşası olduğunu söyleyen Ilıksoy cezaevlerinin iç ve dış güvenliğinde ayrı ayrı birimlerin sorumlusu olması karışıklığa, denetim eksikliğine ve ihmalkârlığa yol açıyor. Dolayısıyla burada ilk bakışta bir denetim yetersizliği olduğu göze çarpıyor. Kamu görevlilerinin bazıları görevlerini yaparken şu veya bu şekilde görevi ihmal ettiği, layıkıyla yapmadığı ortadadır.
İçerideki tutuklu ve hükümlüler ile işbirliği yapan görevliler de var. Aksi halde cezaevlerinin içerisine o silahlar nereden girdi? O silahları oraya paraşütle veya havadan atılmadı? Silahlar şu veya bu şekilde güvenlik kontrolünden geçtikten sonra içeri sokulmuştur dedi.
“Cezaevinde kalaşnikof çıkıyor”
İsyan bastırıldıktan sonra cezaevleri içerisinde kalaşnikof, susturuculu tabanca ile sayısız kesici ve delici aletler, içeride olması gereken çok sayıda cep telefonu bulunabildiğini söyleyen Ilıksoy konuşmasına şöyle devam etti: “Müdahaleye silahla yanıt veriliyorsa, devlet de silah kullanır. Türkiye'de devlet, cezaevlerine hakim olmak zorunda. Cezaevlerinde gerekli aramaları yapmak devletin görevidir. Cezaevlerinin sayımla ilgili bir yönetmeliği vardır. Eğer, mahkûmlar sayım vermiyorlarsa suç işliyorlar demektir. Kimsenin suç işlemesine de devlet izin vermez.
Ulucanlar Cezaevi’nde kaçmak için tünel kazıldığına ilişkin deliller ortaya çıktı. Bu duruma devletin müdahalesi kaçınılmaz. Ama o müdahaleye silahla cevap veriliyorsa, devlet de üzerine düşeni yapacaktır. Silaha karşılık silahla cevap verilecektir. Elbette gönül isterdi ki bu hadiseler olmasın. Fakat Türkiye'de maalesef cezaevlerinin geldiği nokta bu müdahaleyi zorunlu kılmıştır. Müdahale sonunda da 10’un üzerinde tutuklu ve hükümlü hayatını kaybetti”
Umutlar Ecevit'in ABD gezisinde
Türkiye'nin 18 Nisan seçimlerinde istikrarlı bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Ilıksoy, ancak Türkiye'nin en büyük şansızlığı deprem felaketi olduğunu vurguladı. Ilıksoy Başbakan Bülent Ecevit'in ABD ziyareti sırasında temin edeceği kredi ile ekonomideki sıkıntıların atlatılabileceği, bu nedenle Ecevit'in ABD gezisinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Ilıksoy, kamu kurum ve kuruluşlarında MHP ve ANAP’ın yaptığı kadrolaşmadan sorumlu olmadıklarını, vatandaşın bunları ancak o partilere il edebileceklerini ifade ederek, kendilerinin böyle bir gayret içinde olmadıklarını sözlerine ekledi.
RSS