Balat Şirketler Grubu Yönetim Kurulu ve İplik Sanayicileri Derneği Başkanı Muharrem Balat, Türkiye’nin ilk jeotermal enerji santralini kurmaya hazırlanıyor. Proje oldukça kapsamlı. Jeotermal enerjiden elektrik enerjisi üretilecek, ısısı 90 dereceye düşen buhar bu kez 4 milyon metrekare alana kurulacak seraları ısıtıp döndüğünde, ısısı 40 dereceye düşecek ve proje kapsamında yer alan jeotermal tesislerde kullanılacak. Buradan sonra ısısı 20 dereceye düştüğünde yeniden eski haline dönüp kullanılabilmesi için toprağın altına geri gönderilecek. Yani sonu hiç gelmeyecek bir enerji..
Aydın Salavatlı’da jeotermal gazın hemen yanı başında tam 4 milyon metrekare sera kurulmasına uygun bir alan bulunuyor. Bir anlamda doğanın tüm nimetleri yan yana. Jeotermal santraller bir yandan elektrik üretilirken, bir yandan da 4 bin aileye geçim kaynağı olacak 4 milyon merekare sera bu enerji ile ısıtılacak. 1.5 Yıl içinde bitirilmesi planlanan proje ile bölgede kişi başına gelirin 10 bin dolara yükselmesi bekleniyor. Türkiye’de minimum 2 milyon 2 bin megawatlık bir jeotermal enerji şu anda toprağın altında gömülü bekliyor.
Muharrem Balat, proje ile ilgili olarak Sabah’ın sorularını yanıtladı: “Türkiye’de ve bütün dünyada elektrik enerjisi olayı gayet önemli bir hadise olarak artık insanlığın önünde duruyor. Bir elektrik enerjisinin kullanımı 2002 yılında A ise, 2050 yılında 5-A olacak kadar işin gerçeği hesaplanmış.”
“Türkiye’de minimum 2 milyon 2 bin megabaytlık bir jeotermal enerji şu anda gömülü toprağın altında. Bu da iki tane Keban Barajı, bir tane Atatürk Barajı ediyor. Bunların ürettiği enerji kadar Bu Menderes gravyeri denen Aydın-Afyon’dan Ege’ye kadar giden Menderes gravyerinin altında jeotermal enerjimizin olduğu Avrupalılar ve Amerikalılar tarafından keşfedildi. Burada MTA araştırma yapmış, bundan 16 yıl evvel kuyular açılmış, jeotermal kuyular tespit edilmiş. O zaman bunlar kullanılamamış, kimse itibar etmemiş.”
“Jeotermal enerji santrali kurma olayını biraz benim karakterime aramak lazım. Her insanın bir karakteri var. Ben bir hadise yapılıp bittikten sonra ilgi alanım dışına çıkıyor. Nedir mesela, bir şantiyenin kurulması, binanın yükselmesi, bir yapım aşaması, son anahtar teslimine kadar oraya alabildiğine ilgi duyuyorum, orada heyecanlanıyorum. Ama bittikten sonra hiç beni ilgilendirmiyor. Olay bitiyor. Bir tekstil fabrikası kurduk şimdi, çalışıyor. Arada bir uğruyorum yani. Orayla devamlı ilgilenmek gibi bir şeyim yok. Yenilikler beni enterese ediyor.”
RSS