Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Recep Kaşmer, tarımsal öğretime geçişin 150.yıldönümü nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, tarımı geri kalan bir ülkenin gelişmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Kaşmer, tarım ürünlerinin şimdilik Gümrük Birliği kapsamı dışında tutulduğunu ifade ederken, bunun ülke tarımını etkileyemeyeceği anlamına gelmediğini belirterek, “Çünkü tarımda kullanılan tüm girdiler, tarıma dayalı işlenmiş ürünler Gümrük Birliği kapsamındadır” diye konuştu.
Türkiye’nin bitkisel ve hayvansal ürünler potansiyeli açısından büyük olanaklara sahip olduğunu belirten Kaşmer, bunu şans olarak nitelendirirken, tarımın gelişim ve dönüşüm zorunluluğunu dile getirdi. Tarım sektörünün çok sayıda yapısal ve dönemsel sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu açıklayan Kaşmer konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tarım ülkemiz için yalnız bir üretim süreci olmayıp, aynı zamanda toplumsal bir olgudur. Bu nedenle tarımın sorunu, yalnız ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal özelliktedir. Tarım, nüfusumuzun yarısının doğrudan, tümünün dolaylı sorunudur. Bu sorunların sorumlusu tek başına bu sektör de değildir. Çözümleri de yalnızca tarımda gerçekleştirilecek gelişimlerle sağlanmaz. Zira nüfusun yarıya yakın kısmının tarımda bulunması, tarımdan önce Türkiye sanayisinin, Türkiye hizmet sektörünün sorunudur. Bu sektörlerin yeterince gelişemeyip, istihdam sağlayamamasının sonucudur. Tarımın sorunu bütünüyle ekonominin ve toplumun sorunudur”
Kaşmer, tarım ürünlerinin şimdilik Gümrük Birliği kapsamı dışında tutulduğunu ifade ederken, bunun ülke tarımını etkileyemeyeceği anlamına gelmediğini belirterek, “Çünkü tarımda kullanılan tüm girdiler, tarıma dayalı işlenmiş ürünler Gümrük Birliği kapsamındadır” diye konuştu.
Türkiye’nin bitkisel ve hayvansal ürünler potansiyeli açısından büyük olanaklara sahip olduğunu belirten Kaşmer, bunu şans olarak nitelendirirken, tarımın gelişim ve dönüşüm zorunluluğunu dile getirdi. Tarım sektörünün çok sayıda yapısal ve dönemsel sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu açıklayan Kaşmer konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tarım ülkemiz için yalnız bir üretim süreci olmayıp, aynı zamanda toplumsal bir olgudur. Bu nedenle tarımın sorunu, yalnız ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal özelliktedir. Tarım, nüfusumuzun yarısının doğrudan, tümünün dolaylı sorunudur. Bu sorunların sorumlusu tek başına bu sektör de değildir. Çözümleri de yalnızca tarımda gerçekleştirilecek gelişimlerle sağlanmaz. Zira nüfusun yarıya yakın kısmının tarımda bulunması, tarımdan önce Türkiye sanayisinin, Türkiye hizmet sektörünün sorunudur. Bu sektörlerin yeterince gelişemeyip, istihdam sağlayamamasının sonucudur. Tarımın sorunu bütünüyle ekonominin ve toplumun sorunudur”
RSS