ANASAYFA arrow right 40 Yıl Önce

Akçil, “Canlı hayvan Türkiye’nin en büyük gelir kaynağıdır”

Akçil, “Canlı hayvan Türkiye’nin  en büyük gelir kaynağıdır”
YAYINLAMA: 11 Ağustos 2024 / 13.43
GÜNCELLEME: 11 Ağustos 2024 / 13.43

Kendi sorunları kendi ağızlarından

Akçil, “Canlı hayvan Türkiye’nin en büyük gelir kaynağıdır”

Veteriner teşkilatı yeterli düzeyde olmadığından sahte raporlar satılmaktadır. Bürokratik engeller çok sıkıntı yaratıyor, ihracatı engelliyor.

NAZAN HIDIROĞLU

Hanifi Akçil, Gaziantep 1935 doğumlu. İlkokul mezunu. Dede mesleği besiciliği yapıyor. 11 yıldan beri ihracatla uğraşıyor.  Geçen yıl 2-3 kişilik ekibi ile 200 bin dolar döviz getirmiş.

- Canlı hayvan ihracatının dünü, bugünü ve geleceği hakkında bir toparlama yapar mısınız?

- Canlı hayvan Türkiye'nin en büyük gelir kaynağıdır. Ancak bu mesleğe sahip çıkan yoktur. Pek çok bürokratik engel çıkıyor. İş adamı işi yapmaktan geri kalıyor. Devlete sitem duyuluyor. Önceden kaçakçılık vardı. Şimdi ihracatı kolaylaştıran döviz serbestliğidir. Ancak muameleden doğan aksaklıklar ihracatı engelliyor.

 -Sanıyorum karşılaştığınız sorunları, ihracatın dünü, bugününü değerlendirirken anlatıyorsunuz?

-Evet, derdimiz çok. Biz formaliteler konusunda çok sıkıntı çekiyoruz. Başta Türkiye genelinde, belli aylarda aşılama yapılması gerektiğini söyleyelim. Şimdi çiçek ve antraks aşısının gösterilmesi gerekiyor. Doğudan gelen hayvanda bu yoktur. Veteriner teşkilatı yeterli düzey de olmadığından sahte raporlar satılmaktadır piyasada. Esasen piyasada birkaç ihracatçı vardır. Ancak eline bir değnek ve keçesini alan ihracat yapmaya başladığından, canlı hayvan ve yem lisanslarının satışları yapılmaktadır. Hayvanlarda belli sınırlamalar konuluyor. Sığırda 4 diş ve 4 sınırı vardır. Melez, yerli ayrımı veterinerlerce değişik raporların çıkmasına neden oluyor. Bu engeller yıkılırsa ihracat ileriye gidecektir. Dediğim gibi sıkıntı çok. Bir de nakliye teskeresi sorunu var. Pazardan malı alır belediye kantar fişi ile belediyeye, oradan veterinere, veterinerden geri belediyeye, tekrar veterinere gelirsin. Mâliyeye malı müstahsilden aldıysan stopaj yatırırsın. Tüccardan almışsan fatura fotokopisini verirsin. Akşam olur. Yarına tekrar başlarsın. Bunlar eziyet değil de nedir? Naylon fatura çıkıyor piyasaya. Ayrıca nakliye konusunda sıkıntılar çok.

-Bürokratik engellerin bir kısmının kalkması için sizce şöyle bir çözüm yolu düşünülebilir mi? Veteriner, İhracatçı Birliği, Belediye, Borsa, Kambiyo bankaları, maliye, gümrük gibi yerlerin bir arada olması yarar sağlamaz mı?

-Bence çok yararlı olur.

-Canlı hayvan ihracatının 12 ay açık kalması sizce yararlı mıdır?

-Evet yararlıdır. İhracat kapanınca fiyatlar yüksek olur Arap ülkelerinde. Sudan, Hindistan, Suriye girişim yaparak pazarımızı almaktadır.

-Sizce et ihracatı mı, canlı hayvan ihracatı mı yararlıdır?

-Şimdiki durumda et ihracatı döviz kaçakçılığını meydana getiriyor. 3-5 holdingin himayesinde kalıyor. Canlı hayvan için bin 600 dolar fiyat konmuşken, et bin 700 - 1800 dolara ihraç oluyor. Bu büyük bir dengesizliktir. Ete de taban fiyat konmalıdır. Fiyat dengesi korunmalıdır. Büyük holdinglerin taahhüt kapatma hesabına et ihracatı konmazsa bu böyle olmaz. Aslında et ihracatı yararlıdır. Holdinglere yüzde 38 lere varan vergi iadesi verilmezse çok iyi olur. Malımızı ucuza Araplara vermek, ihracat yapana vergi iadesi ödemek büyük kayıplara yol açıyor

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *