Bir ev hanımı ile söyleşi:
Selma Hanım: “Hükümetin politikası yanlış.. İşsizlik ve pahalılık var...’’diyor
“Ev hanımlığından nefret ediyorum, çok monoton ve sıkıcı.. Yalnızca tüketici olmak canımı sıkıyor...” “Meslek sahibi bir hanım olmak isterdim. Ekonomik bağımsızlığımın olmasını isterdim’’
Selma Yalçın: 25 yaşında, Gaziantep doğumlu. Lise mezunu. 5 yıl memuriyet yaptıktan sonra görevden ayrılmış. 2 yaşında bir oğlu var. İşinden, çocuğuna iyi bakmak amacıyla ayrıldığını söylüyor.
-Aylık geliriniz ne kadar Selma Hanım. Kocanızın mesleği nedir?
-Eşim mühendis, aylık gelirimiz 150 bin lira. Evde bir çalışan var. Başka gelirimiz yok.
-Eviniz kira mı?
-Evet, 30 bin lira kiraya oturuyoruz. Kışın ayda 20 bin lirada yakıt parası verdik.
-Günlük masrafınız ne kadar. Bir günlük harcamalarınızı, sabah, öğle akşam nelerle beslendiğinizi söyleyebilir misiniz?
-Günde 3 bin lira harcama yaparız. Bir gazete, haftalık 2 dergi alırız. Beslenmemize gelince, küçük oğlum için özel bir beslenme yöntemi uygulamak zorundayız. Et, süt, yumurta, ciğer, yoğurt vs. mutlaka yediririm. Sabahları normal kahvaltı, peynir, zeytin, yumurta, reçel, yani kahvaltıda ne olması gerekirse öğlen, aksam sebze yemeğinin yanında pilav salata ve meyve.
-Aylık kültürel ve sosyal faaliyetler için ayırdığınız para ne kadar?
-Ayda bir kitap, birkaç dergi ve her gün gazete 4 bin lira tutuyor. Sinema ve tiyatroya şehrimizde gitmek mümkün olmuyor. Sosyal faaliyetlerde bulunamıyoruz. Tipik ev yaşamı süreriz. Ayda birkaç defa dışarda yemek yeriz.
-Bu günkü ekonomik durumu, politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz Selma Hanım?
-Çok kötü. Hükümetin politikası yanlış. İşsizlik, pahalılık var. Ücretlilerin maaşları çok düşük.
-Devletten neler bekliyorsunuz?
-Her vatandaşa iyi bir yaşam, maddi rahatlık sağlamasını, sosyal devlet anlayışını geliştirmesini, huzurlu ve güvenli bir ortamın yaratılmasını beklerim.
-Siz yönetici olsaydınız ne yapardınız?
-Düşünce, basın özgürlüğü sağlayıcı, demokratik kurum ve kuruluşları zihniyeti yerleştirir, işsizlik sorunlarına çözüm getirici yollar arar, bulur, uygulardım.
-Ne olmak isterdiniz?
-İşletmeci olmak, bir kafe işletmek isterdim. Ayrıca resim yapmayı çok severim, ressam, çizer olmak isterdim.
-Şu an içinde bulunduğunuz durumu yani ev kadınlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Ev kadınlığından nefret ediyorum. Çok monoton ve çok sıkıcı. Hiçbir şey yaratmadan, yalnızca tüketici olarak yaşamak çok kötü bir olay, önceden beri iyi bir meslek sahibi olmak, bir kadın olarak ekonomik bağımsızlığımı sağlamak isterdim. Ama maalesef, Türkiye'de kadının çalışma koşullan oluşturulmamış. Çocuğunuzu iyi yetiştirmek istiyorsanız, kendinizi feda etmek zorunda kalıyorsunuz. Şu an çevremdeki kişilere uyum sağlayamıyorum. Kabul günlerinden hoşlanmıyorum. Yalnız giyimden, mal ve mülkten bahseden, hep dedikodu yapan kadınlarla anlaşamıyorum. Ne onlar gibi davranabiliyor ne de başka şey yapabiliyorum. Bu yüzden içimde bir boşluk hissediyorum. Bunu da devamlı okuyarak kapatmaya çalışıyorum.
-Türkiye'deki sosyal denge konusunda ne düşünüyorsunuz?
-Halktan yana, demokratik idare olmalı. Dış ülkelere bağımlılık tan kurtulmalı, ülke olarak kendi kaynaklarımızdan sonuna kadar yararlanmalıyız. Başka ülkelerin şunu yapın, bunu yapın demeleri bizi öncelikle ilgilendirmemen. Ülke yöneticilerimiz çok iyi bir planlama ile bizi başkalarına muhtaç etmemelidir. Adaletli gelir dağılımını sağlamalıyız.
-Teşekkür ederiz Selma Hanım.