Hiçbir daire müdürü en basit bilgiyi bile vermiyor “Validen izin alın” diye muhabirlerimizi çeviriyor. Yetkililer gazetecilerin sorularına cevap vermezlerse halkı nasıl aydınlatacağız?
Gazeteci bilinmeyeni, az bilineni öğrenip çoğunluğa aktarmakla görevlidir. Bu görevi de yaparken, olumsuzlukları sergilemek, düzelmesini istemek, bazen da öneriler getirmek zorundadır.
Ancak bu faydalı ve önemli görev yapılırken, gazetecinin çok da büyük engelleri vardır, özellikle Gaziantep şehrinde hiçbir müdür, Vali Beyden izin alınmadan konuşmak istemez. “Aman ben memurum. Aman Vali Bey den izin alın. Yoksa bize kızarlar” derler.
İşte ilk örnek Çalışma Müdürlüğü’nden: İşçinin işyerinde, işvereni ile bir anlaşmazlığı meydana geldi. Ne yapacak taraflar, sorunlar nasıl çözümlenecek? Kanun ne gibi durumlarda, nasıl davranılmasını uygun görmüş?
Bunu öğrenmek istiyoruz. Amacımız çeşitli bilgileri çoğunluğa aktarmak. İlgililerin dikkatini çekip, uyarmak. İki sözcükle faydalı olmak. Çalışma Müdürlüğünden elimiz boş dönüyoruz.
Yine İmar Müdürlüğü’nden şehrimizde toplu konut alanı olarak belirlenen bölgeleri öğrenip, herkese duyurmak istiyoruz. “Yok, hayır. Ben memurum, müdürüm, beyanat veremem. Vali Beyden izin alın” deniyor.
Sağlık Müdürü’ne, gece nöbetçi eczaneler açılmıyormuş. Bu nasıl iş? Bunun cezası yok mu? diye soruyoruz. “Aman benim adımı karıştırmayın, hoş olmaz. Vali beye sorun, vilayete yazı ile açıklama gönderelim” diyor.
Nüfus Müdürü’ne, “Müdürlüğünüzde uzun kuyruklar oluşuyor bunun nedeni ne diyoruz. Nasıl açıklarsınız” diyoruz, aynı cevap.
Örnekleri çoğaltmak mümkün, öyle ki 500 bin nüfuslu ilin başlıca iki hastanesinden birinin Başhekiminin, defalarca valilik tarafından savunması alındığını duyuyoruz. Savunma alınmasının nedeni ise, başhekimin gazetecilere bilgi vermesi. Eleştiriden kimsenin hoşlanmadığı açık.
Ancak bir başhekimin de hastanesi hakkında kötü bilgi verdiği düşünülemez, öyleyse bu sıkıştırma, yıldırma taktiği nedir?
Tek emir, komuta zinciri altında hareket edilmesi mi istenmektedir? Bu uygulamaların anlamı nasıl açıklanabilir?
Çoğu insan güne gazete okuyarak başlar. Ekmek zammından benzine, doğal afetten savaşa, ya da günlük işlerde kullanılacak basit bilgilere kadar gazetelerden öğrenilir. Gazete ile gülünür, üzülür, ağlanır, çevre ile ortak duygular paylaşılır.
Çelişmiş ülkelerde tek bir gazete okumak artık gelişmemişliğin, kültürsüzlüğün belirtisi iken, şehrimizde gazeteciliğe bu düşmanlık niye, anlamak imkansız.