ANASAYFA arrow right Güncel

Eğitim emekçilerini disiplin cezaları ve yargı süreçleriyle tehdit etmek kabul edilemez

Eğitim emekçilerini disiplin cezaları ve yargı  süreçleriyle tehdit etmek kabul edilemez
YAYINLAMA: 06 Nisan 2025 / 15.41
GÜNCELLEME: 06 Nisan 2025 / 15.41

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, sendikal haklarını kullanan eğitim emekçilerine yönelik açıklamalarına sert şekilde tepki gösteren Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şubesi Örgütten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çevik, ‘’ Sendikal haklarını kullanan eğitim emekçilerini disiplin cezaları ve yargı süreçleriyle tehdit etmek, demokratik bir ülkede kabul edilemez’’ dedi.

Sendika haklar, Anayasa ile güvence altına alınmış en demokratik haklardan biri

Sendikal hakların Anayasa ile güvence altına alınmış en temel demokratik haklardan olduğunu dile getiren Çevik, ‘’Eğitim emekçilerinin bu haklarını kullanması, eğitimin aksatılması değil, aksine daha nitelikli, adil ve bilimsel bir eğitim için mücadele etmeleri. Eğitim hakkını gerçekten savunmak istiyorsanız, önce eğitim sisteminde var olan devasa sorunları çözmek zorundasınız’’ ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin’in sözleri eğitim emekçilerine karşı başlatılmış bir cadı avının açık göstergesi

Çevik, ‘’Bakan Tekin’in ‘Eylemlere katılanlara gerekli adli ve idari mekanizmaları işleterek, hukuki sınırlar içerisinde gerekli yaptırımları uygulayacağız. Bakanlığımız bünyesinde bu tür eylemleri yapan arkadaşlarımız olursa biz, hukuki sınırlarımız çerçevesinde kendilerine hem idare hukuku açısından, disiplin mevzuatını uygulayacağız hem de adli açıdan ilgili yargı mercilerine hukuki başvurularımızı yapacağız’ şeklindeki sözleri, eğitim emekçilerine karşı başlatılmış bir cadı avının açık göstergesi’’ şeklinde konuştu.

Sendikal hakları kullanmayı engellemek hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmaz

Sorunlara bir çözüm sunmadan, eğitim emekçilerini suçlamanın baskı altına almanın ve sendikal haklarını kullanmalarını engellemenin hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmayacağını kaydeden Çevik, ‘’Asıl suç, eğitim emekçilerinin sendikal haklarını kullanması değil, onları tehdit etmek, baskı altına almak ve eğitim sisteminin çöküşüne göz yummak. Eğitim emekçileri, öğrencilerinin laik, çağdaş, bilimsel, kamusal eğitim alması için mücadele ediyor. Eğitime erişimde eşitlik, liyakatli atamalar, bilimsel öğretim programları ve çağdaş eğitim koşulları için ses yükseltmek, baskılarla engellenemez Eğitim emekçilerinin mücadelesi, yalnızca kendi hakları için değil, aynı zamanda tüm çocukların eğitim hakkı için verilen bir mücadele’’ dedi.

Çevik, Bakan Tekin’e; ‘’ÇEDES projesi ile okullarda öğretmen olmayan kişilerin (imam, vaiz, din görevlisi, müftü vb.) derslere girmesi eğitim hakkını ihlal etmiyor mu? 600 binden fazla çocuğun eğitim dışında kalması, okullardan uzaklaşması, eğitim hakkının gasp edilmesi değil mi? MESEM adı altında 500 bin çocuk işçinin sömürü düzenine mahkum edilmesi, eğitim hakkını ortadan kaldıran en büyük adaletsizlik değil mi? Okulların bütçesiz bırakılması, velilerin eğitimin mali yükünü üstlenmek zorunda kalması eğitim hakkını zedelemiyor mu? Deprem bölgelerinde hala eğitimine devam edemeyen çocukların durumu hakkında neden konuşmuyorsunuz? Ücretsiz okul yemeği projesinin uygulanmaması nedeniyle, okullarda aç ve susuz kalan, okullar temizlenemediği için sağlığı tehlikeye giren öğrencilerin hesabını kim verecek?’’ sorularını yöneltti.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *