Her sene astım hastalığına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla 6 Mayıs’ta kutlanan Dünya Astım Günü bu sene de çeşitli etkinlik ve toplantılarla kutlanacak. Astım Günü kapsamında Cumhuriyet, hastalığın detaylarını ve Türkiye’deki durumunu Türk Toraks Derneği’nden Doç Dr. Osman Elbek ve Doç Dr. Deniz Kızılırmak ile konuştu.
Elbek, astım hastalarının tedavi süreçleri boyunca pek çok zorlukla karşılaştığını belirterek, “Her iki astım hastasından biri mevcut sağlık sisteminde randevu alamadığı için gerekli takibi yaptıramıyor. Kadınlar, astım hastaları arasında önemli bir dezavantaj yaşıyor. Şikayetleri yeterince ciddiye alınmadığı için randevu önceliği alamıyor. Hastane ve ilaç masraflarını kendi cebinden ödeyen hastalar, ekonomik yetersizlik nedeniyle ilaçlara erişemediği için hastalıklarını kontrol altına almakta zorlanıyor” dedi.
Astımın çocukluk çağında başladığını söyleyen Kızılırmak ise, “Türkiye genelinde bakıldığında, çocukluk çağında başlayan astım vakalarının bir kısmı zamanla kaybolsa da, yetişkinlik döneminde ortaya çıkan astım hastalarının da sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. Genel olarak astım hastalığı toplumun yaklaşık yüzde 5’ini etkilemekte” dedi. Ekonomik sorunların astım hastalarının tedavi sürecini etkilediğini belirten Kızılırmak, “Tedaviye erişimde ekonomik faktörler belirleyici bir rol oynar. Gelir düzeyi düşük bireylerde, tedaviye erişim daha sınırlıdır. Astım, vücudun aşırı yanıt vermesi sonucu ortaya çıksa da çevresel faktörlerden büyük ölçüde etkilenir. Başlıca faktörler arasında sigara dumanına maruziyet bulunur. Özellikle çocukluk çağında ebeveynlerin sigara içmesi, astım gelişme riskini artırmaktadır. Ayrıca hava kirliliği, ev içindeki yakıt türleri (kömür veya odun sobası kullanımı), rutubetli ortamlar ve havalandırılmayan evler astımın kontrolünü zorlaştıran etmenler arasındadır. Ayrıca kırsal bölgede yaşayanların, doğalgaz yerine odun veya kömür sobası kullananların, sağlık merkezine ulaşımı 1 saatten uzun sürenlerin astım kontrolünün daha zayıf olduğu belirlenmiştir” diye konuştu.
Astım hastalarının ekonomik yükünün azaltmak için uygulanabilecek sağlık politikalarına değinen Kızılırmak, “Kronik hastalıkların erken teşhisine yönelik programların geliştirilmeli, Tedaviye erişim eşitsizliklerini ortadan kaldıracak sağlık politikalarının hayata geçirilmeli, Çevresel risk faktörlerini azaltmaya yönelik tedbirlerin alınmalı ve Astım hastalarına yönelik kapsamlı ve düzenli takip sistemlerinin oluşturulmalı” ifadelerini kullandı. Günümüzde polikliniklerde doktorların yoğun hasta yükü nedeniyle kronik hastalıklara yeterince vakit ayıramadıklarını belirten Kızılırmak, “Astım hastalarının kullandıkları inhaler cihazların doğru teknikle kullanılması büyük önem taşımaktadır. Hastaların cihazları doğru dozda ve yöntemle kullanabilmeleri için kapsamlı eğitimler verilmelidir. Akciğer hastalıklarında iyileşmenin sağlanması için yalnızca sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi yeterli değildir. Yaşam koşullarının düzeltilmesi, yoksulluğun ve buna bağlı sosyal şartların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sağlık sisteminin eşitsizlikleri ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmesi ve tedaviye erişim kolaylaştırılmalıdır” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet