Fındıkta yanlışlar ve doğrular…
Fındık konusunda şimdiye değin çok söz söylendi, yazıldı. Ama inanınız ki çok daha söylenecek söz var. Bir o kadar da yazı yazılsa yeridir. Öyle uzun-uzun yazacak değilim.
Önce sorumu öne alıp sormama izin veriniz lütfen:
-Hangi aklı evvel fındıkta üreticiye verilen/yapılan destekleme yardımını “ üretilen ürün üzerinden” değil de; fındık bahçelerinin alanı/ yüzölçümü üzerinden yapılmasını önerdi?
Bu ne tür/çeşit “aklı evvel”lik böyle?
Ekonomide önemli olan hep üretimin artışı ya da üretimin planlanan zamandan önce bitirilmesidir önemli olan, beğenilen, alkış alan…
Fındıkta destekleme/teşvik bunun tamamen tersi işliyor. Uygulanılıyor.
Bin yaşasın aklımız!
Fındık bahçeniz vardır, bakımını yaparsınız, ayıklatırsınız, ilaçlar, gübrelersiniz. Yüz ölçümü azdır ama beklenen ürünü alırsınız. Emeğinizin karşılığıdır bu. Alkışa değerdir emeğiniz. Ayrıca üründen kazandığınız para da ananızın sütü gibi helaldir.
Bu bir durum değerlendirmesiydi.
Peki, benim gibi onca dekar fındık bahçesi olan ama imar etmiyor, ilaçlamıyor ve fındıklığa gitmiyor, bakmıyorsam ve de -yüzolçümü üzerinden- destekleme/yardımı alıyor isem? Hiç üretmeyip destekleme almak… Kime/kimlere haksızlık bu?
Diğer tarım ürünlerimizde de böyle acayip bir destekleme politikası yapılıyor mu acaba?
x xx
Biliyorum, hemen “Ne biliyorsun, üretimin artmadığını? Üretici uygulamadan memnun…” diyenler olduğunu duyar gibiyim.
Dikkat etmişseniz - ki ediyorsunuzdur- elbette üretici uygulamadan memnun olacak. Çünkü, o nasıl olsa bahçesinin bakımını “babadan görme “ yöntemlerle her yıl değilse de iki yılda bir yapıyor, aldığı ürünün miktarını hava koşullarının iyi ya da kötü oluşuna bağlayıp “kanaat sahibi” oluşuyla da oturup piyasadaki fiyat beklentisinin peşine düşüyor.
Bu manzara fındık ve üreticisi var olduğundan beri “böyle gelmiş böyle gider.”
Diyeceğim o ki, fındıkta alan miktarı üzerinden yapılan destekleme ekonomi kurallarına ters ve üründe verimi, kaliteyi artırıcı bir yöntem değil.
Ülke ekonomisine bulaşan “kendi-kendini kandırma” bilmezliğinin/bilgiszliğinin bir başka cephesi bu… Madem ki, fındıkta böyle bir verimlilik arayışı peşinden koşuluyor, o zaman fındık bahçelerinin onarılması, ilaçlanması gibi konularda denetim yapılarak destekleme ondan sonra niçin yapılmıyor?
Fındıkta desteklemenin satılan ürün miktarı üzerinden üreticiye yapılmasının kanısında olduğumu burada bir kez daha yinelemeliyim. Yoksa yapılan destekleme yardımının -çoğunlukla- “tuz-gaz parası”na gittiğini kim inkâr edebilir ki?
x xx
Bunca karamsar düşüncemin ardından fındıkla ilgili olarak iyi bir haber de vermek isterim. Detayını araştırmadım ama Trabzon Borsası yönetimi aldığı bir kararla -Hangi fondan bilemiyorum- verimden düşen, bakımsız fındık bahçelerini tekrar üretime kazandırmak, kaliteyi yükseltmek için üreticiyle birlikte çalışmalar yapıyor. Fındıkta yeni alanlar kazanılıyor.
Kuşkusuz doğru bir yöntem bu…