Cuci-Cuçi’yi ve oğlu Batuhan’ı bilir misiniz?

 Özgecan için önceki gün yazdığım yazıda, çok varlıklı genç bir erkekle, mükemmel eğitim görmüş masum genç bir kızın acıklı hikayesine yer vererek, bu gibi vahşi cinayetlerin asla son bulmayacağı, hatta artacağı iddiasında bulunmuştum.

Ünlü bir ailenin varlıklı oğlu akşam eğlenceden sonra evine götürdüğü genç kızı iddiaya göre pencereden aşağı iterek ölümüne neden olmuştu. Ancak, davanın yargıcı böyle düşünmüyordu. Genç kız intihar etmişti. Çünkü, mükemmel eğitimli olmasına rağmen iş bulamıyordu, 26 yaşına gelmiş olmasına rağmen anne baba desteğine ihtiyaç duyuyordu ve anne babası yıllar önce ayrılmıştı! Yargıcın gerekçeli kararında bütün bu nedenlerle genç kızın intihar ettiği belirtilerek şüpheli beraat ettirilmişti.

Ben de, zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz bu şiddet olaylarının durmayacağını iddia etmiştim.

Dün ajanslardan gelen 3 taciz ve öldürme haberi şöyle:

Hatay’ın Kırıkhan İlçesi’nde 19 yaşındaki A.Ş., ortaokul öğrencisi 12 yayındaki D.Ö’yü dövüp, jiletle yaraladıktan sonra zorla bindirdiği minibüste tecavüz etmek isterken polis tarafından suçüstü yakalandı.

Otomobilde sevgilisi Şahin K. (29) ile tartışan 23 yaşındaki, bir avukatlık bürosunda sekreter olarak çalışan Hüsne Aslan, kendisini zorla evine götürmek isteyen sevgilisine karşı çıkarak araçtan inip gitmek istedi. Sinirlenen Şahin K. aracı aniden hareket ettirince genç kız atladı. Aracın tekeri başının üzerinden geçen Hüsne Aslan olay yerinde yaşamını yitirdi.

İzmir’in Konak İlçesi’nde, Ozan K., tartıştığı eşi R.K.’yı, ikinci kattaki evlerinin balkonundan attığı iddia edildi.Ağır yaralanan R.K., hemşire olarak çalıştığı hastanede ameliyata alınmadan önce polislere, kendisini eşini attığını söyledi.Gözaltına alınan O.K. ise iddiaları reddedip, eşinin kendisini attığını ileri sürdü.

Belediye başkanına taciz suçlaması! Konya'da Doğanhisar Belediyesi'nde taşeron işçi olarak Yazı İşleri Müdürlüğü'nde çalışan 27 yaşındaki 1 çocuk annesi C.D., Belediye Başkanı Abdullah Koç'un, makam odasında kendisine fiziki tacizde bulunduğu iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Başkan Koç ise, personel arasında huzursuzluk yarattığı gerekçesiyle işten çıkartılması için talimat verdiği C.D.'nin iftira attığını öne sürdü.

Bunlar daha devede kulak!

Her gün bunun gibi onlarcası oluyor, ama medyaya ancak birkaç tanesi yansıyor!

Tacizleri, cinayetleri yalnız eğitime, yoksulluğa bağlamanın yanlış olduğu meydanda. Yıllardır topluma aşılanan kin, nefret ve sevgisizlik aşısı fena halde tuttu! Türkiye’yi adeta sallayan Özgecan olayından hemen birkaç gün sonra 19 yaşındaki bir erkeğin, 12 yaşındaki bir kıza, cadde üzerinde park ettiği minibüsün içinde alenen tecavüzü nasıl açıklanabilir ki!

Bunu Ortadoğulu olmamıza, Mezopotamyalı olmamıza, bu coğrafyanın törelerine bağlarsanız yanılmış olursunuz!

Mevlüt Uluğtekin Yılmaz’ın köşesinde okudum.

… Bir kesin gerçek var ki, eski Türklerde kadın öldürmenin uğursuzluk getireceğine inanılırdı.Kadın öldüren kişi derhal obadan kovulurdu.Kadınlara tecavüz edenler; ya öldürülür; ya da gözlerine mil çekilirdi. (Hapishanelerde beslenmezdi!) Ebul Gâzi Bahadır Han,Şecere-i Terakime (Türklerin Soy Kütüğü)nde Türk kadınlarının devlet yönettiğinden söz eder. Altınordu Hanı, Özbek Han Başkent dışına çıktığında eşi Taydula Hanım devlet mührüyle Yarlığ/ferman yayımlardı.

Bir diğer adı Temuçin olan Cengiz-Çingiz Han (1167-1227)’ı bilirsiniz. Acımasız bir lider! Çin denizinden Mısır’a kadar bir bölgeye -çocuklarıyla- hükmeden bir irade… İşte bu Cengiz Han henüz gençlik çağındayken eşi olan Börte’yi, komşu Merkitler kaçırırlar. Cengiz Han eşinin kaçırılmasına çok üzülür.Henüz güçlü değildir. Bir süre sonra dost bir kabileden destek alarak Merkitlere saldırır ve eşi Börte’yi kurtarır. Kurtarır ama eşi dokuz aylık hamiledir! Çocuğun kendisinden olmadığı bellidir.Fakat eşini incitmez.Doğan çocuğa Cuci-Cuçi (Moğolca’da ‘dışarıdan gelen; kim olduğu bilinmeyen’ demektir) adını verir. Ve Cengiz Han Cuci’yi diğer çocuklarıyla bir tutar… Yıllar sonra da Cuci’nin oğlu Batu Han, Altınordu Devleti’ni kuracaktır…

Merhamet olmazsa, vicdan olmazsa, insanlık damarı çatlak olursa bu cinayetlerin sonu gelmez.

TBMM’de, daha önce belediye başkanlığı yapmış, mühendislik diploması olan bir vekilin yüce meclis çatısı altında diğer vekilleri öldürmek için kafalarına tokmakla vurması, en hassas yerlerine tekme atması, kaburga kırması başka nasıl izah edilebilir ki!

Bakışları, tavırları, davranışları hep kin ve nefret yönlendiriyor.

Bu yaşadığımız günleri arayacağımız günler geliyor!..