Trafik Sorunu Karşısında Çaresiz miyiz?

YAYINLAMA: 08 Mayıs 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 08 Mayıs 2015 / 20.00

          Trafik sorunu yaşamayan kaç kentimiz  var?   Ülkemizde her geçen günle taşıt sayısı artıyor. Bunu garipsemiyorum. Çünkü,  artan  ve artması teşvik edilen nüfus  sonucu elbette taşıt sayısı da artacak…

      Nüfus da, taşıt sayısı da birbiriyle doğru orantılı…

      Sorun;  trafiğe çıkan taşıt sayısı değil. Sorun, kent merkezlerinde yaşanan trafik akışının düzensizliği,  yoğunluğu ve yarattığı huzursuzluk/tıkanıklık…  Dolayısıyla da yarattığı yaşamsal tehlike…

      Otopark sorununu çözüme kavuşturmuş, böyle bir sorun  yaşamayan kaç  il ya da ilçemiz  var?  Başka bir ifade ile  cadde ve sokaklarında yaya kaldırımlarında taşıt park edilmeyen kent varsa  lütfen bana yazar mısınız?

      Yerel yönetimler,  içinden çıkılmaz bir durum kazanan “otopark sorunu” için “ipin ucunu kaçırmış” konumunda bulunuyor.  Ne denli ince düşünüp çözüm  konusunda çare üretseler, sonuçta artan taşıt sayısı karşısında  “Böyle gelmiş, böyle gider” inancı var olan sorunun çözümünü zamana bırakıyor.

      Zaman durduk yerde nasıl çözüm üretecek? O da ayrı bir sorun bizim için…

      Geçen yıl çıkan yasayla bu yılın Mart ayında kimi illerimizde “Büyükşehir” pardon “Büyüksorun” uygulaması başladı. Biliyorum, hemen “muhalif yaftası” takacaklar ama yazıp görevimi yapmak durumundayım.  Gazetecilik görevimin gereği de zaten  bu…

                                                                          ***

      Emniyet Müdürlüğü Trafik ekibine mensup polis memurlarına soruyorum:   “Kent içindeki şu trafik kargaşasına/kaosuna  ne dersiniz?”  diye…  Onlar yerel yönetimden sorumlu belediye örgütünü gösteriyor. İl merkezlerinde pek yaşanmıyor ama kimi  “ ilçelerde trafik akışı bir kurala bağlanmadığı için”  kimi sürücüler caddeleri/sokakları otoparka dönüştürüyor. Meydanlar ise tam bir oto galeri durumunda…  Böylece yaratılan yaşamsal tehlike ise en önemlisi…

      Bu durum,  hiçbir kural konulmamış, hiç bir önlem alınmamış haliyle  “Büyükşehir  garabeti”nın kuralsızsızlığı/sahipsizliği olarak ilçelerde yaşanıyor. Trafik akışını düzene kavuşturmamış,  kurallar koymamış  “Trafik Komisyonları”nın varlığı ne anlama geliyor?  Tabii ki bu sorunun muhatabı kent/kasaba sakinleri değil elbet.

      Şimdi  ilgililere buradan bir anımsatma yapmak istiyorum.  Kimi ilçelerde yaşanan trafik anaşisi,  trafik başı boşluğuna/keyfiliğine çözüm getirecek olan “Trafik Komisyonu Üyeleri”, lütfen bana söyler misiniz?  Görev alanınızda  trafiği düzenleme görevinizi  “Böyle gelmiş, böyle gider”  anlayışından kurtarmazsanız yarın bu karmaşadan doğan ölümlü bir kazada nasıl  rahatlık duyarsınız?  Dahası da var:  Böyle bir zorunlu düzenlemeyi yapmamakla şikayet edilir ve mahkemeye çıkarılırsanız, nasıl bir savuma yapacaksınız? Doğrusu merak ediyorum.

                                                                             ***

      Köyler den kentlere yönelik nüfus akımı  “Toplu Konut” uygulamaları ve teşvikleriyle hız ve boyut kazanarak artıyor. Taşıt sayısı da  öyle…     Bu gidişle istatistiki rakamları görüp  artan taşıt sayısıyla  anlamsızca  göğüs kabartacağız.  En kötüsü de;  bu övünç! tablosunda  yerli bir taşıt markamızın bulunmayışı olacak, trafik sorunlarını  da hep artarak yaşayacağız.

Bu manzara önünde  “İmdaat!..” diyerek  kişisel görevimi yapıyorum. Gerisi ilgililerin bileceği iş… 

 

Trafik Sorunu  Karşısında  Çaresiz miyiz?