İlk 500’ün düşündürdükleri...

Çeşitli kurumlar her sene Türkiye’nin en büyük 500 firmasını veya 250, hatta 1000 firması için liste yayınlıyor.

Son zamanlarda bu liste yayınlama işi, anket yapan firmaların reklam kapma hırsı nedeniyle yörüngesinden sapmaya başladı.

Bu işin öncüsü ve halen en ciddi yapanı İstanbul Sanayi Odası. Bu kurumun çalışması hep referans olarak alınıyor ve itibar ediliyor.

Gaziantep’ten bu sene listeye 20 firma girdi. Geçen sene bu rakam 24’tü.

Bu sene artması gerekirken azaldı.

Nedenlerini araştırınca bilindik sorunlarla karşılaştık.

Hani bir Antep haneği var ya... Ellenme, bellenme, dillenme! Yani, öne çıkma, gerciklik etme, dile düşme!

Bu nedenle İSO’nun anket formunu doldurmayan firmalar var. Oysa bunlar o haneği yanlış tefsir ediyorlar.

Sorunları da olsa demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Bu firmalar çok sayıda teşviklerden yararlanıyor. Vergi indirimleri var.

Yatırımcılara teşvikler ülkemize özgü değil. Bütün dünyada var. Hatta bazı ülkelerin teşvikleri bizimkilerin fevkinde.

Bunun amacı üretimi teşvik etmek, istihdam yaratılmasını sağlamak ve doğal olarak da devletin vergi gelirlerini artırmak.

Devlet bunları gizli kapaklı yapmıyor. Herkese açık. Bunlardan yararlananların da şeffaf olması gerekmez mi? Yüzde 90’ı, adı resmen konmayan şeffaflık kuralına uyuyor da, diğerleri neden uymuyor? Çünkü bu listelerin akabinde gelen vergi listelerinde isimleri olmayacağı için mahcubiyet(!) korkusu gizlenmeyi gerektiriyor.

Listeleri inceleyin, örneğin son 5 yılda, bu listelerde ismi bulunanlarla, vergi listesindekiler hemen aynı. Bunlar başları dik gezen işadamları.

Bir de, vergi daireleri değiştirenler var. Bunlara iyi gözle bakmak ne derece doğru olur, tartışmak lazım. Burası küçük yer, yanlışlık hemen sırıtır, ancak İstanbul’a gidersen arada kaynarsın!.. Onlar akıllı, biz aptalız!

Vergiler bu kentte verildiğinde, yerel yönetim pay alıyor, hizmet yapıyor. Para dışarı gitmiyor, Gaziantep ekonomisine kalıyor. İtibarlı olan da budur.

Anlamadığım bir başka husus da, kendini, “Gaziantep sanayisinin dünyadaki ön önemli markası” diye lanse eden kuruluşlar!

Lafügüzaf!

Yani, boş lakırdı!

En önemli markanın, birkaç gün sonra ilan edilecek kurumsal vergi listesinin de en önemli yerinde olması gerekmez mi?

Vazgeçtik! İlk 100’ün içinde olsun yeter!

İSO 500’deki 20 firmanın cirosu 3.5 milyar dolar

İSO’nun anketine göre ilk 500’deki 20 firmamızın üretimden satış cirosu 9 milyar 501 milyon 523 bin 724 TL. (Adı açıklanmayan firmanın rakamı, üstündeki ile altındakine göre yaklaşık hesaplanarak genel rakama eklendi. A.T.)

Yani 3.5 milyar Dolar.

2014 yılında 6.65 milyar Dolar ihracat yapan Gaziantep’in üretimden satışı böylece ihracatının ancak yarısı olduğu anlaşıldı. (20 firmanın cirosuna göre analiz yapmak yanlış olabilir. Ancak, bu durum ihracatımızın röntgenini çekmiş oluyor.)

ISO İlk 500’de İstanbul’dan 189, İzmir’den 36, Kocaeli’nden 35, Bursa’dan 30, Ankara’dan 27 firma var. Bizim 6’ncılık konumumuz burada da 20 firmamız ile sürüyor.

Irak’ta, hatta Suriye ve Suriye’den ileri noktalara geçiş mümkün olduğu zaman Gaziantep’in sıra atlayıp, ilk 5’e girmesi kaçınılmaz olacaktır.

Irak ve Suriye iç savaşları bizim savaşımız değil. Ama coğrafi konumumuz nedeniyle ekonomik, insani yardım ve siyasi açıdan kayıplarımız var. Ne zaman biteceği belli olmayan bu savaşların faturasının ağırlaşmaya başladığını da kabul etmeliyiz.

Uyku hapı kanser yapıyor!