Seçimden başka seçenek kalmadı…
7 Haziran seçimlerinden tam 70 gün sonra başladığımız noktaya döndük.
AK Parti’nin diğer partilerle bir koalisyon kurmasının mümkün olmadığı resmen açıklandı.
AK Parti’nin CHP’ye koalisyon teklif etmeden, istişafi görüşmeleri nedense bir hayli uzun sürdü!
MHP lideri Bahçeli, hiç olmazsa bu aşamada daha ilk görüşmede Davutoğlu’na, siyasi nezaket kuralları içinde AK Parti ile bir koalisyon düşünmediklerini söyleyerek konuyu ve kapıyı kapattı.
Ancak, 2 saati aşkın neler konuştular açıklanmadı. Benim öngörüm, bu zaman sürecinde hemen her şeyin konuşulduğundan şüphem yok. Bahçeli, heybesinde ne varsa, kapalı kapılar arkasında boşalttığından eminim!
Artık geriye değil, ileriye bakarsak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği doğrultusunda tekrar seçim/yeniden seçim kaçınılmaz oldu. Nasıl yapılacağı da kısa zamanda belli olacak.
Davutoğlu görevi iade ederse, öyle diyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevi Kılıçdaroğlu’na vereceğini düşünmek bile abesle iştigal olur.
Bu arada…
Terör bütün şiddeti ile devam ediyor.
Şehit Başkomiserin aile albümünden bütün gazetelerde çıkan resmini görünce dayanamadım.
11 yaşındaki büyük kızı babasının belinden tutuyor, diğer iki daha küçük kızı da babalarının birer bacağına yapışmış öylece verdikleri mutluluk pozu artık albümde kaldı.
Dolar, 3 TL’ye az kaldı.
Döviz borcu olanlar, Dolarla/Euro’yla leasing/kiralama yapanlar, acaba nasıl sıkıntıntı içindeler, onları düşünen var mı?
Bankaların, savaş çıkacak diye kestikleri veya kısıtladıkları kredilerini kullanamayanlar acaba ne yapıyorlar?
Azalan alış-veriş nedeniyle endişeye kapılan, beklemekten başka çaresi de olmayan esnafın hali nicedir acaba?
Antep’e bol turist geliyor ve daha da çok gelecek diye otel yapımcılığına soyunan işadamları nasıl tepki veriyor?
Listeyi uzatabilirim. Ama ne faydası var ki, ne etkisi var ki!..
Bütün bunların hiçbiri olmayabilirdi!
Ama neden olduğunu da herkes biliyor. Biliyor da, sandığa gidince gereğini yapacak mı?
Hiç ama hiç tahmin etmiyorum.
Türkiye kaderini yaşayacak. Varsa bir suç veya ihmal, hepimiz ortağız!
Maratonda son durum!..
Erdoğan’la ilişkiler zoraki yürüyordu. Danışman Ahmet Sever’in, ‘Gül-Erdoğan müktesebatı’ kitabından sonra Erdoğan, Gül’ü defterden sildi!..
AK Parti kurucusu ve ilk başbakanı Abdullah Gül, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen AK Parti’nin 14. Kuruluş yıldönümü programına davet edilmedi.
‘AK Parti 14 Yaşında’ sloganıyla gerçekleştirilen programa AK Parti’ye hizmet etmiş eski milletvekilleri ve üyeler davet edilirken sadece AK Parti’den istifa eden bazı isimlere (Abdüllatif Şener, Dengir Mir Mehmet Fırat gibi) davetiye gönderilmedi. Davet edilmeyen en ilginç isim ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu.
Kuruluş töreninde AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu yaptığı konuşmada Gül’ün adını anmazken, AK Parti icraatlarının anlatıldığı sinevizyon gösterisinde de Gül’e yer verilmedi.
AK Parti yetkilileri bu durumu “Kasıt yok, sehven” diye izah etmeye, daha doğrusu geçiştirmeye çalıştı.
Cumhurbaşkanlığı görevi dışında partisiyle herhangi bir ayrılık süreci yaşamadığını belirten Gül’ün, 14’üncü yıl dönümü kutlamasına hiçbir şekilde davet edilmemesinden üzüntü duyduğu ve bu durumu “dışlama” olarak değerlendirdiği öğrenildi.
Ama 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Twitter’dan “Kurucusu olmaktan gurur duyduğum AK Parti’nin 14. kuruluş yıldönümünü tebrik ederim. AK Parti’nin bugünlere gelmesinde emeği geçenlere teşekkür ederim. Erdemliler hareketi olarak başlayan AK Parti; kardeşlik, istişare, samimiyet ve vefa değerleri temelinde millete hizmet aşkıyla kurulmuştur. AK Parti’nin kuruluşundaki değerler, idealler ve vizyon ışığında ülkemize daha çok hizmetler edeceğine inanıyorum” mesajını paylaşarak yapılan yanlışlara itibar etmediğini gösterdi.
Zaten, bilindiği gibi porselen vazo çoktan kırılmıştı. Şimdi olup biten kırıklar üzerinden yapılıyor.
Almanya ve ABD ile ilişkiler…
Almanya’yla, Merkel’la ilişkiler bıçak sırtındayken yeni gelişmeler galiba iplerin kopmasına neden olacak.
Almanlar, patriotları, tası tarağı toplayıp gittiler/gidiyorlar… ABD’ de patriotlarını çekmeye karar vermiş.
Almanya, Türkiye'de konuşlu Patriot savunma sistemleri (çoğu gitti) ile burada görevli 260 Alman askerini önümüzdeki aylarda çekme kararı aldı. Resmi gerekçe olarak da “Suriye'den Türkiye'ye bir saldırı tehdidinin bulunmaması” gösterildi.
Alman patriotlar bunun için gelmemişti ki!
Patriotlar İran için buradaydı. ABD-İran Cenevre görüşmelerinin olumsuz sonuçlanmasına karşı savunma, daha ziyade tehdit amaçlı konuşlanmıştı patriotlar.
Eh, anlaşma da sağlandığına göre patriotların zaten gereği kalmamıştı…
Ama asıl neden Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) savunma uzmanı Rainer Arnold’un söylediklerinde gizli!
Patriotların geri çekilmesinde ki gerçek neden PKK’ya yönelik hava operasyonları…
Almanya gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung da gerçek nedenin Türkiye’nin Suriye konusunda Almanya ve ABD gibi düşünmemesi olduğunu yazdı. Ayrıca, Kürt sorununun çözüm sürecinin tehlikeye atılması, Türkiye’nin uzunca bir süre IŞİD’e karşı sınırda yeterli önlemleri almaması, IŞİD yerine PKK’ya saldırısı da ciddi anlamda eleştiri konusu olmuştu.
Burada şunu bilmemiz gerekiyor.
Amerika bizi a’dan z’ye dinliyor! Eminim gerekenlerle de paylaşıyor!
NSA Almanya’yı dinlediği belli olduğunda, Merkel, Obama’ya, “yapmayın, yeter artık” demişti, Obama da olumlu yanıt vermişti.
Almanya’yı bile dinleyen ABD, Türkiye’yi mi dinlemeyecek?
Kimbilir, bizimle ilgili neler neler biliyorlar…
Kimbilir, önemli politikacılarımız kimlerle neler konuştular, neler oldu!..
Eğer Almanya ve ABD bazı konularda bizim garibimize giden kararlar alıyorlarsa, vardır bir bildikleri!..
RSS