Seçim tahmini
7 Haziran’ın coşkulu mitinglerinin yerini sessizlik aldı. Müzik bile çalınmıyor. Tatsız , tuzsuz ve acılı, zoraki bir seçime gidiyoruz.
HDP çok iyi çalışıyor, CHP, Akif Ekici ve Ali Peri ile varını yoğunu ortaya koyuyor.
AK Parti’ye gelince… Her zaman olduğu gibi en yoğun ve yaygın çalışmayı ekip ruhu içinde yapıyorlar. iletişime, reklama en çok para harcayan ve değer veren yine AK Parti.
11 gün kaldığına göre artık tahminlerde bulunabiliriz.
Önce, hatırlatmak için 7 Haziran seçiminin rakamlarını vereyim. (Yüksek Seçim Kurulu’nun)
Toplam sandık sayısı: 3455
Kayıtlı seçmen sayısı: 1.130.109
Seçime katılma oranı: Yüzde 82
Oy kullanan seçmen: 930.674
Geçerli oy sayısı: 911.404
AKP: 428.258
CHP: 149.049
MHP: 163.380
HDP: 138.233
AKP CHP MHP HDP
428.258 149.049 163.380 138.233
214.129 74.525 81.690 69.117
142.753
107.064
85.651
71.376
Bu tablo şunu gösteriyor. Partiler, milletvekillerini kaç oyla çıkardılar, yukarıdaki rakamlardan görebilirsiniz.
AK Parti, 6. Milletvekilini 71.376 oyla çıkarırken, CHP 2. Milletvekilini 74.525 oyla, MHP 2. Milletvikilini 81.690 oyla, HDP de 2. Milletvekilini 69.117 oyla çıkarmış.
AK Parti’nin, 7. Milletvekili için 61.180 oyu, HDP’nin 69.117 oyuna yenilmiş, HDP 2. Milletvekilini çıkarmış.
Şimdi bu tablodan şu çıkıyor.
CHP ve HDP yükselen partiler. MHP gerileyen parti. AK Partinin ise durumunu muhafaza ettiği tahmin ediliyor.
Bu durumda, CHP ve MHP’nin 2. Milletvekilini elinden almak mümkün görünmüyor. Yani matematik olarak zor. 20 bin oy kaybetseler bile yine 2 Milletvekili çıkarıyorlar.
HDP de bırakın oy kazanmayı az bir miktar oy kaybetse bile 2 Milletvekilini koruyacak.
AK Parti oylarını muhafaza ederse ki öyle görünüyor, yine 6 Milletvekili çıkaracak.
AK Parti’nin 7. Milletvekilliğini garantilemesi için oylarını 500 bine çıkarması gerekiyor. Bu da pek olası görünmüyor.
4 Parti’nin barajı aştığı bu sistemde kopmalar için geçen seçime göre oy farklılıklarının büyük olması gerekiyor.
Partilerin, geçen seçimdeki durumunu koruması, yani 6+2+2+2 şeklinde olması bekleniyor.
Geçen seçimde Gaziantep’e gelen ABD’li heyete sormuştuk: Neden seçimleri Gaziantep’te takip ediyorsunuz?
“Çünkü, 1950’den beri yapılan seçimleri taradık, Gaziantep’te sonuç nasıl çıkarsa Türkiye genelinde de o oluyor” dediler.
Evet, 1 Kasım seçimlerinde “Eski tas, eski hamam” durumu olacak gibi gözüküyor.
Dünyanın en ünlü sihirbazı bakın neler yapmış…
Alman gazetesi Bild’de okuduğum çok güzel bir haberi paylaşmak istedim. Belki birilerine ilham kaynağı olabilir.
Dünyanın bir numaralı sihirbazı olarak kabul edilen David Copperfield’ın başı vergi dairesi ile dertte!..
850 milyon dolar serveti olduğu bilinen Copperfield, yılın hemen her günü sahneye çıkıyor. Yani iyi para kazanıyor.
Herhalde beklenen miktarda vergi vermiyor ki, vergi memurları kendisini sıkıştırınca topu muhasebecisine atmış.
“İyi bakalım, birlikte gelin de konuşalım” demiş vergi memurları…
Gitmişler; hesap, kitap defter, bilgisayar, diskleri hepsini masanın üzerine koymuşlar. Buyurun inceleyin, demişler.
Vergi memurları masanın üzerindekileri incelemeye yeltenince, birden okus-pokus, masanın üzerinde ne varsa yok olmuş! Onların şaşkınlıkları sürerken, Copperfield’la muhasebeci, “Bize müsaade, gidelim” deyince, vergi memurları itiraz etmiş: “Nereye gidiyorsunuz, defterler nerede?” diyecek olmuşlar ama bir de bakmışlar ki, masanın üzerinde her şey duruyor!
Bunun üzerine, “Allah Allah yanlış gördük demek ki, tamam gidebilirsiniz” demişler.
Bunlar kapıdan tam çıkarken diğer vergi memuru şaşkınlıktan, “Müdür Bey defterler bu sefer gerçekten yok oldu!..” diye feryat figan etmiş ama Copperfield gözden kaybolmuş!
Vergi memurları sihirbazlarla başedebilmek için uzmanlardan yardım alıyormuş.
Şaka değil, bunların hepsi gerçekten olmuş. Dün Bild gazetesinin en önemli haberiydi…
Eh işte, hemen aklıma bizim sihirbazlar geldi. Allah için bizde de Copperfield’ı aratmayacak hünerli siharbazlar var.
Yanlış hesap Bağdat’tan döner mi?
Cumartesi günkü yazımda Milli Takım Futbolcularına verilen 500 bin Euro’luk primin ölçüsüz olduğunu vurgulayarak toplumda böyle haksızlıkların infial yarattığını iddia etmiştim. Başkaları da böyle düşünmüş olmalı ki, Ankara Barosu’na kayıtlı avukat Sedat Vural, EURO 2016'ya 'en iyi üçüncü' olarak doğrudan katılma hakkı elde eden Milli Takım'da, futbolculara verilen 500 bin Euro'luk primin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.
Dava nasıl sonuçlanır bilmiyorum. Ama önemi de yok. Önemli olan böyle bir tasarrufun doğru olmadığını kamuoyunun tartışması.
Keşke Milli Takımımızın oyuncuları kendiliklerinden, prime sonradan sürpriz olarak eklenen 350 bin Euro’yu almaktan vazgeçebilseler…
TFF Başkanı Yıldırım Demirören yanlış yaptı. Bu primi kendi cebinden verse kimsenin bir itirazı olamazdı. Ama, kurumun parasını rastgele, ölçüsüz dağıtma kamuoyunu rahatsız etti.
Neyse, en azından artık bir daha böyle şeyler olmaz!
RSS