Gaziantep, Peşaver mi oluyor?

 Dünya basını Gaziantep’i IŞİD ile birlikte anmayı sürdürüyor.

Ankara katliamının IŞİD’in Gaziantep hücresi tarafından organize edildiği haberlerinden sonra şimdi de, aynı hücrenin Antalya’daki G20 toplantısı için saldırı hazırlığında olduğu meydana çıktı.

Hücre evine yapılan operasyonda Gaziantep Emiri olarak bilinen Yunus Durmaz’ın bilgisayarında G20 Zirvesi’ne ait plan ve belgeler ele geçirildi.

Bilgisayardaki incelemede, IŞİD’in Antalya’da yapılan G-20 zirvesini hedef seçtiği belirlendi. IŞİD üyelerinin, devlet başkanlarının kalacakları otellere yönelik keşif yaptıkları tespit edildi.

IŞİD’in Türkiye’de 18 ilde 26 hedef belirlediği, İzmir ve İstanbul’da eğlence ve turistik mekanların bu hedefler arasında bulunduğu bildirildi.

Hücre evinde 790 bin de fotoğraf ele geçirilirken, örgütün, bu fotoğraflara yerleştirdiği özel şifreler sayesinde Suriye’deki merkezle bağlantı kurduğu anlaşıldı.

Bu yalnız bir hücre evine yapılan baskında elde edilenler. Gaziantep’te hücre evlerinin bir hayli yaygın olduğu iddia ediliyor.

Herhalde bu nedenlerle olsa gerek, Batı basını, Türkiye’nin Pakistan’a, Gaziantep’in de Peşaver’e benzeyeceğini iddia ediyor.

Bu kadar olumsuz haberlerin arasına artık Gaziantep’in imajını tekrar parlatacak haberler sokmak lazım. Bunun da ancak gastronomi ve kültür zenginliğimizi turizmle dışa vurarak mümkün olabileceğini düşünüyorum.

Gelecek hafta Gaziantep Kent Konsey’i ‘Turizm’ konusunu ele alıyor. Gaziantep için hayati bir konu olan turizmle ilgili kapsamlı bir rapor hazırladıklarını biliyorum.  Bakalım neler önerecekler. Çok önemli.

Arabacı

Hemen bütün devletlerin ve önemli kurumların ‘Derin’i mutlaka vardır. Hani, ‘Derin Devlet’ diyoruz ya!..

İşte bu örnekten hareketle ‘Derin Galatasaray’ın varlığından söz etmek istiyorum.

Ortada fol yok yumurta yok, CimBom’un teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu görevden alındı.

Hem de ne alınış! Hamza Hoca’ya geçen akşam üzeri telefon geliyor, Sarı-Kırmızılılar’ın mabedine, Arena’ya davet ediliyor. Hoca, antrenmandan eve yeni geldiğini beyanla, önemli değilse yarın görüşebilir miyiz, diye soruyor. Çok önemli, hemen gel diyorlar.

Yarım saat sonra Arena’ya varan Hamzaoğlu’nu ‘Arabacı’ Özbek, abuk subuk iddialarla taciz ediyor.

8 dakika süren taciz, “Görevine son verdik. Hayatta başarılar dileriz!” nakaratıyla sona eriyor.

Bu ‘Arabacı’da nereden çıktı derseniz, anlatayım.

Bu güzel teşbihi arkadaşımın eşi bulmuş. Aramızda konuşurken, ondan hep ‘Arabacı’ diye sözederiz.

Ama asla küçüksediğimiz için değil, ne haddimize adam Galatarasay Lisesi ve İTÜ Makina Mühendisliği mezunu, esmer ve sert görünüşlü olması, sözlerinin sanki kırbaç şaklaması gibi aksiemel yapması, teşbihte hata olmadığının delili…

Olayın şaşkınlığını yaşayan Hamzaoğlu, yine de nezaketi elden bırakmayarak, “Yönetim böyle uygun görmüş, saygı duyuyorum, teşekkür ederim” diyor.

Olay duyulunca Türkiye ayağa kalktı. Hemen bütün spor eleştirmenleri, bir sezonda 3 kupa birden kazanan Hamza Hoca’ya ayıp edildiğini belirtirken, ezeli rakip Fenerbahçe taraftarları bile, “…. bu kadar da olmaz!” dedi.

Hamza Hoca’nın ayağının kaydırılmasının o gün Arena’daki 8 dakikalık taciz olmadığı, yönetimin çoooktan bu işe soyunduğu ve acer teknik direktörü ayarladıkları hemen bir gün sonra anlaşıldı.

Bütün bunlar neden yapıldı? Ne gerek vardı?

Bu işin bir tek sorumlusu var: Fatih Terim…

‘Derin Galatasaray’ Fatih’i Milli Takıma göndererek rahat bir nefes alırken, Milli Takım’daki yardımcısı Hamza Hamzaoğlu’nu teknik direktörlüğe getirerek dinmeyen intikamlarını taçlandırmak istemişlerdi.

Ama Allah’ın işine bakın, Hamzaoğlu, hiç beklenmedik ve umulmadık bir şekilde bütün kupaları topladı.

‘Derin Galatasaray’ başarıya sevindi ama intikam yarım kalmıştı, Allah kerimdi…

CimBom’un Rize’de 2-0 galipken son iki dakikada maçı 2-2 berabere bitirmesi, liderle arasındaki puan farkının 5’e çıkması beklenen fırsatı yarattı ve ‘Arabacı’ kırbacını şakırdattı!..

Bundan sonra ne mi olur?

Göreceksiniz, ‘Arabacı’ da gidecek!

Eeeh, demeyin!

‘Derin Galatarasay’ zaten ‘Arabacı’yı bunun için getirmişti. Ondan da kurtulacak!

Sonra…

‘Arabacı’ hele bir gitsin, gerisini ondan sonra yazarım!..