Şişedeki Kaz
Riko büyük bir felsefeci idi. Riko ünlü Zen ustası Nansen’den “Şişedeki kaz” meselini kendisine açıklamasını istemiş.
“Bir adam bir kaz yavrusunu şişeye koyar, onu büyüyene kadar beslerse, onu öldürmeden ve şişeyi kırmadan nasıl dışarı çıkarabilir?” demiş.
Nansen heyecanla ellerini çırparak “Riko” diye bağırmış. Riko irkilerek “Efendim usta” demiş. “Bak” demiş Nansen, “Kaz dışarıda.”
Şişeden çıkmak sadece görme, fark etme, uyanma meselesidir. Eğer bir rüyada isen kaz şişenin içindedir. Rüyadan uyandığında kaz şişeden kendiliğinden çıkar.
Aslında herkes kaz. Hepimiz bu kaz gibiyiz. Şişe bir semboldür. Hatta bizler bir şişenin değil, binlerce şişenin içindeyiz. Şişe bizi sınırlayan duygular, düşünceler, alışkanlıkları temsil ediyor. Şişenin içindeyken o şişeye göre düşünüyorsunuz. Gelenek şişesinin içinde büyüdüysen sadece geleneklere göre düşünürsün. Din şişesinin içindeysen sadece dine göre düşünürsün. Siyaset şişesinin içindeysen tek doğrun siyasettir. Dünyayı sadece kendi şişenden ibaret sanırsın. Hayatımızda iç içe girmiş yüzlerce binlerce şişe var. Matruşka oyuncakları gibi… Şişenin dışına çıktığında geleneklere daha farklı bakacaksın.
“Elalem ne der” şişesinin dışına çıkınca el alem seni alakadar etmez. Din şişesinin dışında dinin inançların daha da güzelleşecek. Dışarı çıkamazsan bağnaz yobaz birisi olursun.
Siyasi taraftarlığın varsa, siyaset şişesinin içindeysen tam bir kabus yaşarsın. O kadar tutucu olursun ki kendi öz kardeşini bile kafirlikle itham edebilirsin, reddedebilirsin.
Siyaset şişesinden çıktığında bütün siyasi görüşlere kabul etmesen dahi bir saygın olur.
Kazı şişeden çıkarmak sizin elinizde. Okuyun, araştırın, sorgulayın, analiz edin, başka bakış açıları ile olaya bakmaya çalışın. Bunu başardığınız zaman gerçek özgürlüğü kazanırsınız.
Hiçbir şişenin etkisinde kalmadan kendiniz olursunuz.