Üstad Yaşar Özen'in ardından...
1963-65 yıllarında Kütahya'nın Pazarlar köyünde vatani görevini yaparken yazı-çizgi dünyasından da kopmadım.
Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet gazetelerini Simav'daki gazete bayiime her gün ayırtıyordum. Vatan gazetesi o yıllar Ankara'da Naim Tirali merhum tarafından yayımlanıyordu ve yazar Mehmed Kemal bu gazetede yazıyordu.
Sadece bu gazeteleri değil, Akbaba mizah dergisini de ayırtıyor, hafta sonunda hepsini alıyor, bir hafta boyu okuyordum. Akbaba mizah dergisi Türk mizah basınına damgasını vuran bir kimliği vardı.
"Beş Hececiler"den olan Yusuf Ziya Ortaç; şiir yerine, yayımladığı Akbaba dergisiyle mizah alanında ün kazanmıştı.
Türk mizah basınında bir de Papağan adlı mizah dergisi Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde zaman zaman yayımlandı.
1970'li yıllarda Papağan mizah dergisini V. Özen'in sahipliğinde okurlarla buluştu. Bu dergide; hafta içinde yitirdiğimiz mizah basımımızın önemli imzası Rahmetli Yaşar Özer sorumlu yazı işleri müdürlüğü yaptı.
Aynı dergimin başyazarı olan Yazar Özen, ayrıca "Suya Çizgi" başlığı altında fıkralar yazıyordu.
Gazetemizin SABAH'ın verdiği acı haberden öğrendiğim kadarıyla muhterem eşleri hanımefendinin ve sevgili kızının adlarının Papağan mizah dergisinin sahibi gözüken "V.Özen" ile örtüşmüyor olmasını; Rahmetli Yaşar Özen üstadımızın takma bir ad kullandığını usuma/aklıma getiriyor.
Üstadımız, Papağan'ın ister sahibi olsun, ister olmasın O'nun bu dergideki başmakale, mizahi öykü ve fıkraları günümüz için de geçerli olduğunu söyleyebilirim.
Çünkü bu ülkede "siyaset tiyatrosu"nda sahne alanlar "kısır döngü"ye kapılmışlar, aynı tiyatro eserini habire oynuyorlar.
1959 yılı... "Günlük SPOR" gazetesinde birlikte çalışarak mizah adına çok şey öğrendiğim gazeteci/spiker üstad Muvakkar Ekrem Talu (Merhum) böyle durumlar için;" Maç Arapça gibidir, uydur uydur söyle..." derdi.
Tam da bizim siyaset havaları...
Siyaset algımızın ve de siyaset hamurunu yoğuruşumuzun hiç de bundan şaşar bir durumu/manzarası yok.
1970 yıllarında baş derdi enflasyondu, bugün de...
Siyasetteki tutarsızlıklar, kavga ve karalamalar bugün de aynen devam ediyor.
Yazar Erich Maria Remarque'nin "Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" adlı ünlü romanındaki tanımlaması gibi bir durum...
Neyse, biz konumuza dönelim.
Üstad Rahmetli Yaşar Özen, Gaziantep'in olduğu kadar, Türk basınının da önemli birimzası/değeriydi. Sürekli Basın Kartı sahibi bir gazeteciydi. Papağan dergisi taranarak "Suya Çizgi" köşesindeki bir fıkraları, başyazıları ve mizahi öyküleri bir kitap olarak mizah yazınımıza kazandırılsın dilerim.
Umuyor ve bekliyorum, bu vefayı gazetem SABAH gösterecek, üstad Yaşar Özen'in mizah dergilerindeki yazılarından seçmelere sayfalarında yer verip okurlarımıza sunacak...
Sağlığınızda bir kez görmediğiniz, konuşmadığınız bir insanı nasıl seçebilirsiniz? İşte ben böyle bir durumdayım. Ama benim sevgimin kaynağında onun duru mizah pınarından yüzlerce kez içmişliğim var.
Ruhu şad olsun...