Daha hazır değilim

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Mistik Lanka ölüm döşeğindeymiş. Binlerce öğrencisi yanında hazır bekliyormuş. Herkes üstadı ölüm yolculuğuna uğurlamaya gelmiş. Üstat gözlerini dünyaya kapatmadan önce öğrencilerine şöyle demiş. “Eğer benimle birlikte gelmek isteyen varsa yanımda cennete götürebilirim. Bu yol en kestirme yoldur. Hiçbir şey yapmanız gerekmez. Kestirme yolu isteyen benimle birlikte gelebilir. Aksi takdirde aydınlanmak, ermek, günahlardan arınmak uzun yıllar alabilir. Ben sizi arka kapıdan sokabilirim. Şimdi ayağa kalkmanız yeterli”.

Aslında üstad Lanka öğrencilerine bir ders vermek istiyormuş.  Üstad konuşunca etrafında mutlak bir sessizlik oluşmuş. Çıt çıkmıyormuş. Kimsenin ağzını bıçak açmıyormuş. Üstadın peşi sıra gelecek bir tek öğrencisi yokmuş. Herkes birbirinin gözünün içine bakıyormuş. “Bu öğrenci üstadın gözdesi, belki o ayağa kalkar” diye birbirlerine bakıyorlarmış. Öğrencilerin bakışları havada uçuşuyormuş ama kimse ayağa kalmaya cesaret edemiyormuş.

Çünkü kimisi “Kızımı gelin etmem lazım”, kimisi “Çocuğum çok küçük”, kimisi “yaşım daha çok genç” diye düşünüyormuş. Herkesin kendine göre bir bahanesi varmış.

Hiçbirisi yolculuğa hazır ve gönüllü değilmiş. Tam bu sırada bir öğrenci elini havaya kaldırmış. Bütün gözler ona çevrilmiş. En sonunda bir cesur insan ortaya çıkmış. Elini kaldıran öğrenci “Efendim, ayağa kalkamam, çünkü daha hazır değilim. Ama bize arka kapının yerini söylersen çok memnun oluruz” demiş.

Üstat Lanka: “Arka kapı öyle bir yerdedir ki, oradan yalnızca ustanla birlikte geçebilirsin. Yalnız geçmen imkansızdır. Bu çok küçük ve dar bir geçittir. Bir kere de sadece bir kişi geçer. Ama ustanın huzurunda kendini bitirmeye hazırsan sorun olmaz, bir kişi ya da bin kişi hepsi kapıdan benlik olup geçebilirler. Tek başına arka kapıyı bulamazsın”.

Hiçbir insan ölmek istemez. Yüzde yüz cennete gideceğini bilse gene de insanlar ölmek istemezler.

Ölümün yüzü soğuktur. Dünyaya bağlanma, egonun ve arzuların kölesi olma bize hayatı zehir eder. Adam gibi ölemeyiz bile.

Nemrut, Firavun, A.B.D başkanı, Karun olursunuz. Zirvelerin zirvesini görürsünüz, ama yine de ölmek istemezsiniz.

Gerçi zirveleri görmüşseniz ölmek daha da korkunç gelir. Fakirin ölümü daha kolaydır. Zenginin, meşhurun ölümü daha zordur.

Her ölüm erken ölüm derler, ama aslında her ölüm vaktinde olur. Bu dünyada terk edeceğiniz nesnelerin, unvanların, şöhretlerin sayısı arttıkça ölüm daha da korkunç hale gelir.

Kaybedeceğiniz şeyler çoksa hiç hazır olamazsınız. Fakir daha çabuk ve kolay ölür. Dünyada daha çok fakirler, yoksullar ölür.

Çünkü kaybedecekleri bir şeyleri yoktur. Savaşı zenginler başlatır ve fakirler ölür. Doğu’da hiçbir zaman zengin birisinin çocuğu şehit olmaz. Ölüm meleği de hiçbir zaman haber vermez geleceğini. O sürprizlere bayılır. Sorun egonuza “ölüme hazır mısın?” deyin. İçinizden fısıltı halinde “Daha hazır değilim” sözünü duyarsınız.

Daha hazır değilim