Dünya yalan mı?
Hep “yalan dünya” diye şarkılar, türküler söyleriz. “Dünyada ölümden başkası yalan” şarkısı dilimizden düşmez. Aslında dünyanın suçu yok. Dünya nesnel bir gerçekliktir. Dünya yalan değildir, gerçektir. Asıl yalan olan şey, bizim dünya ile ilgili algımızdır.
Sabah yürüyüşüne çıktın. Yolun kenarında parlayan bir taş gördün. Taşa yaklaşınca bunun çok değerli bir elmas parçası olduğunu görünce gözlerin parlamaya başlar. Normalde bu da diğer taşlar gibi sıradan bir taştır. Ama senin gözlerin yuvasından fırlar. Çünkü o taş senin zihninde değerlidir. Ona değeri sen veriyorsun.
Oradaki taşlara “Bakın bu çok değerli bir elmas parçası” desen bütün taşlar sana güler. “Saçmalama, oda bizim gibi kendi halinde bir taş. Belki bizden daha parlak ama bu ne fark eder ki?” derler.
Eğer yoldan geçen kimse olmazsa o taş milyonlarca yıl aynı yerde durur. Hiçbir öküz gelip de “Aaaa ne kadar güzel bir taş” diye onu almaz. O basit taşı değerli kılan şey, taşın kendisi değil, insanın algısıdır.
Gülü değerli yapan şey yine insanın zihnidir. İnsan olmadığı zaman gül basit bir çiçek, elmas basit bir taş olmaktan öteye gidemez. Altın basit bir metaldir. Ona değeri sen verdin.
Ganj nehri, Hindular tarafından kutsal kabul edilir. Hindu olmayan bir zihin için Ganj kendi halinde bir nehirdir. Kabe ve Hacerül Esved taşı, zemzem suyu müslüman zihin için kutsaldır. Müslüman olmayan birisi için Kabe’nin etrafında yedi defa dönmek anlamsızdır.
Taşlar arasında, kutsal mekanlar arasında fark hep zihin tarafından üretilir. Kategorileme, etiketleme, ayıplama, kınama hep zihnin ürünüdür. Zihin ortadan kalkınca bütün bu etiketleme, kutsallık, değer yok olur. Bizim zihin yapımızda ekmek kutsaldır. Birisine 1000 dolar verseniz de ekmeğe basmaz. Ama aynı ekmek bir batılı için anlam ifade etmez. O ekmeğin üzerinde horon teper.
Bizim vatandaşımızın kafasını kesseniz ineğin idrarını içmez. Ama Hindu zihnine sahip olan birisi şifa niyetine o idrarı içer. Gariban ineğin hiçbir şeyden haberi yoktur.
Türkiye’de inek gibi sağılırken Hindistan’da el üstünde tutulur. Nepal’de inek öldürmenin cezası 25 yıldan başlıyormuş. Bizim kasaplar her gün binlerce ineği kesiyorlar. Kutsal mekanlar dediğimiz yerlere bu kutsallığı kim vermiş? Ne zaman verilmiş? Neden verilmiş? İnsan zihni bütün bunları sorgulamaz.
Buda heykelinin karşısına geçip ona tapınır. Taş parçası ne yapsın? İlişkilerimizde de hep zihnimiz anlam yükler. Bazı insanlara sevgi, bazılarına kin ve nefret yükleriz. Bazı insanları göklere çıkarırken, bazılarını da yerin dibine geçiririz.
O insanı değerli ya da değersiz kılan şey, bizim zihnimizin yüklediği şeydir. Ticarette, siyasette bu değer yüklemeler her zaman yön değiştirir. Birisi sizin partinize oy verince o kahraman olarak algılanır.
Sizin partinizden istifa edip rakip partiye geçince aynı kişiye vatan haini muamelesi çekersiniz.
Aslında kişi aynı kişi idi. O değişmedi. Değişen tek şey sizin zihninizin ona yüklediği değerdir. Lütfen ilişkilerinizde buna dikkat edin.