Rolünü iyi oyna
Bernard Russell bahçesinde oturuyordu. Kaba saba birisi yanına geldi. Adam Bernard Russell’ın omzuna dokunarak “Bayım” dedi “Siz beni üzecek kitaplar yazıyorsunuz. Kitaplarını okudum hiçbir şey anlamadım. Sadece bir tek cümlesi aklımda kaldı, o cümle de zaten yanlış.”
Bernard Russell “O yanlış cümle hangi cümleymiş?” diye sordu. Kaba adam “Sen kitabında Sezar’ın öldüğünü yazmışsın. Hatta öleli 2000 sene oldu demişsin. Sezar ölmedi, yaşıyor” dedi.
Bernard Russell “Sezar’ın öldüğüyle ilgili cümlemin nesi yanlış?”. “Sezar ölmedi. Çünkü ben Sezarım” dedi adam. Bunun üzerine Bernard Russell “O zaman konuşmamızın bir anlamı yok. Hatam için özür dilerim. Bir sonraki baskıda düzeltirim” dedi. Adam oradan mutlu ve neşeli bir şekilde uzaklaştı. Bernard Russell, daha sonra adamın bir oyunda Sezar rolünü oynadığını ve aklı dengesini yitirdiğini, o zamandan beri de kendini Sezar sandığını öğrendi.
Aslında hayat oyununda en güzel rolü bizler yapıyoruz. Her sahne için sosyal maskelerimiz hazır. Bir filmde oynamak çok kolaydır asıl zor olan hayat sahnesinde oynamaktır.
Bir insan sevgilisinin karşısında farklı bir maske kullanırken patronu gelince maskesi değişir. Arkadaşları ile konuşurken taktığı maske ile evde eşinin karşısında taktığı maske farklıdır. İş yaparken “dürüst insan maskesi” takarken arkadaşının yanında “yalan maskesi” takabilir. Bazıları o kadar çok sosyal maske takar ki kendi rolünü unutur. Maske takma konusunda en yetenekli insanlar siyasilerdir. Kimse onların maske değiştirme hızına yetişemez. Kameraların karşısında “Canım kardeşim” der birisine kameralar gidince adamı kovar. Öğretmenlik yapan birisi rolüne kendini o kadar kaptırır ki evde çocuklarına, eşine karşı öğretmen gibi davranabilir. Taktığınız sosyal maskeler bir süre sonra sizin kişiliğiniz haline gelebilir.