Seçme(me)li Ders
2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlayan 4+4+4 (12) yıllık zorunlu kademeli eğitime geçilmesiyle birlikte seçmeli ders ayrı bir boyut kazandı.
- sınıflardan başlayarak 12. Sınıfa kadar eğitimin çeşitli kademelerinde okul türlerine göre değişen seçmeli ders türleri ve haftalık ders saati sayısı farklılık göstermektedir. Örneğin normal ortaokullarda 5-6-7-8 sınıflarda haftada 6 saat seçmeli ders bulunmaktadır.
Seçmeli derslerle ilgili ders kitabı temini ve öğretmen normu oluşturmak amacıyla her yıl bu aylarda bakanlık tarafından çalışmalar okullardan başlatılarak yapılmaktadır. Bu yıl da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 4. sınıflardan başlanarak 11. Sınıflara kadar tüm sınıf seviyesinde 2021-2022 eğitim öğretim yılında öğrencilerin hangi seçmeli dersi okumak istedikleri okul idareleri aracılığıyla veli onayı alınarak öğrenciye sorulmuş, hangi dersi seçmek istedikleri ile ilgili formu tanzim ederek 4-22 Ocak tarihleri arasında okul idarelerine teslim etmeleri belirtilmiştir.
Seçmeli dersler paketini ortaokullar için incelediğimizde: Din, Ahlak ve değerler 6 saat, dil ve anlatın 6 saat, yabancı dil 2 saat, Fen bilimleri ve matematik uygulamaları 4-8 saat, sanat ve spor 8-10 saat, Sosyal Bilimler 4-10 saatlik paketlik derslerden oluşmakta ve sınıf seviyesine uygun dersler arasından haftalık 6 saat ders seçilmektedir.
Asıl sıkıntılı süreç sözde seçmeli ders olan dersleri seçerken yaşanmaktadır. Bakanlık yetkililerinden, cemaatlere, tarikatlara, yurtlara, vakıflara, okul idarelerine, öğretmenlere, hatta diyanet ve camilere kadar birçok kurum ve kuruluş işin içine girmektedir. Sözde seçmeli olan dersler dayatmalı derslere dönüşmektedir. Çok merak ediyorum, acaba gerçekten işin içine girenlerden kaç tanesi gerçekten öğrenci merkezli düşünmektedir? Öğrencinin isteklerine değer vermektedir?
‘’1739 Sayılı Mili Eğitim Temel Eğitim Kanununun, Genel amaçlar bölümü;
Madde2 - 3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak; Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.’’ denilmektedir.
Bu gün baktığımızda genellikle öğrencilerin istidat, kabiliyetleri ve istekleri bir tarafa bırakılarak, sıklıkla öğrenciler idareler aracılığıyla din derslerini seçmeleri, öğretmenlerin yönlendirmesiyle sınav ağırlıklı derslere seçmeleri istenmektedir.
İki dünya vaad edilerek yapılan seçmeli derslerden, dershane eğitimine kadar yapılan seçmeli ders çalışmalarında öğrenci tamamen unutulmaktadır. Yeterince ders yükü olan öğrenci özgür iradesi dışında seçtiği derslerin yüküyle birlikte eğitimden tamamen uzaklaşmaktadır.
Yaklaşık 82 milyon nüfusa sahip olan ülkemizde öğrenci yetenekleri değerlendirilerek dünya çapında birçok sporcu, sanatçı yetiştirmemiz mümkünken çeşitli baskılarla din dersleri seçimine, not korkusuyla matematik derslerine, sınav kaygısı nedeniyle fen ve matematik derslerine yönlendirilen öğrencilerimizden bir çoğunun yeteneği tespit edilememekte, zaman içerisinde körelmektedir.
İlköğretimin birinci kademesinde başlayan öğrenci üzerinde baskı kurularak yönlendirme yerine, öğrenci merkezli çalışmalar yapılmalı, istek ve yetenekleri tespit edilerek seçmeli derslerle ilgili öneride bulunulmalıdır.
Eğitimin bile uzaktan yapıldığı salgın sürecinde e-okul üzerinden seçmeli ders seçimi rahatlıkla yapılabilecekken matbu form oluşturulması tamamen öğrencinin-velinin istediği ders değil idarenin istediği dersler seçilsinden başka bir şey değildir. Bu konuda öğrenci velilerine büyük sorumluluk düşmektedir.
Uzaktan eğitim sürecinde zaten evine, odasına kapanmak zorunda kalan çocuklarımızı ve gençlerimizi birde baskıyla isteği dışında farklı alanları ve istemedikleri dersleri seçmeye yönlendirmemek gerekir.
Günü değil de geleceğimizi kurtarmak istiyor, umutlu ve mutlu bir toplum yaratmak istiyorsak geleceğimiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize en iyi eğitim koşullarını hazırlamak ve sunmak zorundayız. Bir toplumda başarının yolu başarılı eğitimden geçer. Başarılı eğitim ise zorlamalı değil, istekli ve doğru seçimlerle yapılır.