ANADOLU KAPLANLARI ARTIK KAFESTELER Mİ?

YAYINLAMA: 27 Temmuz 2023 / 03.00 | GÜNCELLEME: 27 Temmuz 2023 / 03.00

37 yıl önce 15 Eylül 1986 günü  , Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ilk seyahat acentasını kurarak bölgemizde bir “Turizm Sektörü” yaratmanın ilk adımını cesaretle atmıştım. Bu cesareti, elbette bizim “ Deve dişi gibi” diye tabir ettiğimiz güçlü , aydın girişimci sanayilerimizin, açık fikirli tüccarlarımızın, çalışkan esnafımızın, gezmeyi bir hayat biçimi olarak yaşamına dahil eden halkımızın gücünden almıştım.
Bölgemizdeki girişimci iş insanlarımız “ Anadolu Kaplanları “ olarak nam salmışlardı  ve çok saygı uyandırıyorlardı. Çünkü onlar:

Girişimcilik ruhu müthiş insanlardı : Genetik olarak Gaziantepli iş insanları  girişimci ruha sahiptiler, yeni iş fırsatlarına açıktılar. Girişimcilik, kentteki iş dünyasının canlı ve dinamik olmasına katkı sağlıyordu. O kadar zekiydiler ki fotografik hafızaları ve pratik zekaları sebebiyle birçok sanayi fuarlarına alınmak istenmiyorlardı. Gördükleri her teknik yeniliğin, son model ekipmanın  çok daha iyisini  kendi atölyelerinde yapma becerilerine sahiptiler. Tarihimizde bileğinin hakkıyla  çok önemli bir  yer alan sanayici Mennan Aksoy, bu kişilerden biriydi. Kamunun tutumunu eleştirirken, “Devlet, atın önüne et, itin önüne ot atiy! Burunsuza hızma, kulaksıza küpe veriy!” dese de asla yılmıyordu. 

İş ahlakı ve disiplinleri muhteşemdi.: Gaziantepli iş insanları, iş ahlakına ve disipline önem verirlerdi. Başarıya ulaşmak için çalışkanlık, azim ve sorumluluk sahibi olmalarıyla bilinirlerdi.

Aile işletmeciliğini  çok önemserlerdi.: Gaziantepli iş insanlarının birçoğu aile işletmeciliği geleneğine sahipti. Uzun yıllardır aile şirketlerini başarıyla yönetmeye devam ederlerdi. Atom mühendisliği okuyup mezun olan genç, ailenin işletmesinde kebapçılık yapmayı onur sayardı.

Sektörel çeşitlilikleri hayranlık vericiydi.: Gaziantepli iş insanları, tekstil, gıda, otomotiv, inşaat, ayakkabı sektörü gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösterebilirlerdi. Özellikle Gaziantep, Türkiye'nin önemli sanayi bölgelerinden biri olarak bilinirdi. Satış rakamlarındaki on centlik artış, dünya pazarlarındaki fiyatı etkilerdi.

İhracata odaklıydılar. Bu nedenle, Gaziantepli iş insanları  genellikle uluslararası pazarlara yönelik işlere kolaylıkla odaklanırlardı.” Alıp satmak yok, yapıp satmak var” diyen o mucize insan , müthiş sanayici Ömer Köylüoğlu’nun memleketiydi Gaziantep.

Sosyal sorumluluk anlayışları her türlü övgünün üzerindeydi. Gaziantepli iş insanları, topluma karşı duyarlılık göstermede  ve sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulunmada liderliği, kimseye , hatta hükümete bile bırakmazlardı.  Bir seferinde dönemin sanayi odası başkanı , çok değerli M. Kamil Şerbetçi ( 1990-1998) bir Avrupa iş gezisinde, şehrin refüjlerini süsleyen ağaçların muhteşem kokusundan çok etkilenmiş, hükümeti, bakanı vs. araya koymayı aklına bile getirmeden, yüzlerce ıhlamur ağacı fidesi getirtip organize sanayiye giden Başpınar yolunu mis gibi kokan ıhlamur ağaçlarıyla donatmıştı.

Ticari ağ ve ilişkileri inanılmaz başarılıydı: Gaziantepli iş insanları, güçlü bir ticari ağa ve iş ilişkilerine sahiptiler. Bu, iş yapma süreçlerinde avantaj sağlardı. İtibarları çok önemliydi, o sebeple sözleri senetti. Bu yüzden de bir dedikleri iki edilmezdi. İkili ilişkilerinde gerçek dostluğu, empatiyi öyle başarıyla hissettirirlerdi ki kimse istediklerini reddetme cesaretini kendisinde bulamazdı. Toplumsal önceliklerinin  olduğunu ve en önemlisi “Dünyada Türkiye, Türkiye’de Gaziantep” görüşlerini herkese benimsetmişlerdi. Efsane gazeteci Aykut Tuzcu, Gaziantep’in turistik değerlerinin tüm dünya kültür mirası kayıtlarına  girmesini sağlarken  asla vazgeçmemiş, Zeugma’yı, Karkamış’ı, Dülük ve Yesemek’i bu kararlı duruş birinci lige taşımıştı.

Peki sizce neden geçmiş zaman kullanıyorum? Cevap çok basit. Bu Anadolu Kaplanlarını şimdi göremiyoruz artık. Sanki bir kafeste esir alınmış gibiler.

Gaziantep’e gelen uçaklarda hiç yer yok, çünkü çok az sayıda uçağımız var. Buradakilerin uçağa binememesi de, bölgeye gelememesi de kimsenin umurunda değil.

Filonun en eski uçakları buraya gönderiliyor. Kimsede çıt yok.

Bir cenaze için 15 dakikada bir uçak kaldırmayı becerebilen THY, Gaziantep’in “Anadolu Kaplanları”nı hiç ciddiye almıyor artık. Ne uçak seferlerini arttırıyor, ne uçakları büyütüyor ne de yenilerini bize göndermeye özen gösteriyor. Anadolu kaplanlarında ölüm sessizliği.

Sokaklarda ne olduğunu bilmediğimiz insanlar, leş gibi, bağıra çağıra konuşup, araçlarının müzik çalarlarını görgüsüzce sonuna kadar açıp volta atıyor. Gaziantep nargile dumanından geçilmiyor. Parklarda Gazianteplinin oturacağı bir boş yer yok. Bu insanların Arapça tabela kirliliğinden geçilmeyen, pis, tozlu semtleri var. Uyardığınız zaman da son derece küstahça sizi önemsemediklerini belli ediyorlar. Sırtlarını kime dayıyorlarsa artık?  Üstelik ayakkabı sektörü gibi bazı sektörleri de “geçici mülteci “ adıyla gelen ve asla gitmeye niyeti olmayan Suriyelilere kaptırmışlar ama hala Anadolu kaplanlarında ölüm sessizliği.

Şehir beton yığınına dönmüş. Ağaç görebileceğiniz park neredeyse kalmamış.  Eskiden , yerel halkın istemediği bir çiviyi çakmaya korkan belediye başkanları, kentin ileri gelenlerinin fikrini almadan kamusal karar vermeyen valiler de Anadolu Kaplanlarını artık ciddiye almıyor galiba..

Kentin gereksinimi için particiliği bir kenara bırakıp, kolkola hak arayan ve istediğini söke söke alan Anadolu kaplanları neredeler gerçekten? Kafesteler mi? Ne dersiniz?

 

ANADOLU KAPLANLARI ARTIK KAFESTELER  Mİ?
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *