KASABA PANAYIRI GÖRÜNÜMÜNÜN GÖLGELEDİĞİ ”GASTROANTEP FESTİVALİ” NİHAYET BİTTİ

16-24 Eylül tarihlerinde Gaziantep’te “Gastroantep Kültür yolu Festivali” adıyla, kasaba meydanlarındaki panayırlar tadında, profesyonellikten ve çağdaşlıktan oldukça uzak bir dizi karmaşa yaşandı.

“Gaziantep, Türkiye’nin 7 bölgesinde ve 81 ilinde tescillenmiş Gaziantep mutfağı, eşsiz lezzetleri, kültürü ve sanatı ile 16-24 Eylül tarihlerinde Festival Park’ta ‘GastroAntep Kültür Yolu Festivali’ ile bu yıl da dünya sahnesine çıkıyor.” şeklinde lanse edilen programda seçilen Festival Park, çağdaşlıktan uzak, otopark, tuvalet hizmetleri yetersiz, satıcıların ilkel çadırlarından oluşan bir bedevi organizasyonu görünümündeydi. Buradaki başarısız planlama ne yazık ki organizasyonun dijital sergi, tiyatro, sergi, rehberli müze gezileri gibi birçok etkinliğine de gölge düşürdü.

Gastronomi etkinlikleri adıyla yapılan ünlü şeflerin söyleşileri, panel ve workshoplar da adeta o kadar özenle saklanmıştı ki ilgililer bulmakta zorluk çektiler.

Önceki 4 yıl boyunca zaten bu festivalin plansızlığının tüm acısını çeken biz bölge sakinleri yine başımıza gelecekleri bildik ve festival boyunca sinir krizleri geçirdik. “Sosyete feracesi” gibi yapılmış minnacık bir otoparka sığmayan araçlar, ara sokaklarda park etmeye, ikinci, üçüncü sıraları yapmaya çalıştılar. Büyük çoğunluğunu geçici göçmen statüsündeki Suriye halkının oluşturduğu festival sakinleri, zaten normal zamanda kontrol edemedikleri seslerini iyice sonuna kadar kullanıp, bağıra çağıra, bazen küfürler ederek, park yeri kavgaları yaptılar. Her akşam yumruklu, tekmeli, hatta silahlı çatışmalara kurban gitmemek için balkonlarımıza çıkamadık yine. Festival Park’ın civarında yaşayan halk için gerçekten büyük zulümdü yine yaşadıklarımız. Anlayamadığım husus şu:
Mimarlık bölümünün daha ilk senesinde öğrencilerin aldıkları ve öğrendikleri, Neufert isimli bir mimarın yıllar önce herkesin kullanımına sunduğu standartlar var. Yani Amerika’yı yeniden keşfetmeniz, ya da çok zeki olmanız gerekmiyor.

Bu yönetmeliğe göre, örneğin her bir araç için manevra alanı dahil minimum otopark metrajı 20 metrekare. Yani şehrin göbeğinde adına “Festival Alanı” dediğiniz yerde otopark için araç başına 20 metrekare ayırmanız gerekiyor. Hadi bunu uygulayamadınız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanan yönetmeliğe göre; “binek araçlar için park yeri uzunluğu 5 metreden, genişliği ise 2.5 metreden kısa olamaz” prensibinden hareket ederek12,5 metrekare ayırın bari.. Diyelim ki böyle bir alanınız yok. O takdirde çok çok büyük iddialarla ortaya çıkıp “Festival” yapmayı planladığınız yeri, şehir dışında düzgün otoparkı, tuvaletleri, hatta şehir dışından gelen gençlerin kullanımına sunulacak geçici barınma alanlarıyla (kamp çadırları vs. gibi) donatılmış çağdaş bir yerde seçersiniz. Halkı da ring sistemiyle buraya taşırsınız. Aracı olmayanlar da kolayca bu aktivitelere ulaşmış olur. Böylece ne insanları mağdur eder, ne de bunca insanın emeğini çöpe atmış olursunuz.  

Tanıtımlarda bile yetersiz olan bu çalışma sonunda kimler Gaziantep’i daha iyi ve daha doğru  tanıdı, kimler bölgemizin zenginlikleri hakkında bilgilendirildi bilmiyorum. Ama festival için milyonlarca ödeme kimlere verildi, işte onu çok merak ediyorum. Gaziantep ve ülke halkının paraları saçılarak yapılan bu çalışmanın çıktısında, o harcanan her kuruşa çok ihtiyacı olan deprem bölgesindeki insanlarımızın yararı olabildi mi acaba?