NAMUS

YAYINLAMA: 10 Ocak 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 09 Ocak 2025 / 18.08

Namus kelimesini, günümüz Türkiye’sinde anlamak, hele yoksulluk yaygın hale geldiğinden beri, bugünlerde çok yabancı geliyor bana. Namus kelimesinin lügat anlamı: ‘doğruluk, dürüstlük, erdemlilik ve ahlaklılık’ diye ifade edilmekte. Erkek için namus kelimesi başka anlama gelmekte, kadınlar için namus kelimesi bambaşka bir anlam ifade etmekte. Kadın için bilhassa namus, ar ve iffet kelimelerinin önemli bir manası ve anlamı olsa gerek. Yoksa bunca namus cinayetlerinde kadınlar, canlarından olmazlardı.  Daha doğrusu işlenen bunca cinayetlerde erkek katiller için namus veya iffet kavramları, pamuk ipliğine bağlı olsa gerek. Ancak biz bütün ahlak konularında kadınları suçlamaktayız. Erkeklerinde bu ahlak konusunda suçları yok mu? diye düşünmekteyim. 

Cebren ve hile ile kadınların sıkma baş örtüleri, yoksulluk arttıkça, parasal ihtiyaçla zorlanmakta. Buna mahalle baskılarını da ilave ettiğimizde iffet kavramı, ahlak terazisinin bir kefesine bile sığmamakta. İffet kavramında bazı anlam değişikliğine şahit olmaktayız. 

Hele bir de Müftülerinde nikah kıymasına cevaz veren kararın 2 Aralık 2017’de Resmi Gazete’de yayınlanmasından sonra, aile birliği yapılandırılmasında yapılan değişikliklerle, dini kıyılan nikahın, resmi nikah yerine ikame edilmesi anlamında bir algı yaratılmış oldu. Bu kararın, ülkedeki kadın nüfusunda, anlam kargaşası yaratmasına neden olduğuna inanmaktayım. Hele başlarını sıkı sıkı bağlayan kadınlar, bir resmi nikahlı, birde imam nikahlı olmak üzere çoklu birliktelikleri benimsemeye başladıklarını, televizyonlardaki aile yozlaşması programlarında seyretmekteyiz. Bir ahlak kavramının çürümeye başladığını seyretmek insana hüzün vermekte. 

Bilhassa başlarını sıkı sıkı bağlayan kadınların anladıkları iffet, namus ve kutsal aile kavramlarını bir kenara bırakarak, sanal medyadan tanıştıkları erkeklere, mevcut eşini ve çocuklarını terk ederek, kaçtıklarını izlemekteyiz. İfadelerini dinlerken kanım donmakta. Resmi nikahı varken evini ve çocuklarını bırakarak başka bir erkeğe kaçması ve onunla dini nikah altında yaşamasını nasıl bir ifade ile izah edebilirsiniz? 

Dini nikah bu kadar yozlaşmayı haklı çıkarabilecek bir yapısı olmaması gerek. İMAM NİKAHI, konusunun ne kadar yozlaşıldığını siz de rahat izleyebiliyor musunuz? Ülkemde aile yapısının temel taşı olan ANNE’lerin yozlaşması, toplum ahlakının da çatırdamasına neden olduğu muhakkak. Aslında resmi nikah bu yozlaşmayı bir yerde frenleyen bir yapıya sahipti.  

Güçlü aile birliği, toplum yaşamını daha güçlü kıldığına inancım tamdır. Günümüzde resmi nikah, bir yerde bu çarpıklığı önlemekte idi. Ancak imam nikahı kavramını getiren Saray, aile kavramını gevşetince, konunun anlamına vasıf olmayan kadınlar, bu serbestiyi daha da gevşeterek, yozlaşmış aileler üretmekte üstün başarı sağladıklarını izlemekteyiz. İffet, ar ve namus kelime anlamları aile içinde bireylerine verilmediği müddetçe, toplumun bu konuda çok hızlı çürümesine neden olur.

3 çocuk yapın diye kürsülerden topluma çağırı yapanlar, ülkeyi 72 milyondan 85 milyona getirdiğini izledik. Bu dengesiz büyümenin hangi problemleri de beraberinde getireceğini hesap etmediklerine inancım tamdır. 

Çocukların Eğitimi aile içinde başlar. Bu eğitim, nitelik ve nicelik itibari ile toplumun ahlak ve etik değerlerine dayanmıyorsa, yetişen çocuklarda aile kavramı, namus kavramını aramak boşunadır. Bu nedenle aile yapısına çok dikkat etmek gerekir. Ancak hızlı gelişen ve artan nüfusta, bu kavramların toplumda aynı hızda özümsenmesini beklemek, fazla iyimserlik olur. Bu nedenle toplum nüfusunun hızlı artması, bizim toplumumuzda sakıncaları da birlikte getirir.  

Biz NAMUS konusunu sadece ‘kadın’ bakış açısından ele almamamız gerekir. Erkekler içinde namus kavramında birçok anlam ve bakış açısı olduğuna inanmaktayım. Gelişen toplumun değişen namus kavramları olduğu muhakkak. Çok sıklıkla erkeklerin işledikleri, NAMUS kavramındaki kadın cinayetlerinin tersini kadınlar işlemedikleri bir gerçektir.  

Çok büyük çoğunlukla namus cinayetleri, erkekler tarafından işlenir. 2024 senesinde 394 kadın, erkekler tarafından namus adına öldürülmüş, 259 kadının ölümü ise şüpheli tanımıyla kayıtta bulunmakta. 365 gün içinde toplam 653 kadın cinayete kurban gitmiş. Gün yaklaşık 2 kadın cinayete kurban gitmekte. 

Başka senelerdeki verilerle bu değerleri mukayese etmek istememekteyim. Çünkü 2017’den evvel aile kavramı, TÜRK milletinde, ATATÜRK ve devrimlerle birlikte gelen bir değerdi.  KADIN VE ERKEK eşitliği, kadının seçme ve seçilme hakkı Atatürk tarafından tesis edilmişti. 

Kadınların iffetini müdafaa etme adına nadir de olsa işledikleri cinayetler olduğuna da inanmaktayım. Erkekler için namus kavramı, öncelikle eşlerinin iffetlerinin sorumluluğu konusunu kapsar. Eşlerinin bu konuda yaptıkları yanlışlıklardan, kendilerini sorumlu tutarlar. Konuyu kirli bir leke olarak görürler ve temizlemek adına kadının hayatını sonlandırırlar. Ancak bu leke böyle silinir mi? Bunu tam olarak bilmemekteyiz. 

Ülkemin 80 sene içinde kısıtlı bütçelerle önemli sanayi yatırımları konusunda kazanımlarının, geçtiğimiz son 20 sene içinde elden çıkarılmasını seyretmek hiç de iç açıcı olmamakta.  Ülkemde üretim azalmasının ve dışa bağımlı hale gelmemizin sonucunda, piyasalarda rekor enflasyonun kontrol edilememesini görmezden gelen TUIK gibi bir devlet kurumunu kontrol eden 1100 odalı Sarayın varlığı, ülkem için bir yıkım olduğuna inanmaktayım. Hayvancılıkta, tarımda, sanayi üretiminde gerilediğimizi görmek, toplam üretim değerlerinde düşmeyi hissetmekteyiz.  Buna rağmen büyüdüğümüzü savunmak, abesle iştigal olduğu da gerçektir. 

GSMH resmi verilere göre 2024 de bir önceki seneye göre %3 azalması, küçüldüğümüzü ve yoksullaştığımızı göstermektedir. 

2021 yılında 4.33 milyon haneye yardım edilirken 2024 senesinde 5 milyon haneye yardım iletildiğini, devletin verilerinde görmekteyiz. Bu değer ÜÇ sene içinde, aile yapısı yozlaşan Türkiye’nin, nasıl %16 fakirleştiğini anlatmakta. İnsanlar fakirleştikçe toplum ahlakı da yozlaşır. Ancak bunu Saray ve onun şürekası anlamamakta direnmektedir diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına. 

NAMUS
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *