19 ŞUBAT HALK EVLERİNİN AÇILIŞININ 93. YILDÖNÜMÜ İDİ

“Ulus devlet” bilinciyle kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti’nde, bundan tam 93 yıl önce, 19 Şubat 1932’de “Halkevleri” açılmıştı. Birçok gelişmiş ülkenin hayran olduğu bu projenin temelinde, Türkiye'nin modernleşme ve kültürel yeniden doğuşunda, “Halkın eğitim, kültür ve sosyal yaşamını desteklemek” amaçlanmıştı. O dönemdeki köklü bir toplumsal dönüşüm sürecinin birçok adımından biri olan bu projeyle birlikte, Türkiye’de modern, laik ve demokratik değerlerin yaygınlaşması, toplumsal bilincin yükselmesi, kişilerin ulusal kimlik farkındalığı kazanması ve kültürel çeşitliliğin artması sağlanmıştı. Günümüzün aksine, insanların sosyalleşmesi için birlikte olabilecekleri yapıların çoğaltılması, insanların sorgulamalarını sağlayacak eğitimlerden geçirilmesi, o dönemde çok önemseniyordu. Genç Cumhuriyet savaştan çıkmıştı ve tüm olanakları kullanarak başta sanayi, ekonomik ve kültürel kalkınma için gerekli eğitim yuvaları açılmalıydı. Ancak alt yapı ve bütçe problemleri nedeniyle, yurt genelinde “gönüllülük esası”na dayalı, çok hızlı bir kalkınma ve eğitim programına ihtiyaç vardı. Kalkınmanın “düşünen, eğitilmiş beyinler” le olacağını bilen ve destekleyen bir yönetim vardı. Bu yönetim, eleştirilmekten asla korkmuyor, tam tersine bunu sağlayacak düşünce ortamları hazırlıyordu.
Planlanan 34 Halkevinin 14’ü, 19 Şubat 1932 yılında açıldı. 24 Haziran 1932’de açılan Gaziantep Halkevi ikinci gruptaydı.
İnönü Vakfı’nın kayıtlarında Halkevleri özetle şöyle anlatılıyor: “Halkevleri’nin ana kuruluş amacı, Türk halkının çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmasını ve yapılan devrimlerin yerleşmesini sağlamaktı.
Başbakan İsmet İnönü, Halkevleri’nin açılış konuşmasında bu amacı şu sözlerle özetlemişti: “Silah kuvvetinden, her türlü cebir ve madde kuvvetinden daha müessir olan nokta, bizim itikadımıza göre Halkevi gibi müesseselerdir. Fikirlerle bütün millet içinde, milli hayatın kazanacağı beraberlik, yükseklik ve sağlamlıktır. Her silahtan üstün olan budur.”
O yüzdendir ki Halkevleri’nin tüzüğünün ilk maddesi şöyle saptanmıştı:
“Kalplerinde ve dimağlarında memleket sevgisini mukaddes ve ileriye götüren bir heyecan halinde duyanlar için toplanma ve çalışma yeridir. Halkevleri’nin kapıları, partiye kayıtlı olan olmayan bütün vatandaşlara açıktır.”
Halkevleri, etkin olarak varlık gösterdiği 1932-1953 yılları arasında önemli çalışmalar yaptı. Pek çok yayın ve eser ortaya koyarak çok sayıda insanın topluma kazandırılmasını sağladı. Dil-edebiyat, güzel sanatlar, tiyatro, spor, sosyal yardım, halk dershaneleri ve kurslar, kütüphane ve yayın, köycülük, tarih ve müze olmak üzere çeşitli kollara ayrılan Halkevleri, 1951’de Demokrat Parti döneminde kapatıldı.
Halkevleri, halka yönelik ücretsiz kurslar, seminerler, konferanslar ve atölyeler düzenleyerek, yetişkin eğitimi ve kültürel gelişimi teşvik etti. Bunu yaparken okuryazarlık oranlarının artmasına ve toplumun modern bilgiye erişiminin sağlanmasına katkıda bulunmayı hedefledi.
Farklı sosyal kesimlerden insanları bir araya getirerek, toplumsal dayanışmayı ve iletişimi güçlendirdi. Halkın ortak değerler etrafında birleşmesini ve ulusal bilincin oluşmasını destekledi.
Modern ve laik yaşam tarzının benimsetilmesi amacıyla, geleneksel yapıları sorgulayan ve yenilikçi düşünceleri teşvik eden etkinliklere ev sahipliği yaptı. Türkiye'nin modernleşme sürecine önemli bir ivme kazandırdı.
Kültürel etkinliklerin yanı sıra sanat, müzik, edebiyat, tiyatro, spor ve diğer sosyal faaliyetlere de yer verildi. Toplumun estetik ve sanatsal gelişimine katkı sağlayarak, kültürel çeşitliliği destekledi.
Halkın kendi düşüncelerini ifade edebileceği, tartışabileceği ve yeniliklere açık bir ortam sağlayarak, demokratik kültürün temellerinin atılmasına yardımcı oldu.
1950'li yıllarda Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle, Halkevleri, eski rejimin propagandasını devam ettiren kurumlar olarak görülüp, bu nedenle kapatıldı.
Uygarlığın penceresi olarak kabul edilen halkevleri, Gaziantep’te de açıldı. Gaziantep Halkevi, 24 Haziran 1932 tarihinde açılan diğer 20 Halkevinden biriydi. O dönem CHF Gaziantep İl Başkanı olan Ömer Asım Aksoy, Öğretmen Okulu konferans salonunda 700 kişinin katılımıyla coşkulu bir törene başkanlık yaptı. Behçet Kemal Çağlar açılış şiirini okudu ve ateşli, inançlı konuşmalardan sonra halkevi Reisliğine CHP Gaziantep İl Başkanı avukat Ömer Asım Aksoy seçildi. Gaziantep’in birçok aydını gönüllülük esasıyla, kendi uzmanlık alanlarında görevler alıp, dersler verip, bu kıvılcımı ateş topuna çevirdiler.
Çocukluğumda, Gaziantep Halkevi’nin 700 kişilik salonunda biz de gösteriler yapıp, minicik yüreklerimizle, öğretmenlerimizin başkanlığında ortaya koyduğumuz İngilizce piyeslerle büyük alkış toplayıp, öncü ve lider olmaya heveslenmiştik.
Tam bir “Aydın dayanışması” örneği olan bu kurumlar, ne yazık ki aynı “Köy Enstitüleri” gibi, bazılarının egemenliğine tehdit olduğu için, kapatıldı. Halkın, cehaletin kör kuyusuna yuvarlanması, o dönem egemenlerini hiç üzmedi. Zaman zaman hedefin zaten bu olabileceğini düşünür ürperirim. Hemen sonra, kimse bu kadar “vatan haini ve alçak olamaz” diye düşünüp, bu fikri aklımdan kovmaya çalışırım.
