Kültür Varlıklarımız ve Önemi (3)

YAYINLAMA: 21 Mayıs 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 20 Mayıs 2025 / 19.59

Nekropoller:

Nekropol kelimesi arkeoloji biliminde mezarlık olarak bilinmektedir. Dönem ölü gömme inancını belgeleyen dini yapılardır. Bu yapılar ana kaya içine oyulan sandık tipi mezarlar veya kayanın oyularak oda şekline getirildiği oda mezarlar gibi, doğrudan toprağa gömerek veya cesedi yaktıktan sonra küllerini bir kap içine koyduktan sonra o küpün gömülmesi şeklinde mezarlara rastlanılmaktadır. Bu mezarlara dönem inancı olarak ölen kişiye sunulan hediyeler, kullandığı eşyalar da konulmaktadır. Bu durum cesedin dönemi ile kültürel kimliğinin saptanmasında, bu inancın ve eşyaların günümüz insanına tanıtılmasında kullanılmaktadır. Barındırdıkları cesetlerdeki DNA ile insan yaşamı ve yaşadığı yerler ile günümüz insanı arasında karşılaştırmalar yapılarak insan hareketleri, beslenme ve rahatsızlıkları gibi hareketleri okunabilmektedir.

Özellikle Roma dönemiyle özleşen kaya mezarlarının bulundukları yerler birer turistik cazibe merkezi haline gelmektedir. Bu kaya mezarları mimari yapısı nedeniyle tarihi süreç içinde ikamet, ahır, depo, suluk vb. amaçlarla kullanılmıştır. Bu durum da insanın mirasçısının yine insan olduğunu, yüksek standarttaki bir yaşamdan kalan nesnenin farklı kültürlerdeki kişilerce yaşama konu edilerek yaşatıldığı yerler olarak varlığını devam ettirmektedir.

İlimizdeki en büyük nekropol Zeugma’da yer almaktadır. Dülükbaba ve Dülük mahalle merkezinde yer alan nekropol alanının temizliği yapılarak gezi yeri olarak halkımızın hizmetine sunulma çalışmaları devam etmektedir.

Anıt Mezarlar:

Anıt mezarlar döneminde ya halkına hizmet eden kahramanların anısına, ya yöneticilerine veya dini liderleri adına inşa edilmiş özel mimari yapılardır. İlimizde Roma dönemine ait Araban ilçesi Elif, Hisar ve Hasanoğlu mahallerinde yer alan 3 mezar anıtı bulunmaktadır. İl merkezindeki Şehitler Abidesi ile Şahinbey Mezarı ile türbeler birer anıt mezar örnekleridir.

İslami dönem anıt mezarları türbe olarak tanımlanmakta olup bazıları günümüzde ziyaretgâh olarak kullanılmaktadır. Şehir merkezindeki Ali Baba Türbesi, Yuşa ve Pür Sefa Türbesi, Hacıbaba Türbesi, kırsalda yer alan Ökkeşiye, Seydi Vakkas, Karaçomak, İbrahim Baba vb bir çok türbe bulunmaktadır. Türbeler, her ne kadar maddi ve manevi olarak inanç bazlı yardım dilenilen yerler olarak kullanılsa da adına yapılan kişinin düşünce ve yaşam tarzını hatırlatan yerlerdir.

Han, Hamam, Cami Köprü vb Taşınmazlar:

Bu tür anıtsal yapılar yaşayan kültürün birinci derece belgeleri olup yaşanan coğrafyanın sahipliğini gösteren tapu senetleri gibidir. Bir ulusu var eden ulu kişiler tarafından yapılmış yapılardır. Kamu malı olarak değerlendirilen ve korumaya alınan bu tür yapılar dönemin şehir merkezine ve ticaret yolları üzerine menzil hanları olarak yapılmaktaydı. Ulaşım ve ticarette güvenliğin sağlandığı bu yerler aynı zamanda, kültürlerin taşındığı, tanıtıldığı, haberleşmenin sağlandığı yerlerdir. Şehir merkezindeki hanlar, günlük ticari hayatın döndüğü yerlerden olduğu için yaşaya gelmesine karşın il dışındaki hanlar maalesef günümüze kadar gelememiştir. Bilinen bu hanlardan Sam Köyü Hanı restore edilerek ayağa kaldırılmış ancak Bedirkent Köyündeki tamamen yok olmuştur.

İl merkezindeki tarihi camilerimiz Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilerek ibadete açık hale getirilmektedir. Camiler döneminin idarecileri veya hayırseverlerince yapılan yapıldığı mahallenin çekirdeğini ve kontrolünü oluşturan, bir yerde yarı resmi yapılardır. Eyüpoğlu Cami gibi ait olduğu idarenin adı ile anılan cami olduğu gibi, Nuri Mehmet Paşa, Handan Bey gibi yaptıranın adı ile anılan camiler bulunduğu gibi Tahtani, Kozluca vb gibi bulunduğu mahal adı ile anılan camiler bulunmaktadır.

Hamamlar da idareciler veya hayırseverlerce kurulan vakfa gelir getirmesi amaçlı yapılan yapılardır. Bu dönemde evlerde hamam-banyo olmaması, soba vb ısıtma araçlarının olmayışı amaçlı halkın temizlik ihtiyacını gideren ve sosyalleşmesini sağlayan yapılardır. İlimizdeki en eski hamamlardan olan Eski Hamam günümüzde peynir müzesi olarak işlev kazandırılırken Lala Mustafa Paşa Hamamı ise hamam müzesi olarak işlevlendirilmiştir. Bunun yanında Naip Hamamı günümüze değin orijinal faaliyetini sürdüren hamam mimarisine örnektir. Hüseyin Paşa Hamamı gibi anıtsal hamamlarımız ise maalesef atıl durumda ticari işyeri ve depo olarak kullanılmaktadır. Bu tür yapılar yerlerini içlerinde yüzme havuzu barındıran spa’lara bırakmıştır.

Köprüler de diğer kamu yapıları gibi, önemli yolları kesen su yollarının üstüne kamu amaçlı yapılan yapılardır. İl Merkezindeki Bostancı Köprüsü ile Maanoğlu Köprüsü kentin Ortaçağ’dan kalma yapılardandır. Bunun yanında dönemin uluslararası yolları olarak kullanılan yol üzerinde de anıtsal köprüler bulunmaktadır. Bunlardan Yavuzeli ilçesi Yarımca mahallesindeki kesik köprü ile Araban ilesindeki köprüler M.S 2. YY’da, yapılmış bölgemizde hüküm süren Roma İmparatorluğundan kalma köprülerdir. Günümüz ulaşım yolları gelişen teknolojik gelişim ve araçlarla birlikte otoban yolların açılmasına, devasa köprü ve viyadüklerin yapımını, tünellerin açılımını zorunlu kılmıştır. Köprüler bize tarihi dönemlerin yol güzergah ve teknolojilerini gösteren belgelerdir.

Müzelerin Önemi:

Müze kelimesinin özü güzel sanatlara ilham veren “mousa” lardan gelmektedir. Güzel sanatlar; tanrının,  varoluşun ortaya çıkan en güzel yansıması olarak görülmektedir. Mousalar Grek kültüründe Tanrı Zeus’un kızı 9 esin perisi olarak sembol edilmiştir. Esinlenilen bu periler çeşitli sanat dallarını temsil etmektedir. Müziği, şiiri, dansı, u esin perilerinden birinin adı da “Kleo” tarihtir. Yani yaratıcıyla sanat aracıyla bağlantı sağlanabildiği anlatılmaktadır.

İlk müzeler sadece edebi metinlerin ve resimlerin korunduğu yerlerdi. Günümüzde insan yaşamına konu olmuş, insan elinden çıkma her şey müzenin koleksiyonunun oluşturmaya başlamıştır. Bu doğrultuda kendini ve geçmişini araştırmak isteyen insanın birinci uğrak yeri müzeler olmaktadır. Bu ortak paydadan bakan insanların çoğalması dünya barışının teminatı olarak görülmektedir.

Müzeler doğal ve kültürel varlıkların teşhir edildiği açık veya kapalı mekânlardır. Doğal varlıklar denince, dünyanın oluşumundan günümüze değin gelen, niteliği ve niceliği itibariyle özellik gösteren doğal mağaralar, ağaçlar, fosiller, iskeletler vb. İnsan düşüncesinin eseri olan her şey ise kültür varlığıdır. Bunlardan jeoloji, arkeoloji, antropoloji, prehistorya, sanat tarihi vb. bilimlerce belge değeri taşıyanlar müzelere alınarak koruma altına alınırlar.  Böylelikle geçmişin yorumlaması belge ışığında daha sağlıklı yapılarak geleceğe yönelik daha emin adımlar atılmasına yönelik kültürel alt yapı sağlanmış olur.

İlimizde Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak faaliyet sürdüren Gaziantep Arkeoloji Müzesi, Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi ve Kültür Merkezi, Vakıflar Genel Müdürlüğünce hizmete açılan Vakıf Eserleri Müzesi, Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu Gaziantep Kent Müzesi, Gaziantep Kalesi ve Panaroma Müzesi, Emine Göğüş Mutfak Müzesi, peynir müzesi, hamam müzesi, mutfak sanatları müzesi, Şahinbey Belediye Başkanlığınca açılan Savaş Müzesi, Gaziantep Üniversitesinin açmış olduğu Gaziantep Kültür Tarihi Müzesi bulunmaktadır.  

Bunun yanında Zeugma antik kentinde inşa olunan Dionisos Villası Korugan Müzesi, Karkamış Antik Kenti, Dülük Köyünde yer alan Mitra Tapınağı İslâhiye İlçesinde yer alan Yesemek Açık Hava Heykel Atölyesi Müzesi, restorasyon çalışması tamamlanarak açık hava müzesi olarak ziyarete açılan Tilmen Höyük turizme arz edilen kültür varlıklarındandır.

Ayrıca Gaziantep Kalesi, Rumkale, Araban Kalesi, Tilbaşar Kalesi, Elif, Hisar Hasanoğlan Mezar Anıtları, önemli turistik cazibesi olan kültür varlıklarıdır

İslâhiye İlçesindeki Zincirli Höyük ile de yapılacak kazı çalışmaları sonrası turizme arz edilecek önemli kültür varlıklarındandır.

Üzerinde yaşadığımız bölgede var olan kültür varlıklarımız üzerinde yapılacak bilimsel çalışmalarla bölgemizin tarihi ve eski çağ kültür dünyası aydınlatılacak ortaya çıkan tarihi yerlerin ve eserlerin yayını, teşhir tanzimi ile de bu bilgiler tüm insanlığın hizmetine sunulacaktır.

Kültür Varlıklarımız ve Önemi (3)
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *