17 TEMMUZ ULUSLARARASI CEZA ADALETİ GÜNÜ

YAYINLAMA: 17 Temmuz 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 16 Temmuz 2025 / 15.36

Adalete en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, en çok hukuk ve adaletle ilgili uluslararası günler ve bu kavramlar hakkında farkındalık yaratma çabası ile dolu haftalar yaşamamız, ilahi bir işaret gibi geliyor bana.

Bugün de 17 Temmuz Uluslararası Ceza Adaleti Günü.

17 Temmuz günü, dünyada “Uluslararası Ceza Adaleti Günü” (International Criminal Justice Day) olarak anılıyor. Bugünden amaç, cezasızlıkla mücadele, uluslararası adaletin güçlendirilmesi ve insanlığa karşı işlenen suçların yargılanması konularında farkındalık yaratmak.

Roma Statüsü adı verilen bir protokole dayanarak Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) 17 Temmuz 1998’de kurulmuş, 2002 yılında faaliyete geçmiş. Roma Statüsü; soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçu gibi en ağır uluslararası suçların cezalandırılmasını öngören temel bir belge.

Ana prensibi şu: Devletlerin yargılayamadığı ya da yargılamayı reddettiği durumlarda, devlet başkanları, ordu komutanları ya da milis liderleri de dahil olmak üzere her zanlı UCM önünde yargılanıyor ve işlenen uluslararası suçlardan sorumlu tutuluyor.

Türkiye, Roma Statüsü’nü 2000 yılında imzalamış; ancak bugüne kadar onaylamamış, dolayısıyla UCM’nin yargı yetkisini tanımıyor. Oysa uluslararası adalet anlayışının gelişmesi açısından bu tür sözleşmeler, ülkeler açısından da önemli birer kontrol mekanizması. “Her rengi boyadık da bir tek fıstık yeşili kaldı” dediğinizi duyar gibiyim. Ülke sınırlarında hiçe sayılan, yozlaşmış adaleti ülkeler arası platformda tanıyacak kadar gelişmiş bir ülke miyiz sorusuna birçoğumuzun verdiği cevap aynı. Oysa adalet sınır tanımaz. Adaletsizlik dünyanın en gelişmiş kentinden en küçük mezrasına kadar “adaletsizlik” tir ve halkın buna karşı duruş geliştirmesi de şarttır. Aksi takdirde “Hukukun üstünlüğü”ne değil,  “Üstünlerin hukuku”na katlanmak zorunda kalırız.

Cezasızlığa karşı bir duruş sergilemek ne kadar önemli ise cezasızlık algısını normalleştirmemek de bir o kadar önemli. Uluslararası Ceza Adaleti Günü, işlenen ağır suçların cezasız kalmaması gerektiğini vurguluyor.

Mağdurların sesi olma yürekliliğini göstermek, özellikle günümüzde çok önemli. Bu anma günü, savaşlar, etnik saldırılar, cinsel şiddet, töre cinayetleri, küçük çocuklara tecavüz, çocuk evliliklerine göz yumma ya da alet olma gibi suçların mağdurlarına adalet sağlanması yönünde de bir duruşumuzun olması gerektiğini hatırlatıyor.

Uluslararası hukuk, küreselleşen dünyada artık çok daha anlamlı. Egemenlik kavramının bireysel sorumlulukla dengelendiği yeni bir hukuk düzeni tüm ülkelerin özlemi. Güç zehirlenmesi, otokrasiye yönelme, diktatörlük uygulamaları gibi tehlikeler için, uluslararası hukuk, bir güvence niteliğinde. Hepimiz biliyoruz ki adaletin sağlandığı toplumlarda barış ve yeniden inşa süreçleri daha sağlıklı işliyor. Ekonomiden kişisel suçlara kadar aklımıza gelebilecek her konuda, doğru işleyen bir adaletin yarattığı güvenin çarpan etkisi çok yüksek.

Bir ülke için uluslararası adalet mekanizmaları (örneğin Uluslararası Ceza Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi gibi kurumlar) birçok açıdan önemli.

Uluslararası bu kuruluşlar, devletlerin keyfi ya da hukuka aykırı uygulamalarına karşı bir denetim sağlıyor. Diktatörlük yolunda koşar adımlarla ilerleyen ülkelerin, haksızlıklarla kıvranan vatandaşları için bağımsız ve tarafsız bir yargı mekanizmasının varlığı, adaletin sağlanmasında çok önemli bir rol oynuyor.

Bireylerin haklarını koruyan bu mekanizmalar, bir devletin kendi vatandaşlarına veya başka ülke vatandaşlarına yönelik uygulamalarını denetliyor. Uluslararası bu mekanizmalar, keyfi ya da belli bir gücün emriyle verilen kararlarla haksızlığa uğramış insanlar için iç hukuk yolları tükendiğinde veya etkisiz olduğunda adalet arama olanağı tanıyor. Gelişmiş ülkelerde bu mekanizmaların devreye girmesi bir onur ve prestij kaybı olduğu için, bu ülkeler öyle bir duruma düşmek istemiyor. Gelişmeye niyeti olmayan ülkelerde durum bambaşka elbette.

Bir ülkenin uluslararası adalet sistemlerine bağlılığı, onun hukuka ve insan haklarına saygılı bir devlet olarak algılanmasını sağlıyor. Bu da hem diplomatik ilişkilerde hem de uluslararası ticarette o ülkenin güvenilirliğini artırıyor. Örnek olarak; o ülkelerin insanlarına, diğer gelişmiş ülkelerce, bırakın vize için randevu bile verilmemesi garabetini, onlardan vize bile istenmiyor.

Gelişmeye niyeti olmayan ülkelerde ekonomik ya da siyasal anlamda güçlü kişi ve gruplar suç işlese bile iç hukukta cezasız kalıyor.  Uluslararası yargı, bu tür cezasızlık kültürünün kırılmasında da etkili bir araç görevi üstleniyor. Bu durum ayrıca gelecekteki ihlallerin önlenmesine de katkı sağlıyor.

Ez cümle, uluslararası adalet mekanizmaları, sadece bireylerin değil, devletlerin de güvenliğini, meşruiyetini ve saygınlığını koruyan birer araç. Bu mekanizmaların varlığı, dünya genelinde daha adil, daha şeffaf ve daha barışçıl bir düzenin kurulması için temel bir gereklilik.

Dileğim; tüm bu uluslararası mekanizmalara gerek duymayacak kadar tarafsız, adil ve şeffaf bir adalete en kısa zamanda kavuşmamız.

 

17 TEMMUZ ULUSLARARASI CEZA ADALETİ GÜNÜ
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *