Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB’nin Türkiye’yi 54 yıldır kapıda beklettiğini belirterek, “Bu süre içerisinde Türkiye'nin bu kadar oyalanması hakikaten affedilir, dayanılır bir şey değildir” dedi.
Erdoğan Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Neças'la düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasında üst düzey işbirliği konseyi kurma noktasında mutabakat sağlandığını ifade etti.
İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin 2015 yılı sonuna kadar 5 milyar dolar seviyesine çıkarılması gerektiğini kaydeden Erdoğan, enerji yatırımları konusunda Çek Cumhuriyeti’nin alt yapısına ve beyin gücüne dikkat çekerek, “Çek Cumhuriyeti’yle burada özellikle termik santrallerimizin, doğalgaz çevrim santrallerinin yenilenmesi ve rehabilite edilmesi konusunda müşterek çalışmaya girmenin gayreti içerisindeyiz. Hatta hatta, nükleer enerji konusunda da burada müşterek adımlar atabiliriz” dedi. İki ülke arasında turizm alanındaki ilişkilere de dikkat çeken Erdoğan, Prag’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nin kurulmasının öngörüldüğünü belirtti.
Soruları da yanıtlayan Erdoğan, Brüksel’i ziyaret edeceğini açıkladığının hatırlatılması ve “Bu ziyarette AB’ye hangi mesajları vermeyi düşünüyorsunuz? Şanghay Beşlisi sizce AB’nin alternatifi mi?” diye sorulması üzerine, Türkiye'nin AB’ye üyelik başvurusunun geçmişinin 50 yıllık bir süreye dayandığını belirterek, “Bizim asıl bu işin kapısında oluşumuz 59’a dayanır. 1963 yılında resmi müracaat süresi başlamıştır. Ve bu süre içerisinde, Türkiye'nin bu kadar oyalanması hakikaten affedilir, dayanılır bir şey değildir. Adama sorarlar, yani, ‘54 yıl siz Türkiye gibi bir ülkeyi bu kapıda neden bekletiyorsunuz? Yapamadığı veya yapmadığı, yerine getirmediği ne var?’ Ağızlarında tek şey var: Ankara Anlaşması. Ankara Antlaşması’nın söyle biraz daha gerisine git bakalım orada ne var? Oralara girmek istemiyorlar” diye konuştu. Şu anda AB üyesi olan ülkelerin birçoğunun standartlarının Türkiye'nin yakaladığı standartlara ulaşamadığını ifade eden Erdoğan, AB üyesi pek çok ülkenin Maastricht kriterlerine göre “döküldüğünü” belirtti. İngiltere Başbakan David Cameron’un da kendi ülkesinde AB üyeliğini referanduma götürmeyi düşündüğünü açıkladığını hatırlatan Erdoğan, İngiltere’nin başından beri AB’nin para birliğine girmediğini kaydetti.
Erdoğan, İngiltere’nin para birliğine girmemesinin faydasını gördüğünü, Eurozone’a girenlerin de ciddi bir bedel ödediğini ifade ederek, AB üyesi ülkelerin halklarının batan ülkelere yapılan yardımlar nedeniyle “isyanda” olduğunu söyledi. Türkiye’de ekonomi alanında yaşanan iyileşmelerden bahseden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi henüz Türkiye Cumhuriyeti olarak AB içerisine almadınız ama AB üyesi ülkeler içerisinde 5 milyon Türk yaşıyor. Siz bizi resmen almadınız ama Türkiye zaten buraya halkıyla girmiş vaziyette. Oyalamayın, gelin bu işi bitirelim diyoruz.”
Şanghay Beşlisi konusuna da değinen Erdoğan, Türkiye’nin bu birlikte “diyalog ortaklığına” kabul edildiğini, Şanghay Beşlisi’nin sadece güvenliği esas alan bir birlik olmayıp ekonomik ilişkileri de kapsadığını belirtti. Erdoğan, “Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor bu konuda… Biz bu noktada adımımızı attık ve bunu geliştirmeye devam edeceğiz. Bunlar birbirinin de alternatifi değildir” dediği konuşmasında “Çek Cumhuriyeti'nin bir evladı olan Füle’den” de özellikle destek istediklerini ifade etti.SHA
İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin 2015 yılı sonuna kadar 5 milyar dolar seviyesine çıkarılması gerektiğini kaydeden Erdoğan, enerji yatırımları konusunda Çek Cumhuriyeti’nin alt yapısına ve beyin gücüne dikkat çekerek, “Çek Cumhuriyeti’yle burada özellikle termik santrallerimizin, doğalgaz çevrim santrallerinin yenilenmesi ve rehabilite edilmesi konusunda müşterek çalışmaya girmenin gayreti içerisindeyiz. Hatta hatta, nükleer enerji konusunda da burada müşterek adımlar atabiliriz” dedi. İki ülke arasında turizm alanındaki ilişkilere de dikkat çeken Erdoğan, Prag’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nin kurulmasının öngörüldüğünü belirtti.
Soruları da yanıtlayan Erdoğan, Brüksel’i ziyaret edeceğini açıkladığının hatırlatılması ve “Bu ziyarette AB’ye hangi mesajları vermeyi düşünüyorsunuz? Şanghay Beşlisi sizce AB’nin alternatifi mi?” diye sorulması üzerine, Türkiye'nin AB’ye üyelik başvurusunun geçmişinin 50 yıllık bir süreye dayandığını belirterek, “Bizim asıl bu işin kapısında oluşumuz 59’a dayanır. 1963 yılında resmi müracaat süresi başlamıştır. Ve bu süre içerisinde, Türkiye'nin bu kadar oyalanması hakikaten affedilir, dayanılır bir şey değildir. Adama sorarlar, yani, ‘54 yıl siz Türkiye gibi bir ülkeyi bu kapıda neden bekletiyorsunuz? Yapamadığı veya yapmadığı, yerine getirmediği ne var?’ Ağızlarında tek şey var: Ankara Anlaşması. Ankara Antlaşması’nın söyle biraz daha gerisine git bakalım orada ne var? Oralara girmek istemiyorlar” diye konuştu. Şu anda AB üyesi olan ülkelerin birçoğunun standartlarının Türkiye'nin yakaladığı standartlara ulaşamadığını ifade eden Erdoğan, AB üyesi pek çok ülkenin Maastricht kriterlerine göre “döküldüğünü” belirtti. İngiltere Başbakan David Cameron’un da kendi ülkesinde AB üyeliğini referanduma götürmeyi düşündüğünü açıkladığını hatırlatan Erdoğan, İngiltere’nin başından beri AB’nin para birliğine girmediğini kaydetti.
Erdoğan, İngiltere’nin para birliğine girmemesinin faydasını gördüğünü, Eurozone’a girenlerin de ciddi bir bedel ödediğini ifade ederek, AB üyesi ülkelerin halklarının batan ülkelere yapılan yardımlar nedeniyle “isyanda” olduğunu söyledi. Türkiye’de ekonomi alanında yaşanan iyileşmelerden bahseden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi henüz Türkiye Cumhuriyeti olarak AB içerisine almadınız ama AB üyesi ülkeler içerisinde 5 milyon Türk yaşıyor. Siz bizi resmen almadınız ama Türkiye zaten buraya halkıyla girmiş vaziyette. Oyalamayın, gelin bu işi bitirelim diyoruz.”
Şanghay Beşlisi konusuna da değinen Erdoğan, Türkiye’nin bu birlikte “diyalog ortaklığına” kabul edildiğini, Şanghay Beşlisi’nin sadece güvenliği esas alan bir birlik olmayıp ekonomik ilişkileri de kapsadığını belirtti. Erdoğan, “Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor bu konuda… Biz bu noktada adımımızı attık ve bunu geliştirmeye devam edeceğiz. Bunlar birbirinin de alternatifi değildir” dediği konuşmasında “Çek Cumhuriyeti'nin bir evladı olan Füle’den” de özellikle destek istediklerini ifade etti.SHA