BEĞENDİĞİM BİR ARAŞTIRMA KİTABI
Araştırmaları okumaya, kendim araştırma yapmaya çok meraklıyım. Okuduğum en iyi araştırma kitapları hep yabancılar tarafından yazılmış oluyor. Yabancıların neden iyi araştırma kitapları yazdıklarının nedeni gayet basit! Yabancılar, dürüstçe ne araştırdılarsa onu yazıyorlar, halbuki bizde öyle değil! Bizde, araştırılan konu, toplumun tepkilerine, veya tez ise, hocanın siyasi görüşüne göre değişebiliyor!
Bana kaç kere oldu; benim verdiğim bilgiler tamamen çarpıtılarak tezde veya makalede kullanıldı. Zira, benim verdiğim bilgiler, hocanın siyasi görüşleri ile çelişiyordu herhalde...
Amerika’da Library of Congress isimli, Temsilciler Meclisi’nin kütüphanesi var. Oraya bütün dünyada yayınlanan kitapları seçerek alırlar. Bakın bakalım, Türkiye’den hangi araştırma kitapları alınmış oraya? Şimdi adını yazmamayım... Üniversitenin birinin web sayfasında orada master yapan öğrencilerin master tezleri var... Bazı tezler bir felaket... Daha önceki yıllarda yazılmış araştırmaların birkaç cümlesi değiştirilmiş ve yeni tez diye sunulmuş... Her neyse, bu ülkede yapılan intihalin, kopyenin haddi hesabı yok! Sayfalarca yazı yazılabilir.
Ben, Amerika’da 50 sene önce yazılmış, Güneydoğu’daki göçerleri konu alan bir araştırma kitabı hakkında konuşmak istiyorum...
“Göçerler ve Çiftçiler: Türkiye’nin Güneydoğusundaki Yörükler üzerine bir çalışma” Michigan Üniversitesinden Daniel G. Bates tarafından 1973 senesinde İngilizce yazılmış muhteşem bir kitap. Bates’e o zamanın Maraşdaki Müze Müdürü Cengiz Köseoğlu, Prof. Halet Çambel, Prof. Erol Tümertekin, Prof. Duran Taraklı ve Prof. Ahmet Demir gerek bilgilerini paylaşarak; gerekse vakit verip onunla çalışarak çok yardım etmişler. Yörük, Muztafa Gezgin ve Güzel Ateş de yardım edip, çalışmayı kolaylaştırmışlar. Ayrıca Bates’in eşi Ülkü Hanımın da kitaba büyük katkısı var.
Önce kitabın “içindekiler” bölümünü yazayım: I. Yeni yerler, göç yolları ve sosyal manzara; II. Aynı soydan gelen gruplar, akraba gurupları ve gurupların çoğalmaları; III. Evlenmenin Yörüklerdeki kuralları ve alternatif evlenme sistemleri; IV. Guruptan ayrılarak yerleşik düzene geçme ve miras; V. Konaklama gurupları ve mera kullanma hakları; VI. Yerli üretim, tüketim ve varsıllığı artırma yolları; VII. Göçer yerleşimleri ve Sosyal hayattadaki değişiklikler...
Kitabın girişinde İran’ın kuzeyinde yaşayan, Türk kökenli aşiretlerin, yaşamlarının ve edebi yönlerinin yapılan araştırmalarla belgelendiğini; yine Türkçe konuşan Anadoludaki aşiretlerin hakkında ise çok fazla bilgi bulunmadığını, yapılan bu çalışmanın o boşluğu dolduracağına inandığını söylüyor.
Çalışma alanı olarak Torosların orta bölgeleri, Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu seçilmiştir. Nüfus ve topluluklar çevre şartlarına göre gittikleri bölgenin özelliklerini benimsemişlerdir. Buna karşılık etnoğrafik farklılık, ve bağlantılı üretim modelleri, yerleşen Yörüklere değişik sosyo-ekonomik çevre ve ilişkili düzenli kaynak yaratmıştır. Ancak, eknik köken bu çalışmanın dış sınırlarını belirlemiştir.
Yörükler göç bölgelerini iklime, mevsime ve bol çayırlı kırlara göre ayarlarlar... Hatta bu konuda, göç zamanını belirlemek üzere, Türkçeye yerleşmş bir deyim bile vardır: “Yörük havası” veya “Yörüğün gideceği hava” diye...
Kitapta konu edilen göçer Yörük toplumlarının göçükleri bölgeler, Hatay, Gaziantep, Maraş ve Kayseri bölgeleridir. Göç edilen yerde, iklim dönüşümü hesap edilir. Baharda daha alçak platolar ve bol çayırlı kırlar tercih edilirken, yaz aylarında daha yüksek dağ tepelerine çıkılır. Sonbahar ve kış aylarında ise daha korunaklı yerler tercih edilir. Mevsimlere göre göç edilen yollar hep aynıdır. Bir başka deyişle, gidişde de gelişde de hep aynı yol kullanılır.
Güneydoğu’daki göçer toplulukları konu eden kitap da neler neler var... Göçerlerin evlilik adetleri en ilgi duyduğum konu oldu diyebilirim.
“Eğer ailenin gücü kısıtlı ve zayıfsa, başlık parası verilemeyeceği için oğlanın kızı kaçırması şarttır diyor” yazar Bates. Aynı kural, ailenin kızı için de geçerli. Ailenin kızı da kaçması gerekiyor!
Genellikle dul kalmış bir kadın, ilk kez evlenecek bir delikanlı için doğru gelin adayı değildir. Ancak, delikanlı fakirse; ailede de evlenecek birden fazla delikanlı varsa, başlık parası verilmeyeceği için genç, dul bir kadın gelin adayı olabilir.
“Kaçırma olayı da pek kolay birşey değil” diyor Bates, beraberinde getirdiği ve çözülmesi gereken dolu problem yaratır!
Evet, kitap çok güzel yazılmış, değerli bir kaynak ve araştırma... Göçer toplumlar hakkında ciddi bir çalışma. Aynı yazarın Ortadoğu halkları üzerine yazılmış başka araştırma kitapları da bulunuyor.