TORPİLİM YOK MAALESEF!
Arsuz 2014 sezonunu geçen hafta açtık, çok şükür. Burada 19 sene önce filan alınmış bir Arçelik çamaşır makinam var. Aradan yıllar geçsede, senede sadece iki ay kullanıldığı için pek eskimiyor doğal olarak... Ancak aldığım günden beri, aynı zamanda termostat ve kapak açma düğmesi olarak kullanılan düğme yanlış dizayn edildiği için verimli çalışmıyor. Dizayn olarak plastik türevi bir madde, metal bir çubuğa tutturulduğu için, makinayı açmak maksadı ile bu çubuğu büktüğünüzde plastik türevi madde kırılıyor. Her seferinde servis çağırıyorum, servis yeni bir plastik türevi düğme takıyor, en fazla iki kere çamaşır yıkıyorum, kapağı açmak için düğmeyi bükmek zorunda olduğum için düğme yine kırılıyor. Sonra yeni yıkamalar için servis tekrar geliyor, ya da ben pense ile aynı işlevi yapmaya çalışıyorum.
Arçelik’in şikayetinizi yazacağınız aklı başında bir web sitesi var. Oraya yazınca sizi arıyor ve ilgileniyorlar. Ben de defalarca yazdım ve problemime kalıcı bir çözüm bulunmasını istedim. Sadece servis gönderdiler o kadar... Kalıcı çözüm bulmak gibi bir zahmete asla girmediler...
Şimdi bu işten anlayanlar diyebilirler ki: “makinayı alalı 20 sene olmuş, Arçelik yedek parça bile bulundurmakla yükümlü değil...” Bu düşünce doğru olabilir, ama bilekisiz ki ben çok mutsuzum bu konuda... Çalışan çamaşır makinasını sırf o plastik düğme yüzünden atmak istemiyorum. Problemin oluşmasında benim bir hatam yok, üstelik her seferinde servis ücreti de ödüyorum ve neticede gayet mutsuzum...
Artık pek moda oldu, büyük firmalar telefonda bile hissedeceğiniz gülümseyen, kibar ve sesi güzel operatörler çalıştırıyorlar. Siz, şikayet telefonu açınca gayet hoş karşılanıyorsunuz, kızgınlığınız yatışıyor ama, çözüm yok... Yani kibarca kandırılıyorsunuz... Üzerine de para ödüyorsunuz... Size bir sürü örnek sayabilirim...
Arçelik de böyle, Samsung da böyle, Yurtiçi Kargo da böyle, hatta Turkcell de böyle... İstanbul’da bozulan Samsung çamaşır makinam için teknisyen üç gün sonra gelebildi. Tam üç gün çamaşırım deterjanlı suyun içinde makinada kaldı... “Tekrar mı bozulur acaba?” diye ne kadar tedirginim bilseniz...
Yurtiçi Kargo ile defalarca sorun yaşadım. Adrese teslim ücreti ödediğim halde, teslim etmediler, gidip ben almak zorunda kaldım. Şikayet edince, demin bahsettiğim pek kibar operatörler özür diliyorlar, ne faydası varsa... “Bundan sonra böyle bir problem yaşamayacaksınız” diyorlar... Hadi canım, aynı problemi en az üç kere yaşadım, bari yalan söylemeyin... Paranızı alıp, sizi de kandırıp, mutsuz ediyorlar...
Gazeteler de, internet te yayınlanan haberlere aldanıp, Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanabilmek için nüfusumu Hatay’a aldırdım. Tam üç gün uğraştım, sinirlerim bozuldu ama başardım. Belediye, benim yaşadığım siteye sokak ismi ve evlere numara vermiş... Ama kimse bilmiyor! Ne Arsuz, ne Gözcüler Belediyesi Antakya’daki bu konuları içeren bilgilere bilgisayardan ulaşamıyorlar... Netice olarak ben mağdur oluyorum... Neyse, Sevgili Kocamın sayesinde bilgileri aldım, Arsuz Nüfus dairesine gittim. “İlla da adrese gelmiş fatura ibraz edeceksin” dediler. Tamam da yok! Adrese gelen Belediyeye ait su; Tedaş’a ait elektrik faturası mevcut değil... “Ben, Ayda mı yaşıyorum?, aynı durumda olan bir dolu insan var” dedim. Tapu ve Emlak Vergisi makbuzu da kabul edilmiyor, iyi mi?
40 senedir çalışıyorum, Devlet dairelerinde değişen hiçbir şey yok... Eskiden asık suratlı, sigara kokan aksi erkekler olurdu. Artık, gülümseyen güzel genç hanımlar var; ama yapı ve kafa aynı, “olmaz hemşerim...!” Buraya yazmalıyım, İskenderun Adliyesinde İlçe Seçim bölümünde çalışan genç hanım, şahane güzellikteydi, bayıldım, ama diretmesem beni seçmen yazmayacaktı...
Bu durumda ne yapmalıyım ben? Hukuki yoldan hakkımı arayabilirim, ama mahkeme harcı, takip, avukat masrafı ve bütün bunların ben de yaratacağı strese girmek istemiyorum. Stres, bir dolu hastalık oluşmasına neden oluyor...
Bu yazıyı üçüncü dünya ülkesinde yaşadığımızı anlatmak için yazdım. Tüketici olarak mağduruz... İstanbul’da metrobüs ve metro istasyonlarında beş çocukla dilenen Suriyeliler de bir başka üçüncü dünya ülkesi manzarası...