Hayal-i Yare

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Hamamı zade Ismail Dede efendi yi tanımayan yoktur kanımca . Kısa ömrü içine o kadar çok eser vermiştir ki, inanılması zor bir rekor olsa gerek. Bir çok bestesinde kendine has uslupla doyulmaz güzel eserlerinin yanında, aile bireylerininde Türk Sanat müziğine yatkın insanlar olması, bir başka genetik kalıtım olduğuna inanıyorum. Enderunda yetişen Keçi Arif Ağa, bir başka adıyla Şirin Arif Ağa, Sultan II Mahmut döneminde yaşamış, çok güzel tanbur çalan bir usta idi. Ünü her tarafta bilinirdi.
Şirin Arif Ağa uzun bir zaman usul dersi aldığı Ismail Dede Efendinin torunu Hatice hanıma gönlünü kaptırır. Aslında gönlünü kaptırdığı Hatice hatun içinmi Türk Sanat müziğine ilgisi artar yoksa , Hocasının gözüne girmek içinmi Türk Sanat Müziğini bahane ederek aldığı derslerde, hocasının evinde gördüğü Hatice Hatuna gönlünü kaptırır, orası bilinmemektedir. 1818 senesinde Hatice Hatunla evlenen Şirin Arif beyin 1820 senesinde bir çocukları dünyaya gelir. Adını Rıfat koyarlarlar.
Rıfat bey çok genç yaşta Enderun’a alınır . Onun Enderunda bulunduğu dönemde Hacı Arif beyde aynı yerde bulunur. Her ikisinin arasında kırıcı olan bir rekabet başlar. Saraya yakın olan Rıfat bey, Enderunda düzenli bir şekilde terfi ettiği bilinir. Rıfat bey Sultan ‘2 inci Mahmut’tan başlayarak beş Padişah döneminde Sarayda görev yapar. Musahiblik, Müezzin başılık, Enderun hocalığı ve Serhanendelik görevlerini yaparken Hacı Arif beyde aynı dönemde Sarayda bulunur.
Aralarındaki ezeli çekişme konuları içinde aynı cariyeye gönül vermeye kadar giderler. Çerkez güzeli olan Çeşmi Dilber’e gönlünü kaptıran Hacı Arif beyin maceralı aşkındaki rekabete dayanan olaylı evliliği, dillere destandır. Çeşmi Dilber için bir çok beste yapan Hacı Arif beyin bu cüretine karşı , Sultan Abdulmecid, Hacı Arif beyi af eder ve Çeşmi Dilber’le evlenmesine müsaade eder. Aslında Çeşmi Dilber Hacı Arif beyi sevmez. Bu nedenle kısa bir süre sonra Hacı Arif beyi terk eder. Kime kaçtığı tam olarak bilinmesede bir tüccara kaçtığı söylenmektedir.
Rıfat bey Mevlevilik tarikatına girerek dini musiki kültürünü geliştirdiği bilinir. Ferahnak ve Nev’eser makamında iki mevlevi eseri günümüze kadar yaşamayı başarmıştır.
Bu arada Anadolunun bir başka yerinde Beyazid oğullarından Süleyman paşanın, Dulkadir neslinden Şerife Hanımdan olan oğlu, 1830 yılında Maraş’ta dünyaya gelir . Yusuf Ken’an adını koyarlar. Ken’an edebiyata meraklı genc bir delikanlı olarak daha 15 yaşında Istanbula gelir. Çok genç yaşta olmasına rağmen edebiyata olan düşkünlüğünden Bab-ı Alinin en aranan katibi olur. Ünü çok çabuk Saray tarafından duyulur ve Padişah Meclisinde Başkatiplik, diğer bir adıyla ‘’Amedci’’ olarak göreve alınır.
İşte Amedci Yusuf Ken’an beyin Rıfat beyle karşılaşması burada olur. Rıfat beyin edebiyata olan düşkünlüğü neticesi yazdığı güfteleri, Hacı Arif beye kaptırmamak adına sarayda iki usta bestekar arasında kıyasıya rekabet başlar. Rıfat bey cömert, şair ruhlu olup musıkişinasları himaye etmeyi çok seven bir kişiliğe sahiptir. İçkiye çok düşkünlüğü sarayda herkes tarafından bilinir ve hoş görülürdü. 1876 senesinde rahatsızlanarak vefat ettiğinde sevenleri tarafından ‘’ İşrete düşkündü, bu nedenle öldü’’ diyerek bir tevatür çıkarılmıştı.
Amedci Yusuf Ken’an beyin hem hikayeleri hemde şiirleri bulunmaktadır. ‘’ Asar’ı Ken’an Bey’’ adlı bir eseri ve ‘’Gülşen-i Sühan ‘’ adlı bir başka kitabı günümüze kadar erişmiştir. Sarayda uslu durmayan sadece Hacı Arif değildir. Amedci Yusuf Ken’an beyinde dillere düşen bir kaç maceraları olur. Bu maceraları Hacı Arif bey gibi dillendirme cüretini gösteremez. Bu nedenle duygularını mısralara döker. Bunların içinde birisi vardırki dinlerken, bir aşkın bir sevginin nasıl kelimelere işlendiğine tek örnek olabileceğine inandığım mısralar ortaya çıkmış, ve bu mısralarda Rıfat bey tarafından bestelenmiştir.
Makamı Saba-Zemzeme, Güfte Yusuf Ken’an beyin , beste ise Rıf’at beyin; Hayal-i yare girye dursun, Kurulsun Sah-nı çeşmimde otursun,
Bu güzel besteyi çok genç bir sesten sizlere dinletmeyi düşündüm. Ezgi Köker. Beğeniceğizi ümid ederim.

http://www.youtube.com/watch?v=5CQc4RSWbWw

Hayal-i Yare