Aç kapa Artema!..

YAYINLAMA: 29 Ekim 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 29 Ekim 2016 / 20.00

Hani şu ünlü musluk reklamı vardı ya, “Aç kapa Artema” işte olay tam da bunu andırıyor!
Şu, İstanbul’da Çekmeköy’de, belediye otobüsünde hemşire Ayşegül Terzi’ye tekme atan yaratık Abdullah Çakıroğlu’dan bahsediyorum.
Üç gün önce mahkeme bu yaratığı tahliye etmişti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tahliyeye itirazını nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi yerinde bularak sanık hakkındaki tahliye kararını kaldırarak tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.
Polis, sanığı yakalayarak gözaltına aldı. Sağlık kontrolünün ardından Çekmeköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi, bugün adliye sevkedilecek.

Bu yaratığın söylemleri, iğrenç tavrı Türkiye’yi epey meşgul etti. Bitti zannettik, yeniden başladı.
Üçüncü kez gözaltına alınıyor.
Biraz tuhaf değil mi?
Gözaltına alıp bırakıyorsun. Tamam.
Kamuoyu baskısı artınca tekrar gözaltına alıp, bu sefer mahkemeye sevkediyorsun, tutuklanıyor. Bu da tamam.
Ama daha iki ay bile yatmadan sanığın ileride alınacak raporda kısmi ya da tam akıl sağlığı bozukluğunun tespit edilme ihtimali dikkate alınarak tahliyesine karar veriliyor! Buna da tamam diyelim.

Tahliye haberi duyulunca medya ayağa kalkıyor. Genç hemşire kızın feryat eden, ağlayan resimleri vicdanları sızlatıyor. “Bu adam benim evime yakın oturuyor. Şimdi çıkınca bana yeniden saldıracak, belki de beni öldürecek” diyor.
Medyada birinci haber durumuna gelince yaratık üçüncü kez gözaltına alınınca insan doğal olarak şaşırıyor.

Bu iş başından itibaren daha düzgün yapılamaz mıydı?
Hukuka, adalete karşı güven zedeleniyor, bunun farkında değiller mi?




Özür:
Babamın ölüm yıldönümü nedeniyle dünkü köşemde yer alan yazılardan Mübeccel Atay’a ait olan yazıda operatör hatası sonucu isim belirtilmediğinden, kuzenim Mübeccel Atay’ın babam ile ilgili yazısını yeniden köşeme alıyorum. Bu hatadan dolayı Mübeccel Hanım ve okurlarımızdan özür dilerim.


Mükemmel kişilikte bir insandı
Merhum Osman Tuzcu, Gaziantep’in mahalli gazetesi olan Sabah Gazetesinin sahibi, aynı zamanda halam Mediha Tuzcu’nun eşi oluyor. Akraba olmamız dolayısıyla ile yakından tanıma şansına sahibim.

Şahsına münhasır saygın bir kişiliğe sahip olan merhum eniştemiz yardımsever, akrabalarına değer veren, darda olanın elinden tutan sevilen bir kişilikti. Aynı zamanda esprili, yerine göre ciddi, akılcı, mantıklı, yerine göre eğlenmeyi seven, yerine göre gülen ve güldüren bir insandı.

Sabah Gazetesi’nin şimdiki sahibi Aykut Tuzcu yurt dışında üniversite eğitimi alırken, gazeteye prosedür gereği 7 sene kadar mesul müdürlük yaptım. 1972 yılında görevi devrettim.
Gazetede çıkan bazı yazılar dolayısı ile bir arada olma durumu hasıl oluyordu. Benim bazı durumlar karşısındaki duruşumu ve müdafa yapışımı takdirle karşılardı ve beni çok güldürürdü. Sınavını başarı ile tamamladın derdi, gülerdik.

Gaziantep’in yetiştirdiği, ünlü simalardan bir isimdi. Akrabalarının mutlu ve güzel günlerinde de üst başta yer alırdı. Nikah şahidi olarak, nişan merasiminde bulunarak, mutlaka mutluluğa ortak olurdu. Eşi Mediha Tuzcu ile mutlu bir evlilik hayatları oldu ve bütün evlenen çiftlere örnek teşkil ederlerdi. İyi bir eş, iyi bir baba, mükemmel kişilikte bir insandı.
Niteliklerini anlatmakla bitiremem. Çok sayar ve severdim. Rahmetle anıyorum. En güzel servet arkanda bıraktığın şerefin, itibarın, sevgin ve saygındır.
Tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanın cennet olsun.

Aç kapa Artema!..